𝐭𝐡𝐞 𝐦𝐚𝐫𝐚𝐮𝐝𝐞𝐫𝐬 ; 𝐢𝐦𝐚𝐠𝐢𝐧𝐞𝐬

𝐬𝐞𝐞 𝐲𝐨𝐮 𝐚𝐠𝐚𝐢𝐧

𝑬𝒗𝒆𝒓𝒚𝒕𝒉𝒊𝒏𝒈 𝑰 𝒘𝒆𝒏𝒕 𝒕𝒉𝒓𝒐𝒖𝒈𝒉
𝒀𝒐𝒖 𝒘𝒆𝒓𝒆 𝒔𝒕𝒂𝒏𝒅𝒊𝒏𝒈 𝒕𝒉𝒆𝒓𝒆 𝒃𝒚 𝒎𝒚 𝒔𝒊𝒅𝒆
𝑨𝒏𝒅 𝒏𝒐𝒘 𝒚𝒐𝒖 𝒈𝒐𝒏’ 𝒃𝒆 𝒘𝒊𝒕𝒉 𝒎𝒆 𝒇𝒐𝒓 𝒕𝒉𝒆 𝒍𝒂𝒔𝒕 𝒓𝒊𝒅𝒆

Angst.

---𝐑𝐞𝐦𝐮𝐬 𝐋𝐮𝐩𝐢𝐧

Black ikizleri, Sirius ve Y/N. Herkes onların ne kadar kibirli, egolu ve kalpsiz olduğunu düşünürdü. Ancak bu tam tersiydi, Sirius ve Y/N birbirlerinin her bakımdan aynısıydı. Hogwarts binaları hariç...

Remus, yıllarca Y/N'den hoşlanmıştı. Ancak Y/N'e bunu hiç söyleyememişti, çünkü Y/N'in bir başkasını seveceğini düşünmüştü. Kendisi gibi bir canavarı kim sevebilir diye düşünüyordu...

Ancak Y/N  ikiz kardeşini Azkaban'a, arkadaşlarınıda toprağa verdiğinde yıkılmıştı. Y/N, Sirius'un asla Peter'ı öldürdüğünü düşünmemişti.

"O geri gelecek," her uykusuna daldığında bunları söylüyordu. Remus, buna bir ihtimal vermemişti. Sirius'un Azkaban'dan çıkabilmesi imkansızdan bile öteydi. Öyle bir ihtimal yoktu.

Şimdiyse elinde bir liste vardı, alması gerekenlerin olduğu bir liste. Kendisi ve Y/N, Hogwarts'ın yeni profesörleri olarak işe başlayacaktılar.
Y/N (istediğin bir dal) Profesörü, Remus ise Karanlık Sanatlar profesörü olacaktı.

Y/N, Diagon Alley'e son bir kez döndü ve baktı. Çocukluğunda buraya geldiği ilk anı düşündü kendisi, ikizi ve erkek kardeşi... Şimdi ikiside yoktu, erkek kardeşi kahramanca ölmüştü... İkizide...

Remus onun sırtını sıvazladı, yıllardır ona olan aşkı zerre azalmamıştı. Her an katlanarak artıyordu, artık zamanın yaklaştığını hissediyordu. Bunu ona söylemek için can atıyordu...

Y/N ve Remus trene bindiler, böylece Remus Y/N'in bir isteğini bilmeden yerine getirmiş oldu. Tanışmış oldukları kompartımana bindiler, burası boştu. Karşılıklı olacak şekilde oturdular, Remus uykuya dalmıştı. Y/N ise pencereden yıllarca izlediği bu manzarayı izliyordu.

(2. Kişi anlatımı)

Başını gelen öğrencilere çevirdin, güzel ve genç bir kız sana bakarak izin istiyordu. Ona gülümsedin, biraz köşeye kaydın ve onun yanına oturmasına izin verdin. Ardından kesinlikle bir Weasley olduğuna inandığın bir çocuk içeri girdi.

Ve sonra, adeta James'in kopyası olan birini gördün. Harry'i yıllarca görmemiştin. Belkide odur diye düşündün, bir dakika bile tereddüt etmedin. Kalktın ve ona baktın.
"Harry James Potter?"

Harry kaşlarını çatmıştı, ünlü olduğunu biliyordu ancak ona babasının ismi olan ikinci adıyla genellikle hiç kimse hitap etmezdi.

"Siz... Sizde kimsiniz?"

"Y/N Black," dedin burnunu çekip gülümserken. "Senin vaftiz annen Harry."
Ancak sonra bir ses duydun, "Yani siz bir Black'siniz..."

O kızdan geliyordu, yüzünde buruk bir gülümseme ile ona döndün. "Evet ben bir Black'im."
Gururla söyledin fakat Weasley olan çocuk sana iğrenir bakışlar atıyordu.