Dikensiz Güller

24 4 3
                                    


Yıllar sonra ilk defa bu kadar huzurlu ve ağrısız uğurlamıştım bir geceyi. Doğarken yüzüme ışıklarını yaldızlayan bu güneş benim için ilk defa doğmuş gibi. Ne geçmiş yakama yapışıp uykularımı harap etmiş, ne de yaralarım inim inim inlemişti. Mezarlıkta açan o küçük gül fidanı bütün acılarımı emip kendisine diken yapmıştı sanki. O gözlerle bana bakıp , leylayı susturan adam uykumu bana geri vermişti. Üstelik bunun için yarım saat yetmişti ona. Feryal bu sefer korkudan değil, mutluluktan sabahın köründe koşuyordu zihnimde. Üstelik taşıdığı yüklerin yorgunluğuna rağmen leyla ses etmeden , bu sefer kızmadan izledi o küçük kızı. İlk defa içimdeki geceye yıldızlar serpilmişti. Karanlık hala oradaydı evet ama bu sefer ışıl ışıldı karanlığım. İçimdeki bu tezatlık farkında olmadan yüzümde belli belirsiz bir tebessüm doğurmuştu. Elimdeki sıcak kahve bardağı bile şimdiden dünkü kaşları çatık halini hatırlatıp beni tuhaf hislere sürüklüyordu. Derin bir nefes alıp bardağı ,önünde oturduğum açık ikili camın pervazına bırakıp ayaklandım. Ne kadar güzel olsa da kendime gelmem benim yararımaydı çünkü acının nereden çıkıp sizi vuracağı belli olmazdı bunu yakıcı şekilde hayatım boyu tecrübe etmiştim. Kafamı camın yanında asılı duran siyah saate çevirdim 6:15 dükkana gidip halletmem gereken işleri yapsam iyi olacaktı. Hem belki dün astığım yardımcı ilanı için gelen olursa işler hallettiğimden daha rahat ilgilenebilirdim. Dükkanın sokağına girdiğimde ise tek kaşımın kalkmasına ve adımlarımın durmasına engel olamadım. Bu bacaksızın burada ne işi vardı sabahın köründe ? Yüksek çalışma başarısından dolayı burada olduğunu sanmasam da oflayarak adımlamaya devam ettim. Kılık kıyafetine bakınca gözlerimi devirmeden edemedim keşke değerlendirmediği bu öğrencilik hayatının kıymetini bilseydi. Karşıya geçip gelen beni fark edince burnunu hafifçe dikerek bana bakmaya başlaması ile içimden beni delirtmesi bir oldu. Dükkanın kapısına dönünce yüzüne kısa bir bakış atıp kapıyı açmak için önüme döndüm. Yan tarafımda bakışlarımı hissederken merak ettiğim o soruyu sordum

" Niye sabahın köründe buradasın bacaksız? Okulda olman gerekmiyor mu senin?"

Kapıyı açıp içeri adımlarken kendi kendine homurdanıyordu.

"Sabah sabah senin sirke yüzünle çatal diline gelmedik herhalde kızım." eliye camdaki ilanı gösterip " İş için geldim." dedi

" Bana çatal dilli diyene bak sen. Çocuk işçi çalıştırmak gibi bir niyetim yok üstelik senin gibi okulu kıran ve ayaklı belayım diye bağıran bacaksızlarla uğraşmıyorum."

Ben içerideki eşya odasına montumu asarken derin bir nefese aldığını duydum. Ardından da sesindeki çaresizliğin açtığı bayrağı gördüm. Montu asan elim durduktan yavaşça devam edip yüzümü ona döndüm.

"Bir işe gerçekten ihtiyacım var. Ve daha önce başka yerde çalışmadığımdan beni kimse işe almaz. Ayrıca reşit olmadığımdan da ama burası resmi evraklarla çok uğraşmam gerekmeyen bir yer , istersen işe alabilirsin. Başka kimse almaz."

Dükkana gelen o küstah çocuk bu mu diye yüzüne baktım tekrardan? Kısa bir an onda muğlaya ilk geldiğim zamanlardaki leylayı gördüm. Çaresizce , avare gezen , güçlü gibi davranmaya çalışıp aslında çok dağılmış olan leylayı gördüm. Velet, iyi yerden vurmuştu beni .Umarım bu karardan pişman olmazdım . Derin bir nefes alarak karşısına geçtim .

" Bana bak, seni işe alırım tek bir şartla . Derdin neyse önce anlatacaksın ben bakacağım halledebilir miyiz diye? Okulun içinde bakıcaz bir yoluna."

"Ya kızım senden güzin ablalık yapmanı isteyen kim? Ben iş için geldim,İŞ. Bana iyilik meleği ayakları yapma. Yok derdime bakacakmış yok okula bakacakmış.." Bağırarak konuşması benim sinirimi iyice arttırırken kendime engel olamadım. Sözünü üzerine yürüyerek kestim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BÂBALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin