Gece Yıldızı 8

556 45 13
                                    

      
        Kanatlarımın altında sakladığım yaralar vardı, o yüzdendi kimsenin yanında özgür uçamayışım...
............

   Genç kızın mahallede estirdiği terörden sonra herkes oldukça korkmuş ve mahcuptu. Aslında farkınlardı Gece yapması gerekeni yapmış ve herkesin başını önüne eğdirmişti. Şimdi ise mahalleli sıranın tayfaya geldiğini bildikleri için köşelerini sinmişlerdi. Hep öyle olurdu genç kız ilk önce mahalleliyi sonrada tayfayı haşlardı. Ve sıra tayfa da idi.
   
     Genç kız Miraç ve diğerlerini mahallenin parkına toplamış bekliyordu. En sonunda Büşra dayanamamış ve konuşmuştu.
'Gece bizi buraya susmak için mi topladın?'  Genç kız gözlerini devirmiş ve cevaplamıştı.
'Dün ne oldu haberiniz varmı?' dediğinde Büşra atlamış ve sormuştu. 'Ay yeni dedikodu mu var, hemen öğrenmem lazım.' diyip gidiceği zaman genç kız kolundan tuttuğu gibi yerine geri itmişti. Bunu gören tayfa konunun ciddi olduğu anlamış ve dikleşmişlerdi. 'Dur sen yorulma ben anlatayım. Recep iti gene Meltem ablayı dövüyor ve kimse hiç kimse olaya müdahale etmiyor.
     Ulan siz benim bu mahalledeki gözüm, kulağım, elim, ayağım değilmisiniz. Ben gelene kadar siz neredeydiniz. Miraç hadi bunların aklı bir karış havada senin aklın nerede sen bu takım beyni değil misin? Ne oldu beyninimi kaybettin. Ya ben geç kalsa idim ne oluçaktı o kadın kızının önünde  ölüçekti peki sonra ne oluçaktı. Esila her gece annesinin ve kendi çığlıklarını kabuslarında hatırlayacak uyuyamayacak düzeni bozulucaktı. Annesi mezarda, babası hapiste, Esila yetimhanenin soğuk duvarları arasında büyüyecekti. Orada yaşadıkları yüzünden güveni kırılacak her gece babasının hapisten çıkma korkusu ile başa çıkmaya çalışacak, içinde hep bir korku hep Bi güven problemi ile yaşamına devam ettirmeye çalışacaktı, PEKİ BUNUN SORUMLULUĞUNU KİM ÜSTLENECEK MİRAÇ! '

Diyip arabasına binip mahalleyi terk etmişti. Tayfa ise arkasından baka kalmıştı. Selim ise herkesin tereddütte düştüğü soruyu ağzından kaçırdı.
'O tüm bunları nereden biliyor?'dediğinde arkalarından bir ses onları yanıtladı.' Çünkü o da buna benzer bir geçmiş yaşadı. '

   Tayfa sese döndüğünde ise karşılarında 50'lerin ortalarında, kır saçlı yaşına göre oldukça atletik yapıya sahip takım elbiseli bir adam ile karşılaştılar. Tayfanın ikinci sesiz kişiliği olan Çağın ise genç kızı koruma iç güdüsü ile' Siz kimsiniz ve bizim Gece'mizi nereden tanıyorsunuz? ' dediğinde orta yaşlı adam bir asım öne çıkarak' Ben Sencer KARAM. Güz'ün öz
amcasıyım.' Cümlesi bittiğinde Sencer' in suratında sade bir gülümseme, tayfanın ise şaşkınlık oluşmuştu. Çağın hariç, onun yüzünde ise büyük bir tereddüt vardı. Sanki herşeyden haberi var, ama ortaya çıkmasını istemiyordu.
Miraç dayanamamış ve sormuştu. 'Doğru söylediğini nereden bilelim Güz bize sizden hiç bahsetmedi' dedi özelikle isme bastırmıştı, bir nevi bölgesini işaretliyormuş gibi. Sencer bey bunu fark etmiş ve acı bir tebessüm bırakmıştı ortaya. 'Evlat Güz size ait o bizi yaşadığı olaylardan sonra red etti.  On sekizinde kadar soyadı KARAM idi ama sonra ÇAKIR oldu. Hadi beni bir yere götüründe size geçmişin tozlu sayfalarından birini sunayım.' dediğinde Selim yolu açtı ve bir mahallede olan ROSE CAFE' ilerletti. On beş dakika içerisinde cafe'ye varmış ve cam kenarında olan 8 kişilik masaya oturup yerleşmişlerdi. Sencer bey masanın başına, sağına Miraç, soluna Çağın, Miraçın yanına Selim, Selim'i karşısına Büşra, Büşra'nın yanına Selcuk, Selcuk'ğun karşısına Aybike, Aybike'nin yanında Emirhan oturmuş tamamlanmıştı.
   Konuşma başlamadan önce garson gelmiş ve herkese çay söylenmişti. Çaylar beş dakikaya gelince konuşma başlamış ve masada sadece Sencer bey'in sesi yayılmıştı.
   'Güz' ümün yüzü bu hayata hiç gülmedi. Ömer bizim ortancamızdı. Biz üç kardeşiz büyükleri benim. Ben, Ömer ve Fatih. Ömer bir kadınla imam nikahlı evlenmiş ve iki çocukları olmuş. Güz ve Çağan. Sonra kadın artık Ömer'e dayanamamış ve terk etmiş. Çağan o zaman 3, Güz ise 6 yaşında idi. Tabi bizim haberimiz yoktu Ömer'in evlendiğinden ve terk edilip 2 çocukla ortada kaldığından. Olsa yardım ederdik. Dahasında ise Ömer'in eve gene sarhoş geldiği bir zamanda, Güz'ü sandalyeye bağlayıp Çağan'ıda karşısında bağlayor. Güz'ün saçından  tutup bağırıyor 'Hepsi sizin yüzünüzden Ekim' im beni siz iyi bir evlat olamadığınız için bizi terk etti. Eğer siz olmazsanız o geri gelir' diyip
İlk önce Güz'e işkence edip sonra ise kardeşimi gözleri önünde işkence ederek  kalbinin yakınlarına bıcak saplıyıp sayıklayarak odasına gidip sızıyor. Güz ve Çağan'ı ise komşular artık çığlıklara dayanamayarak polisi araması ile bulunuyor. Çağan öldü olarak gözüküyor. Güz ise yetimhane ye veriliyor. Böylece hayatına devam etmeye çalışıyor. Sonradan psikoloğa gittiklerinde kayıtlara gecen cümlesi beni m keske onu daha önce bulsaydım dediğim türden birşeyden. 'Kardeşimin ve benim çığlıklarımız kabuslarıma girip beni uyutmuyor.' oluyor. Bu da zaten son kayıt.
     Bizim onu bulduğumuzda 17 yaşında idi. Fatih o zaman yurt dışından yeni gelmiş ve Güz'üde yanında almak istedi ama Güz bizi hiçbir zaman affetmedi. ' Ben affetsem bile benim Çağan' ım affetmez. 'diyip bizi ret etti. Ve bir tanıdığının dedesi onu evlat edindi. Ona ÇAKIR soyadını verdi böylece Gece Güz Karam öldü, ve Gece Güz Çakır hayat buldu.'

     Diyip geçmişin tozlu sayfalarından birini açtı. Tayfa ise içlerindeki acı ve hüzünle başa çıkmaya çalışıyordu.                   
 
Çağın ise hikayenin devamını bildiği için yaşlı gözler ile masaya bakıyordu.

   Gözden uzak bir yerde onları dinleyen Kor Ailesi ise genç kızın niye bu kadar öfke dolu ve ruhsuz olduğunu anlamışlardı.
  
             Hikaye daha yeni başlıyordu...

~Hikayenin gidişatı nasıl?

~Sencer KARAM hakkında ne düşünüyorsunuz?

~Ömer KARAM ve ailesini terk eden EKİM?

~Bu sadece geçmişsin tozlu sayfalarından biri idi....

~Sizce geçmis acığa çıkmalı mı?

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın....

Gece YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin