Gözlerim kapalı televizyonun siyah ekranına dalmışken uyku beni kollarına çekiyordu. Tam ağrımı sızımı unutmuş uykuya dalacakken çalan kapıyla sıçradım. Gecenin ikisinde kim gelmişse ağzını yüzünü kırasım gelmişti. Bu gece yine karakolluk olacaktık iyi mi?
Kapıya adımlarken hâlâ çalıyordu,aklıma Barut'a 'sen gel' dediğim gelince adımlarımı hızlandırdım.Gelme ihtimali milyonda sıfırdı fakat umut fakirin ekmeğiydi be dostlar.
Kapıyı hevesle açtığımda karşımdaki sarışın bayık gözlerle bana bakıyordu. İlk kez sönmeyen umudumun tadını çıkararak gülümsedim. Vay be cidden gelmişti!
"Çekil şuradan." deyip beni iterek içeri girdi. Salona ilerlerken kapıyı kapatıp peşine takıldım.
Elindeki poşedi koltuğa atıp ceketini çıkardı. Geniş omuzlarını gösteren beyaz tişörtüyle ağzımın suyu akmıştı,azıcık. Çok çok azıcık.
"Ne bakıyorsun geç otur." dediğinde sözünü ikiletmeden karşı koltuğa oturdum.
"Deniz bazen cidden mal olduğunu düşünüyorum. Sonra sen de bunu kanıtlıyorsun." dedi sinirle.
"Ne?"
"SİKTİĞİMİN SALAĞI ZİHİN GÜCÜMLE Mİ PANSUMAN YAPACAĞIM GEL OTUR YANIMA. HEMEN." aniden bağırmasıyla yerimde sıçradım.
Herkes çok gergindi anasını satayım...
Kalkıp yanına oturduğumda nefesini verip masadaki ilk yardım çantasını açtı.
O gelmeden önce denemiştim ama değerli bedenime çok fazla acı salgılanınca hemen bırakmıştım.
Canım tatlıydı baya.."Harbi ağzını yüzünü sikmişler." deyip çenemden tuttu. Kaşıma pamuğu bastırdığında inleyip geri çekildim.
"Yavaş olsana hayvan."
"Kes mızmızlanmayı." deyip tekrar bastırdı.
Kaşımı temizlerken acıyı görmezden gelmeye çalışarak onu izledim. Uykusuzluktan mı yoksa başka bir şeyden mi kaynaklı olduğunu bilmediğim bir nedenden dolayı göz altları kıpkırmızıydı. Keş olabilirdi ondan her şeyi beklerdim açıkçası.
Yüzünü incelerken pamuğu değiştirmişti. Dudağıma bastırdığında tekrar inledim. Sulanan gözlerimi kapatıp açtığımda gözlerini gözlerime dikti.
"Hadi ama ağlayacak mısın?" dedi alayla.
"Acıyor..." titrek sesimle dudaklarından kayıp gitmişti gülüşü.
Yüzüme iyice yaklaşıp dudağıma üflediğinde ellerim titredi. Yuh yavaş..
Pamuğu her bastırışında kaldırıp üfleyerek yaramı temizlediğinde kalbimin atışı hayvan gibi bir seviyeye çıkmıştı.Yara bandını dudağıma yapıştırıp geri çekildiğinde yerimde doğruldum.
"Buraya gelmeni beklemiyordum. Hele gelip pansuman yapmanı hiç..."
"Bu konuşmayı ilk geldiğimde yapman gerekmiyor muydu ya? Gecikmeli saat misin sen?" dedi umursamazca.
"Şoktan dilim tutuldu." deyip güldüm.
"Kim yaptı?"
"Boşver." dediğimde gözlerini devirdi.
"İkiletme beni. Her şekilde kimin yaptığını bulurum,sadece adet yerini bulsun diye soruyorum." dediğinde kollarımı birleştirdim. Tamam bu sert halleri çekici olabilirdi ama... Aması yok fazla taştı,maşallah.
"Niye merak ediyorsun ki?"
"Şu haline bak ananı bellemişler." dedi sorumu görmezden gelip.
"Soru sormuştum." diye mırıldandım.
Gözleri yüzümü incelerken elini kaldırdı. Yanağımdaki hafif morluğa elini değdirdiğinde orası uyuştu. Sihirliydi sanki kansız köpek gebereceğim şimdi.
"Çok acıttı mı?"
"Hmhm çok acıdı." dedim dudaklarımk büzerek. Acıtasyon yapmasam s*klemiyordu bile beni. Mecbur kaldığım şeye bak ya Pelinsu oldum iyice.
"Kim yaptı?" yüzümü okşarken gözlerim kısıldı.
"Hadi Su,söyle."
"Okuldan birkaç kişi." dediö mayışmış bir halde.
"Kim?"
"Serdargil." dediğimde elini çekip gülümsedi.
"Böyle adam olacaksın."
"Ya şerefsiz köpek..." dedim yüzüm düşerken. Keriz olmak zordu.
Sigarasını yakarken düşen yüzümü inceledi birkaç saniye. Sonra elini boynuma attı. 'Ne yapıyor bu?' dercesine bakarken başımı kendine çekip yanağıma,morluğun olduğu yere, dudaklarını bastırdı.
Nefesimi teklerken hızlıca geri çekilip ayağa kalktı.
"Eve gideceğim görüşmemek üzere." deyip ceketini aldı.
Salondan çıkarken yakalarının pembeleştiğini görmüştüm. Kapının sesi geldiğinde büyüyen sırıtmamla yerimde tepinip kahkaha attım.
Resmen beni öpmüştü! Artık namusum sayılırdı.
Sızlayan yaralarımla tepinmeyi kesip yüz ifademi düzeltmeye çalıştım. Gülerken dudağım acımıştı.
Uykum gelirken odama gitmek için ayağa kalktım. Gözüme ilişen poşedi elime aldığımda içindekilerle tekrar gülümsedim.
Sevdiğim içicek ve birçok çikolata vardı. Ah bir de ağrı kesici...
**
evlenin artık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『Ruh Değişimi』|Gay
Nezařaditelné"Arafta;ruhlarımız henüz kavuşmamışken,yazılan kaderimiz bir sarmaşık gibi dolandı birbirine Su. Aynı kolumun beline,dilinin dilime dolandığı gibi."