║Sebastian Fortes

2.3K 226 205
                                    

║Sebastian Fortes

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sebastian Fortes

Harry üzüntüyle Quidditch sahasında antrenman yapan Gryffindor takımına bakarken "İşte öyle." dedi sevgilisine. "Bok gibi bir dersti."

"Daha ilk derste zorlanman normal ışığım." dedi Juliet. "Şey gibi düşün, ilk kez lumos yapmak bile çok zordu hatta imkansızdı bizim için, değil mi? Ama şimdi dünyanın en kolay büyüsü."

"Zihinbend'in dünyanın en kolay şeyi olacağına karşı şüphelerim var." dedi Harry alayla. Sonra elini alnına götürüp yara izini okşadı. "Sürekli sızladı."

Dün gece tekrar Voldemort'a dair bir şey görmüştü. Voldemort kahkahalar atıyordu. Çok keyifliydi. Harry bu keyif yüzünden ürpermişti. Korkunç bir şey olacağına veya olduğuna emindi, ne olduğunu bilmiyordu yalnızca.

O yüzden sabah erken saatte soluğu Juliet'in yanında almıştı. Kahvaltıdan önce Quidditch sahasındaki tribünlerde buluşmuş, görünmeyen bir tarafa oturmuşlardı.

Hermione'nin zihnini kapatmayı öğrenmelisin diye başının etini yemesini dinlemek istemiyordu. Eh, Ron'un da zaten antrenmanı vardı şimdi. Juliet yanında oturup ona eşlik ederken ihtiyacı olanın bu olduğunu biliyordu.

Çünkü Juliet enerjisiyle Harry'yi rahatlatmayı biliyordu. Ona gülümsediğinde bile Harry kendini daha iyi hissediyordu.

"Sence Snape'in dersinden çıktıktan sonra olması tesadüf mü?" diye sordu Juliet, kahverengi gözleri Harry'nin şimşek şeklindeki yara izindeydi.

Harry omuz silkti. "Hermione zihnim kurcalandığı için Voldemort'la aramdaki bağın daha açık ve net olabileceğini söyledi. Belki öyle bir şeydir."

"Hermione akıllı kızdır." dedi Juliet. "Öyle bir şey olabilir sahiden."

Bir süre uzaktan Quidditch izlediler. İkisi de oynayamamanın verdiği hüznü taşıyordu üzerlerinde. Harry "Ginny'nin Arayıcılığı iyi gibi." dedi. "Snitchi hızlı yakalıyor."

Juliet mırıldanarak onu onayladı. "Senden iyi olmasın ama en yakın arkadaşım Quidditch'te iyidir epey."

Harry onun yüzüne dönüp gülümsedi. "Özlüyor musun oynamayı?" diye sordu.

"Özlüyor olsam da yapabileceğim bir şey yok." dedi Juliet. "Bir daha asla oynayamayacağımı kabullendim."

Sesi biraz üzgün gelmişti. Harry kolunu onun omzuna dolayıp sevgilisini kendine çekti. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu, ne dese boş olacaktı zaten. Kendisi isterse dışarıda Quidditch oynayabilirdi ama Juliet bir daha hiçbir yerde oynayamazdı.

"Kahvaltıya mı gitsek? Çok açım." dedi Juliet. Sabah erken kalktıkları için boş mideyle duruyordu iki saattir. "Hem bak, antrenmanları da bitti."

"Gidelim." dedi Harry. Ayağa kalkıp onu elinden tuttu ve kaldırdı. Tribünlerden çıkarken el ele tutuşuyorlardı. Birinin görebileceği bir yere gelene kadar da el ele tutuşmaya devam edeceklerdi.

𝐏𝐄𝐑𝐃𝐄 𝐀𝐑𝐊𝐀𝐒𝐈「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin