× Taehyung, saçmalamayı kes. Yaptığın aptallıktan başka bir şey değil.
Jimin korkuyla gözlerini ondan Namjoon'a çevirdi.
× Hyung durma öyle, bir şey söyle.
Namjoon hâlâ şaşkınlık içindeydi, ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
^ Taehyung, şu an mantıklı düşünemiyorsun.
* Yaklaşma!
Hoseok öne doğru adım atacakken Taehyung'un bağırmasıyla durdurdu adımını.
* Asıl siz anlamıyorsunuz, ben her şeyimi kaybettim. Aşkımı, kızımı, ruhumu her şeyimi. Ben sevdiğim kadıniçin ölmüşken, hayatta yaşasam ne fark eder ki?
Taehyung namlusunu şakağına dayadığı silahın kilidini açtığında, Namjoon panikle ellerini ona doğru kaldırdı.
° Taehyung dur, bak yanlış yapıyorsun. Böyleyapmaklabir şey değişmez. Bencil davranma, bizi düşün en azından.
Taehyung ağlamaktan kaç çanağına dönen gözlerini hyung'una çevirdi.
* Bencilmiyim? Ben zaten sizi düşündüğüm için bu haldeyim, benimlebirlikte sizde mahvolmayın diye ben Briana'ı terkettim. Sizi ve hayranlarımı düşündüğüm için hayatımdan vazgeçtim.
Jungkook ağlamaya başlamıştı bile. Abisi gözlerinin önünde mahvolurken o görememişti bunu. Şimdiyse karşılarında, kafasında bir silahla duruyordu.
• Hyung lütfen yapma, bak ben onunla konuşurum. Gerekirse yalvarırım, ama sen elindekini bırak.
Jungkook hıçkırıkları arasından konuştu zorlukla. Çaresizce bakıyırdu önündeki adama, tek umudu Taehyung'un fikrinden vazgeçmesiydi .
* Hiç bir şey değişmeyecek Jungkook. Briana beni gömeli çok oldu, ben bununla yaşayamam. Her nefesimyakıyor ciğerimi asit gibi.
Yanağından akan yaşı , omuzuna silerek titrek iç çekti.
* Ya ben şimdi öleceğim, yada gün geçtikçe gözlerinizin önünde acıyla kıvranarak.
□ Ne yaptığını sanıyorsun sen? Diyelim ki kendini öldürdün, ya sonra?
Yoongi bir adım önce çıkarak, sinirli gözlerini dikti ona.
□ Hepimize acıyı çektireceksin, en çok da Briana'a . Sana kızgın olduğu için reddetmiş ola bilir ama sende biliyorsun ki o kız sana aşık.
Hayır değildi, Briana artık onu sevmiyordu. Onun yanında döneli 3 gün oluyordu. Bu üç günde hayattan bağı kopmuş gibiydi. Böyle bir hayatı yaşamak istemiyordu, bu yüzden korumaların dinlenme odasına girerek silah almıştı. Bu işi sessiz yapacaktı ama, üyeler ona moral vermek için geldiklerinde karşılarında intihar etmek üzere olan Taehyung'la karşılaşmışlardı.
Jimin göz yaşlarını serbest bırakmıştı artık, arkadaşına bir şey olması korkusu sarmalamıştı bedenini. İyi değildi Taehyung, düşüncesini kaybetmişti fakat bu da doğru yol değildi.
~~~~
▪︎ Briana acele et.
Jin arabayı yurdun önünde durdurarak, önden inip kapıyı açtı. Taehyung'u o halde gördükten sonra, durumu kontrol ede bilecek tek kişinin Briana olduğunu biliyordu. Bu yüzden vakit kaybetmeden hemen evine giderek almıştı onu.
○ Aptal, aptalın teki o . Nasıl böyle bir şeye kalkışa bilir?
Briana kucağındaki kızına sıkıca sarılıp hızlı adımlarla takip etti Jin'i. Taehyung'un böyle yapacağını asla tahmin edemezdi. Onun intihara kalkışacağını aklının ucundan bile geçirmezdi.
× Taehyung dur !
Jimin'in bağırmasını duyduğunda içinde bir şeyin koptuğunu hissetti.
○ Lütfen Taehyung, bunu yapamazsın.
Koşar adımlarla merdivenleri çıkıp, Taehyung'un odasına ilerledi. İçeri geldiğine gördüğü manzarayla elinde olmadan acıyla inledi. Taehyung gerçekten de çökmüştü.
○ Taehyung...
İsmini tadınık senden duyduğunda bakışlarını anında oraya çevirdi. Briana donmuş şekilde ona bakıyırdu ve kucağında da küçük bir bebek vardı.
Onun, onların bebeği.
Küçük kız bakışlarını yabancı odada gezdirerek, gözlerini merkezde duran babasına çevirdi.
Taehyung kızının kendine olan bakışlarını gördüğü anda vücudunu tireme sardı. Sanki burada ne olduğunu biliyormuş da, babasına yapmamasını söyler gibiydi bakışları.
* Briana..
Taehyung'un başının döndüğünü hissetti. Elindeki tabanca parmakları arasından kayarak yere düştü. Ardından çok geçmeden Taehyung'un halsin bedeni ona itaatsizlik ederek yerle buşultu. Gözleri kapanmadan önce gördüğü son şey Briana'ın ona korkuyla bakan yeşil irisleri oldu.
Sonrası ise karanlık.
. . .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
