| VI |

1.2K 51 29
                                    

İyi Okumalar.

"Buraya neden geldik ki, şimdi?" Derken Ender, geniş aralıklarla dizilmiş ve büyük oranda boş olan masalarda gözlerini gezdirdi. Etraf loş ışıklarla aydınlatılmıştı, hiçbir şey net olarak seçilmiyordu. Buna rağmen ortamda hoş bir atmosfer oluşturulduğunu söyleyebilirdi.

Adam belini kavrayıp kendisini taşlı yoldan geçirir ve masalardan birine yönlendirirken de tatlı bir esinti tenini okşamıştı. Kaya gündüz Yıldız'la beraber geldiği yeri, bir de Ender'in görmesinin fena bir fikir olmayacağını düşünmüştü. En azından kadının da fikrini almak ve son kararı da buna göre vermek istiyordu.

Kadına cevap vermeyip gülümserken sahte bir sitemle söylendi, Kaya. "Gerçekten hâlâ şikayet ettiğine inanamıyorum, Ender."

"Tamam..." Dedi Ender, adamın tavrıyla kıkırdayıp boğazı net görebilecekleri masaya yerleşirlerken. Bir yandan da bakışlarını etrafta gezdirmeye devam ediyordu. "Sustum."

Adam isyanla kaşlarını çatarken başını salladı, kaşının birkaç santim üzerini kaşımadan hemen önce. "Hayır, susma ama yani... Bu kadar memnuniyetsiz de olma."

"Ha ben her şeyden şikayet ediyorum yani, bunu mu diyorsun?"

"Onu kast etmediğimi çok iyi biliyorsun, sen." Dedi Kaya şokla, kadının aniden yüzünü asması ve arkasına yaslanmasıyla bakışlarını da omzunun hemen üzerindeki bir noktaya dikmesi üzerine. Son zamanlarda Ender'in ruh hâlinin çalkantılı olduğunun bariz bir şekilde farkındaydı zaten ama bunun aniden gerçekleşmesiyle, kendisi de ne tepki vereceğini bilemiyordu. Yutkundu, bakışlarını yumuşak bir hâle sokarken.

Ender, adamın bakışlarını tekrar kesiştirmeye çalışmasıyla kıkırdarken burnunun ucunu kaşıdı. Yaslandığı yerden bir kez daha doğrulmuş ardından ve dirseklerini de masaya yaslamıştı. "Ay tamam! Biraz uğraşmaya da gelmiyor, seninle."

"Biz en iyisi siparişimizi verelim, hayatım." Diyen Kaya, bir yandan da gülümseyerek başını her iki yanına sallıyordu. Ender adamı onaylayıp telefonunu çantasına sokuşturdu, gelen aramayı fark etmezken.

Kısa süre sonra gelen siparişleriyle suyundan koca bir yudum almadan hemen önce, memnuniyetsiz şekilde mırıldanmıştı Kaya. "Gerçekten sadece salata yemek istediğine emin misin?"

Ender başını salladı, hafifçe de omuzlarını silktikten sonra cevaplandırdı adamı. "Bu saatte yenilebilecek en makul şey..."

Kaya kadının muzip bir ifadeyle dudaklarını bükmesi üzerine kaşlarını havalandırdı, çatalını ve bıçağını tabağının her iki yanına bırakıp ellerini birbirine kavuşturdu. "Doktor kontrolüne kadar diyelim."

Kaya'nın sözleriyle gözlerini kısan Ender, lokmasını acele etmeden çiğnedikten sonra tek kaşı havada mırıldandı. "Son zamanlarda tüm ilgini bu konuya verdin sen, bakıyorum da."

Kaya, Ender'in birkaç saat önce kendisini yakaladığı ana gönderme yaptığını anladığında gülmemek için yanaklarının içini ısırmak zorunda kalmıştı. Boğazını temizledi, dilini dudakları üzerinde gezdirdikten sonra da başını salladı. Gerçekten de öyleydi ve bunu inkar etmiyordu adam. En azından önceliklerinin değiştiğini..

"Yani... Elimden geldiğince destek olmak istiyorum Ender, sana." Derken adam, kadının birden tüm dikkatini kendisine vermesiyle tebessüm etti. Derince solumuş ardından ve önündeki tabağı hafifçe itmişti. "Ayrıca... Sen haklıydın. Biz çoktan hak ettik bu mutluluğu ve daha öncesinde kaybettiğimiz ne varsa en başından, en güzel hâliyle yaşamayı." Uzanıp Ender'in masa üzerindeki ellerinden birine avcunu yerleştirdi.

Faith In Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin