☣ Hayatta kalanların arasında hayatta kalmak.. ☣

40 4 16
                                    

Favori mekanım olan QUİET'te öylece geziniyor defalarca görmüş olduğum plakların arasından ilgilimi çekecek yeni bir şeyler bulmaya çalışıyordum. Star Rain dışarıda, gökyüzünde uçuyordu. Bazen bu yüzden ona imreniyordum.

Dükkan kapısından gelen ani sesle o tarafa döndüm. Görmüş olduğum bana doğru koşan birden fazla insan silueti refleks olarak silahıma davranmama sebep oldu. Ama o siluetlerin birer zombi değil hala yaşayan insanlar olduğunu fark edince vücuduma nüfuz eden şaşkınlık ile duraksadım. Çünkü bu kasabada yaşayan kimse kalmamıştı.

Benim aksime hiç tereddüt etmeden yanıma gelip etrafımı sardılar. Aralarından biri elindeki silahın tersi ile kafama vurduğunda sendeledim. Normal şartlar altında bu darbeyi alan biri anında bayılırdı. Silahıma tekrar davranmaya çalışınca beni kollarımdan tuttular. Hem aldığım darbe hem de alnımdan gözlerime akan kan yüzünden görüşüm bulanıklaştı. Ama hızla beni tutan kolları kendimden uzaklaştırmak için onları elimin tersiyle ittim. Aldığım yaradan dolayı tüm gücümü kullanamıyor olsam da iki üç kişi yere düşmüş diğerlerinden bazıları ise sendelemişti. Az önce bana vuran kişi tekrar aynı yere aynı darbeyi indirdiğinde başımdaki sancı sebebiyle dengemi kaybedip yere düştüm. Bilincim hala açıktı ama çoktan hepsi birden üzerime çullanmışlardı ve dengem vücudumu kontrol edemeyeceğim kadar şaşmıştı. Ben yere düştükten sonra aralarından biri bana sakinleştirici olduğunu düşündüğüm bir ine yaptı.

Bundan sonraki hatıralarım bulanık bir kaç kareden ibaretti. Beni bayıltan kişiler beni bir arabaya bindirirken yaptıkları konuşmaların arasından sıyrılıp bana ulaşan Star Rain'in çatallı yüksek sesi hariç tüm sesler boğuktu. Ben kaçırılırken o da peşimden gelmişti. Bunu biliyordum çünkü yol boyunca sesini duymuştum. Yarım yamalak duyuyor, görüyor olsam da hareket edemiyordum. Ayılmak için ne kadar denediysem o kadar bitkin düştüm. Araba durduğunda beni bir binaya soktular. Camı çerçevesi olmayan bu binada yerde sürüklendiğim sırada daha fazla dayanamadım ve bilincim tamamen kapandı. Kapanan bilincime ne kadar direnmiş olsam da bu pek de bir işe yaramamıştı.

___________________________________________________

Uyandığımda bir sandalyeye bağlanmış olduğumu gördüm. Silahlarımı ve bıçaklarımı almışlardı. Kaçmak için işime yarayabilecek bir şeyler bulma amacıyla etrafıma bakındım. Sorgu odası tarzı bir odadaydım. Bağlı olduğum sandalye ve tam üzerimde asılı duran ampul hariç oda boştu. Ya güneş panelleri ya da jeneratörleri vardı ki bu içinde yaşadığımız dünyanın standartlarına göre iyi durumda olduklarını gösterirdi. Karşımda ki siyah camın arkasında beni izleyen birilerinin olduğunu biliyordum. Camdan yansıyan yüzüme baktım. Alnımdaki yaraya dikiş atıp sarmışlardı. Ne tür bir kaçık önce yaralayıp sonra iyileştirirdi ki? Son zamanlarda çok yaygınlaşan yamyamlık çetelerinden biri olabileceklerini düşündüm bir an. Ama bende virüs olduğu için beni yiyemezlerdi. Yanlışlıkla da kaçırmış olmazlardı çünkü dünyada beni tanımayan kimse yoktu. Bu basit bir yamyamlık olayı değildi.

Eğildim ve sandalyenin kollarına bağlanmış ellerim ile ağzımdaki bandı çıkarttım. Kollarım ve bacaklarım zincir ile bağlanmıştı. Kendimi kurtarmak için bir iki kere çırpındım ancak işe yaramadı. Verdikleri sakinleştiricinin etkisini çok güçlü olmasa da hala hissedebiliyordum. Derin bir nefes verdim. Çok geçmeden kapıdan gelen sesle başımı kaldırdım. Beni kaçıran grup içeri girdi. Ve yanlarında da ilk defa gördüğüm orta yaşlı bir adam vardı.

"Bizim çocukların kusuruna bakma. Onlara nazik olmalarını söylemiştim ama anlaşılan sözümü dinlememişler."

Yavaşça bana yaklaşıp alnımdaki yaraya dokundu. Başımı dokunuşundan geri çektim.

☣RAVEN☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin