║kayıplar ve vedalar

1.4K 181 261
                                    

║kayıplar ve vedalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

║kayıplar ve vedalar

Voldemort'un sesi kesildiğinde Juliet dengesini kaybedip Sirius'un omzuna tutundu. Aldığı nefes ciğerlerine yetmiyordu, başı dönüyordu. Her şey ve herkes birbirine girmişti.

Hala babasını kaybettiği gerçeğini kaldıramıyordu ama önünde daha büyük bir sorun vardı. Voldemort, Harry'yi ölümüne çağırmıştı.

Voldemort, Harry'ye yalnızca bir saat vermişti.

"Harry nerede?" diye sordu Juliet. "O nerede?"

Sirius da bilmiyordu. "Bilmiyorum Juliet." dedi. Ama iyi olduğuna emindi. Ron ve Hermione yanındaydı, onun aptalca bir şey yapmasına izin vermezlerdi. "Gel, içeri gidelim. Yaralarına bakalım."

Juliet yanağından akan kanı, kolundaki derin kesiği umursamıyordu. Başını iki yana salladı. "Babamı getir bana." dedi titreyen bir sesle. "Sirius, lütfen babamı getir."

Onun düştüğü yerde kalmasına gönlü razı gelmezdi ama dönüp bakabilecek gücü de yoktu. Bu yüzden Sirius'tan bu iyiliği istemeliydi.

Sirius üzgünce ona baktı. "Tamam." dedi. "Tamam, sen içeri git. Madam Pomfrey'i bul. Hadi Juliet."

Juliet sorgulamadan Sirius'un dediğini yapmaya başladı. Otomatiğe bağlamış, sadece söylenenleri gerçekleştiriyordu.

Büyük Salon'a gittiğinde içerisinin oldukça farklı olduğunu gördü. Bina masaları yoktu, içerisi çok kalabalıktı.

Sağ kalanlar birbirlerine sarılırken Madam Pomfrey ve etrafındaki birkaç kişi yaralılarla ilgileniyordu.

Juliet uzak bir köşeden Weasleyleri gördü. Yerdeki bir cesedin yanındaydılar. Juliet kim olduğuna baktığında Fred olduğunu görüp donakaldı. 

Fred ölmüştü. Fred de ölmüştü. 

Başını iki yana salladı. Ginny'nin yanına gitmek üzereyken Madam Pomfrey'in ilgilendiği Draco'yu gördü. Şakağına bir şey sürüyordu.

Juliet yanından hızla geçen Ron ve Hermione'yi gördü. Hermione, Ginny'ye sarılmıştı. Ron da Percy ile sarılmıştı.

Juliet henüz Harry'nin nerede olduğunu sorgulayamadan Fred'in yanındaki iki cesedi gördü. Remus ve Tonks'tu.

Tonks'un ne zaman geldiğini bilmiyordu ama gelmişti demek. Ve yan yana ölü bir şekilde yatıyorlardı.

"Hayır." dedi kendi kendine. Çok fazla kaybetmişlerdi. Çok şeyi, çok kimseyi.

Aklına Remus'un mutlulukla gösterdiği fotoğraftaki bebek geldi bir anlığına. O bebek annesini de babasını da kaybetmişti. 

Sonra aklına ağabeyi geldi. Onu istiyordu. Onu görmek, ona sarılıp ağlamak istiyordu. Güvende hissetmek istiyordu onun yanında.

𝐏𝐄𝐑𝐃𝐄 𝐀𝐑𝐊𝐀𝐒𝐈「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin