Ben Arya Çınar . 18 yaşındayım . Kazandığım üniversite dolayısıyla İzmir otobüsünde,yoldayım.Yanı başımda dostum,çocukluğum,canımdan daha çok sevdiğim arkadaşım,Bigemim var . Ona bu kadar değer veriyorum çünkü birbirimizi 8 yıldır tanıyoruz. Bu zamana kadar her koşulda karşılıksız ve sonuna kadar benimle oldu . Ve tabiki ben de onunla . Her yıl daha da arttırdı aramızdaki o kimsenin yıkamayacağı bağı. Her düştüğümde daha da güçlü kalkmamın sebebiydi her zaman o . Ortaokulda başlayan kardeşliğimiz(biz artık bu kelimeyi hak ettiğimizi düşünüyorduk)bugün zorluklarla kazandığımız ve sonuna kadar hak ettiğimiz Ege Üniversitesinde devam ediyordu. Bizim kazandığımız sadece bir sınav değil,geleceğimiz,tüm hayatımızdı aslında . Yollarımız lise sıralarında ayrılmıştı ama yine buradaydık işte. Tekrar birlikteydik sonunda. Ben tüm bunları düşünürken fazla uzaklara dalmış olacağım ki Bigem neşeli bir ses tonu ile "Noldu asker mi bekliyorsun!" diye takıldı bana. Gülümsedim ona dolu gözlerle. "Haydaaa!!Şakasına demiştim ama sen baya ciddisin "diye üsteledi.Neşelendirmeye çalışıyordu beni çaktırmadan . "İyiyim ben,sakin ol"yaşlarımı siliyordum bunu söylerken.
"Valla ben anlamam gözlerin pek öyle demiyor."
"Duygulandım biraz o kadar"
"Ben de onu diyorum ya!Anlatacak mısın artık yoksa yüzlerce birbirinden alakasız tahmin mi duymak istersin?!"
"Yok yok ben almayayım!"(ikimiz de güldük)"Bizi düşünüyordum,iyi ki aynı okulu kazanabildik de birlikteyiz diye."
"Ee az mı çalıştık be kızım . Sonunda yiyoruz işte ekmeğini."haklıydı çok çabalamıştık
"Evet öyle."(iç çektim)"Sonunda"
"Senin duygusallığın ne olacak be Arya(!)Valla her seferinde korkutuyorsun beni"
"Sen de alış artık kızım ne yapayım . Hem fazla değil benimki sen duygularını içinde yaşıyorsun ben dışımda o kadar ."
"Fazla mı değil?!Umarım komik olmaya falan çalışıyorsundur çünkü az daha düşünsem otobüs falan dinlemeyip kahkahayı basacağım!"
"Yo gayet de ciddiyim nesi komik"bozulmuş gibi yapıyordum ama aslında eğleniyordum içimden
"Hahahahahahaha!Yani şimdi sen-hHaahahahaha normal mi-puhahaahahah!"gerçekten kahkaha atıyordu . Otobüsün ortasında durduramıyordu kendini . Utanmıştım o yüzden hemen elimi ağzına götürdüm
"Bigem abartma tamam of bak herkes bakıyor . Sus lütfen artık!"Bigem zorla da olsa derin nefes alarak kendini sakinleştirdi
"Geçen bebek bezi reklamında ağlayan kimdi!?"
"O tam olarak öyle o-olmadı yani-"
"Valla cicim tam olarak da öyle oldu ama neyse şimdi yılların hatrı var başkası olsa dalga geçerdim her yerde"
"Ne yapayım annesine emekliyordu böyle gülerek sonra kucağında uyudu falan ne bi-"Bigemin'in elini bacağımda sertçe hissedince sustum ne oluyor diye baktığımda gülmemek için yüzü kızarmıştı
"Biraz daha konuşursan kovuluruz nolur sus!"Gülümsedim . Başımı salladım ve pencereden dışarıyı seyretmeye devam ettim. İşime gelirdi susmak. Konuşmayı pek sevmezdim benim yerime o konuşurdu. Ben dinlerdim .Tam düşüncelere dalmışken telefonumun titremesiyle irkildim. Arayan annemdi , tabiki . Hemen açtım ve annemin duygulanmış sesiyle karşılaştım
"Kuşum, anneciğim, nasılsın?"biri dokunsa ağlayacak gibiydi
"Çok iyiyim ben anneciğim sen nasılsın?" Cevabı bilinen sorulardandı bu
"İyi. İyiyim anneciğim tabi ne kadar olursa sen başka bir şehirde uzun süreli kalmaya giderken.."
"Konuşmuştuk ama ana kuşum (böyle sesleniyordum ona yıllardır :) )bunları .Şimdi neden böyle yapıyorsun . Biliyorsun üzülürüm geri dönerim bak"
"Yok yok anneciğim o yüzden demiyorum ama işte anne yüreği kuşum uzaklara gidiyor sonuçta. Sen beni düşünme . Gurur duyuyorum ben sizinle . Hem abin hem sen babanla verdiğimiz emeklerin karşılığını fazlasıyla verdiniz . A bak baban demişken o da burda gözümün içine bakıyor vereyim diye telefonu . Veriyorum ona . Bigeme de çok selam söyle .Çok seviyorum seni annem beni ararsın inince."
"Tamam anneciğim Bigem'in de çok selamı var "
"Aleyküm selam anneciğim . Verdim babaya . "Birkaç tıkırtı ve babamın hafif boğuk ama gururlu sesi;
"Babacığım.Nasılsın şeker parem(o da bana böyle sesleniyordu)Bak odanın önündeyiz şimdi yokluğun nasıl da kendini belli etti 3 saatte.."babamın sesini bir abimi askere gönderdiğinde bir de şimdi böyle duyuyordum. Çaresiz ama bir o kadar da içten ve sıcacık..İyiyim demeye içim el vermedi onun bu halini gözümde canlandırdığımda .
"İyi olmaya çalışıyorum babacığım. Beni bekleyen başarılı geleceğimi hayal etmeye çalışarak moral buluyorum"diyebildim
"Hak ettiniz siz kızım.Bizi hiç merak etme . Duygulanacağız elbet ama alışırız,aklın burada kalmasın sakın. Sen müsait zamanlarında ararsın bizi konuşuruz."
"Tabiki öyle yapacağım babişim. Her fırsatta arayacağım"boğazımda bir düğüm oluşmuştu sanki,yutkundum."Sizi çok seviyorum.."
"Biz de seni çok seviyoruz şeker parem . Kendine iyi bak kapatıyoruz şimdi. Annen kalın giyin diyor.Ne kalını Semra Ağustos ayındayız yahu!....Ne demek üşür,İzmire gidiyor kız.Aman hadi sen de abartma...Neyse neyse. Görüşürüz hadi kızım benim . Çok öptüm...Öptük!"didişmelerini bile özlemiştim birkaç saatte.Gülümsedim.
"Görüşürüz babacığım ben de çok öptüm. Anneme söyle endişelenmesin güzelce giyinirim.Hadi bay bay"Onlardan hiç bu kadar uzağa gitmemiştim . Gitsem bile birkaç günlüğüne oluyordu.5yıllık bir okul kazanmıştım.Tatillerde onları göreceğimi bilsem bile yokluklarına alışmak zor olacaktı. Her sabah beni öperek uyandıran annemin içinde çeşit çeşit reçeller ve peynirler barındıran o kahvaltıları yoktu artık . Sabahları ne kadar somurtuk bir yüzle de kalksam "Heh uyandı evimin çiçek yüzlüsü"diyerek şakayla karışık iğneleme yapan bir babam da yoktu.Dediğim gibi zor olacaktı ama büyümek böyle bir şeydi.Bir yerden başlamak lazımdı.Saatlerdir yolculuk yapıyorduk trafik olduğundan 4-5 saatlik yol olmuştu 7 saat. Belimin ağrısıyla uyumaya çalıştığım pozisyondan doğruldum . Bigem de yanıbaşımda kafasını koltuğa yaslamış uyuyordu. Bazen ona imreniyordum her koşulda uyuyabildiği için.Otogarın görünmesiyle fazla heyecanlanmış olacağım ki "sonunda"diye seslice bir iç çektim, Bigemin kıpırdanmasıyla ses tonumun yüksekliğinin farkına vardım. "Geldik mi"diye etrafa şaşkın gözlerle bakarken hazır karanlıkken bizi korsanlar kaçırdı diye şaka yapmak geçti içimden. Genelde bu tarz tatsız ve anlık şakaları hep o yapardı. Ben ona hiç kıyamazdım. "Geldik uyuyan güzel . Aralıksız 3 saat uyudunuz arada bir iki kez dürttüm tepki vermeseydiniz otobüsü ayağa kaldıracaktım öldüğünüzü düşünüp." Bigem bana uyumaktan şişmiş,kısık gözleriyle "ne diyor bu" der gibi bakarken ben sadece ona bakıp gülüyordum. Ben bu kızı cidden çok seviyordum.
Muavinin "İZMİR YOLCUSU KALMASIIIN!" ikazıyla yerimizden fırladık. Ütülü kıyafetlerimiz oturmaktan buruş buruş olmuş,bacaklarımız işlevlerini sonunda tekrardan kullanabilmişti. İndiğimizde İzmirin akşam bile ılık ve yumuşacık havası yüzümüze çarparken dostumla aynı anda birbirimize bakıp gözlerimizle birbirimize "Cidden buradayız.."dediğimize yemin edebilirim ama kanıtlayamam.Biz etrafı incelerken Muavinin " Kızlar ilk defa mı geliyorsunuz"demesiyle irkildik . Elinde bizim bavullar,adam bize bakıyordu. Bizim otobüsten inen kalabalık da dağılmıştı.Utanmıştım.O an yüzüm kıpkırmızı olmuş bile olabilirdi. "Ne zamandır hayal kuruyorsun yine Arya"diye kızdım içimden kendime . Allah bilir nasıl bakmıştık da dam böyle bir izlenim edinmişti.
"Evet ilk..?"dedi Bigem aniden. Sesinin tonunda oldukça ciddiyet bir hayli de şaşkınlık vardı,
"Yok kötü anlamda demedim,yanlış anlamayın. Saat geç oldu isterseniz ,yani eviniz burada değilse taksi falan ayarlayalım diyecektim"bu cümleyle derin bir oh çektim.Köyden şehire inmiş gibidir hava vermek istemezdim elbet. Burası bir harikaydı, o ayrı.
"Yok teşekkürler ederiz biz hallederiz "dedim gülen bir yüzle.Biraz daha ilerleyip taksi durağına doğru ilerlediğimiz sırada Bigem birden atıldı ,
"O neydi ya öyle taksi ayarlayalım falan!Bizim elimiz kolumuz yok mu yani?!"
"Amacı kötü değildi ki neden sert karşılık veriyorsun?"
"Nasıl değildi Arya sen sağır mısın ya?Bildiğin asıldı adam bize!"
"Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Belli ki yardımcı olmaktı niyeti. Saat gece yarısı olacak bir iki saate."
"Bence lafı oraya getirdi sıkışınca. U dönüşü klasik"sustum. Daha fazla konuşacak halim yoktu . Fikri değişecek değildi. Boşu boşuna vücudumdaki son enerji kırıntılarını da harcayamazdım.
Taksi durağına varmıştık sonunda. Kulübenin içine baktığımızda kimse yoktu. Yoğunlar herhalde diye düşündük birkaç dakika sonra numarayı aradık. Açmadılar. Beklemeye devam ettik çünkü yürümeye halimiz yoktu-korkuyordum- Aradan yarım saat daha geçmişti ki yolun karşısındaki büfesini kapatan amca bize ne için beklediğimizi sordu. Taksi beklediğimizi anlattığımızda bu şubenin çalışmadığını,az daha yürürsek bir kulübenin daha karşımıza çıkacağını ve 7/24 açık olduğunu söyledi . Başka çaremiz olmadığından amcaya teşekkür edip yürümeye devam ettik. Birimi dakika sonra sessiz,karanlık bir yoldan ilerlerken arkamızdan birinin yürüdüğünü duyduk. Adımları daha da hızlanmaya başladığında bizimkiler de ona ayak uydurdu ve artık bunun adı koşar adımlarla oradan uzaklaşmaya çalışmak oldu. Omzumun üstünden baktığımda siyah kapşonu yüzünün neredeyse yarısına kadar çekmiş bir adam olduğunu görebildim.Korkuyordum.O kadar korkuyordum ki Bigemin yüzüne bakamıyorum. Onu yanımda olduğundan emin olarak atıyordum her adımımı ama bakamıyordum. Eğer baksaydım,büyük ihtimalle ağlamaya başlardım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki duyabiliyordum."Anne.."dedim içimden"Yardım et.."
![](https://img.wattpad.com/cover/270425965-288-k676303.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Franklinia
Mystery / ThrillerHer başarı için cesur ve büyük bir adım atılmalıydı ona göre, çünkü hiçbir inci sahile vurmamıştı..