0.9

11 1 1
                                    


Keyifli okumalar...🐙

Kahvaltı masasında elim kafama yaslı bir şekilde uyumaya çalışıyordum.

Dün gece evin her yerini silmiş. Temizlenmemiş yer bırakmamışdım.
Tam biraz uyuyayım derken, hem okul alarmım hem de annemlerin gelmesi ile pek sevgili uyku ve ben kavuşamamıştık.

"Efsun çay iç annecim hadii." Annem'in önüme koyduğu çay bardağına bir iki saniye bakışma yaşadım." İçemiyom anneee." dedim ağlamaklı çıkan sesim ile.

"Bu ikisi varya bütün işleri bana yaptırdılar tam uycaktım uyuyamadım". Ahmet amca oturduğu sandalyeden kalktı ve hızla mutfaktan çıktı.

Arkasından şaşkın şaşkın baka kalmışdık "Yanlış birşey mi söyledim?" Diye sordum Aksel'e. Omuzlarını kaldırıp indirdi.

Ahmet amca elinde tarakla mutfağa döndüğünde arkama geçti. Getirdiği tarak ile saçlarımı taramaya başladı usul usul. Annem şevkat dolu gözlerini arkamda saçımı tarayan eşine çevirmişti.

"Ben çok küçücükken annem öğretmişti bana. Beyzanın saçlarını çok güzel örerdi." Dedi Ahmet amca hüzünlü sesiyle.

Tarağı bıraktığında tekrar konuştu. "Beyza benim kız kardeşim bir yaş var aramızda toprağı bol olsun çok severdim onu." Saçlarımı örmeyi bitirdiğinde bileğimdeki tokayı uzattım.

Arkamdan geçip çaprazına oturduğunda, çayından koca bir yudum aldı. "Ahmet amca." Kafasını kaldırarak bana baktı. "Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

O da bana gülümsedi ve kahvaltısına döndü. "Abla çıkalım artık geç kalırız yoksa hadiii." dedi Burak.

"Tamam tamam. Çıkalım hadi." Bardağımdaki içemediğim çaya baktım hüzünle.

Hızla kapıya ilerledim. Ayakkabılarımı giydim çantamı da alarak yola koyuldum.

~~~♡~~~

"Ne var Efsun Efsun. Derstede rahat bırakmadın. Ne söyle??" dedim sinirle. Güliz ağzına hayali bir fermuar çekti.

"İyi misin patates?" Dedi Oğuz.

"Değilim Oğuz aşkım değilim. Kahvaltı bile yapamadım sabah. Tüm gecede uyumadım." dedim. "Sen sabah çayda içmedin kesin şimdi. Ondan sinirlisin." Aşağı yukarı salladım kafamı. "İçmedim valla Ayçin çok berbatım".

Önüme konan dumanı üstündeki çaya baktım. "Gökten zembille çaymı yağıyor lan." dedim şaşkınlık karışan sesimle. Yanımdaki sandalyede hareketlik hissetmem ile oraya baktım. "Hayır ben aldım. Gökten çay yağmıyor daha." dedi Alp sırıtarak.

"Varya şuan istediğim tek şey buydu. Teşekürler." bana bahşettiği gülümsemesi ile önüme döndüm. Çayımdan aldığım koca bir yudumla arkama yaslandım.

~~~♡~~~

"Hocam Erik dalı oynadınız mı hiç?" Diye sordum fizikçi Levent hocaya.

"Erik dalının konumuzla ne alakası var Efsun" dedi.

"Şimdi hocam erik dalıda bir fizik eylemi sonuçta." dedim ellerimi şıklatarak. "Nasıl yani?" Diye sordu Levent hoca.

"Şöyleki hocam parmaklarımızı şıklatarak sürtünme eylemi yapıyoruz. Etrafımızda dönerken de bacaklarımız ve kaslarımız hareket ediyor." Dedim.

"Ne diyosun kızım sen boş boş. Çık dışarı! Laubalilik istemiyorum dersimde." Dedi. Çantamdan aldığım telefonum ile sınıf kapısına yürüdüm.

"Özleyin beni canlarım. Sizleri seviyorum. Elveda." dedim ağlıyor gibi yaparak. "HEMEN DIŞARI!!". Hızlıca kapıyı açarak çıktım.

Kendi kendime kıkırdayarak. merdivenlerden kantine indim.
"Ooo hikmet amcacım bana ordan bi karışık tost yapsana ya" Dedim.

MEHSİMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin