Bölüm V

18 4 1
                                    

Aklımın odaları kaçak bir gecekondudan yapılma. Gece düşleri ile örülmüş duvarları, güneşin zabıtaları yıkmakta. Sordum bir gece;

- Tanrım! Gece senin, düş senin, duvar senin ama güneşini neden verdin onlara.

Bir düş gördüm gecenin özü; sokakta bir düş avcısı, gözleri kör ama görmekte tüm apaçık gerçeği.

- Neden düşleri, acıya bırakıyorsun.

dedim ona, sağır olmasa duyardı. Fısıldadı rüzgarı o vakit, düşlerim, acılarımla birleşti. O vakit gündüzleri bitirdim ama geceleri söndüremedim. Gölgem terk etti bir zaman, ayyaş sokaklar, yarım yamalak yanan kırık bir sokak lambası izledi beni. Korkuttu beni sessizliğin şimşeği, gökyüzünden hep acılarım yağıyor elimde kırık bir şemsiye.  Sığındığım bir martı sesi.

Hatırlıyorum, acımsıyorum bir düş avcısını, benden aldıklarını, avazım çıktı bir an;

- Tanrım! Gece düşlerim öldü benim ve ben yedim yedisinde bir helva. Söyle bana; gece senin, düş senin, güneş senin ama beni neden verdin onlara.

Ses verdi akılımın odalarından bir ses;

- Ey, Tanrının kulu senin düşlerin kağıttan bir gemi; canlandı tatlı sahte bir suda ama yandı bir zaman acının gerçek korunda. Sorma bildiklerini.

O vakit gözlerinde gördüm köz olmuş gerçeği , dokundum. Anladım o zaman gerçeğin ruhumu yakan kor alevine inanmak varken düşlerimde gördüğüm Güneş'in en soğuk haline neden inandığımı...

SEVGİLİ OKUYUCU, YAZDIKLARIM ANEKTODLAR ARASINDA FARKLI BİR YAZI OLABİLİR. HATTA ANEKTOD DA SAYILMAZ AMA İNSAN SONUÇTA KAFASINDAKİ DÜŞÜNCELERİ İMGELEMLERİ SUSTURAMIYOR. EĞER KAĞIDA DÖKMESEYİM ÜZÜLÜRDÜM...

Kafası Karışık AnekdotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin