doce

4.4K 370 64
                                    



Jeongguk, çalan kapı ziliyle "Geliyorum." diyerek bağırdı ve dikkatlice katladığı tişörtü elinde tutarak alt kata indi ve kapıyı açtı. Sehun ve Jongin'i görmesiyle gülümsedi.

"Sizi eve davet etmek isterdim ama gitmeniz gereken önemli bir yer varmış." dediğinde gülümsedi Jongin.

"Merak etme, bebeğinin annesine iyi bakacağız. Hadi ver tişörtü."

Jongin gülümseyerek tişörtü Jongin'in elleri arasına bıraktı. "Bu tişörtü yeni almıştım, bir kez giydim sadece. Seokjin hyung kokumu sonradan almasının daha iyi olacağını söyledi."

Jongin başını sallarken Sehun da atıştırmalık poşetlerini aldı. Jongin kıkırdadı ve, "Aynı Sehun gibisin, bir şey isteyince abartıyorsun."

Jeongguk omuz silkerek, "İyi şeyler yemenizi istedim sadece."

Gelen telefon sesiyle Jongin hızla elini cebine attı. "Mini arıyor, merak etmiş olmalı. Biz gidelim artık, Jeongguk hyung. Jimin uyuduğunda seni bilgilendiririm."

Jeongguk başını salladıktan sonra Sehun ve Jongin arabaya geçti. Jeongguk onların gidişini izledikten sonra kapıyı kapatarak içeriye geçti ve kendine bir içki alarak telefonunu hemen yanına koydu.

Sehun, Jimin'in evinin önüne geldiğinde arabayı durdurarak Jongin'e baktı. Jongin ona gülümseyerek emniyet kemerini çözdü ve ve kucağındaki tişörtlerin yerini değiştirdi. Sehun, arabadan inerek Jongin'in kapısını açtı. İnmesine yardım edip onu evin önüne bırakırken, bagaja yöneldi ve poşetleri alarak bagajı kapattı. Jongin'in yanına yaklaşarak kapının açılmasını bekledi.

Kapı açıldığında karşılaştıkları ilk şey Jimin'in şişmiş yüzüydü. Jimin gülümsemeye çalışarak kapıyı tamamen açtı ve kenara çekildi. İkili açık kapıdan geçerken, Jimin arkalarından kapıyı kapattı. Jimin, Sehun'un elindeki poşetleri gördüğünde gözlerini büyülttü.

"Sence de fazla değil mi onlar, Sehun hyung?"

"Ne aldığımızı pek fark etmemişiz, Mini. Sonra yersin kalanları." diyerek gülümsedi Jongin.

"Hyung, tek başıma yemem için aşırı fazla bunlar." diyerek dudak büzdü.

Sehun elindeki poşetleri mutfağa bırakarak kollarını Jongin'e sardı ve yanağına uzun bir öpücük bıraktı. "Ben kaçayım artık, eğlenmeye çalışın biraz. Dikkatli olun, tamam mı? Bir şey olursa herhangi birimize yazabilirsiniz çekinmeden."

Hepsi başını sallayarak onu onaylarken, Sehun son kez Jongin'i öptü ve evden çıkarak Jeongguk'un evinde buluşacaklarını söyleyen hyunglarına katıldı.

Jimin, evden alfanın çıkmasıyla derin bir nefes aldı. Koltuğa kendini atarken, Hoseok kaşlarını çatarak onu azarladı. "Dikkatli ol, Jiminnie. Artık tek canlı değilsin. İkinize de zarar vermemelisin."

Jimin başını sallayarak elleriyle oynamaya başladı. Taehyung ve Taemin hızla onun yanına oturarak kollarını ona sardılar. "Yuvayı hazırlamak ister misin, Minnie?" diye sordu Taemin.

Jimin başını sallayarak yavaşça ayağa kalktı. Taehyung arkasından ayağa kalkarak, "Biz bir şeyler hazırlayalım, sonra sana katılırız." Jimin buna da başını salladı ve hyunglarından tişörtlerini alarak odaya çıktı.

Tişörtleri yatağa bırakarak dolaptan yumuşak yastıkları aldı. Yatağın üzerine dizerek hyunglarının tişörtlerini yastıkların arasına sokuşturdu. Yatağın üzerinde kalan tişörtü eline alarak inceledi. Bu koku hyunglarının kokusuna benzemiyordu. Tişörtü burnuna bastırıp biraz daha kokladığında kokuyu tanıdığını fark etti. Bu koku, bebeğinin babasının kokusuydu.

Jongin'in odaya girdiğini fark ettiğinde tişörtü ona gösterdi. "Onun tişörtü neden burada, hyung?" Jongin anlamadığını belirten bir ifadeyle ona baktı. Jimin, tişörtü Jongin'e verdi. Jongin anlasa da anlamamazlıktan geliyordu. Tişörtü kokladığında hımladı.

"Sehun, bugün tişörte ihtiyacı olduğu için Jeongguk hyungtan tişört aldığını söylemişti. Arabada kalınca yanlışlıkla onu da almış olmalıyım."

"Jongin hyung, aptal değilim. Senin tişörtünü aldığımda katlı bir şekilde altta duruyordu. Ona söylediniz değil mi? Atıştırmalıkları da alan oydu hatta?" kollarını göğsünde birleştirerek kaşlarını kaldırdı.

"O bir şeyler yaparsa iyi hisseder, sende kokusunu alırsan rahat hissedersin diye düşündük." diyerek mırıldandı Jongin.

Jimin tişörtü tekrar katlayarak komodinin üzerine bıraktı. "Atıştırmalıkları şu an ihtiyacım olduğu için geri göndermeyeceğim ama tişörtü yarın geri götürürsünüz."

Jongin uysal bir şekilde başını salladı. Diğer omegalar ellerindekilerle odaya girdiklerinde, Jimin yuvanın içine girdi ve onları bekledi. Hepsi teker teker yuvanın içine girdiğinde Jimin başını Taemin'in bacaklarının üzerine koydu. Taemin saçlarını okşarken, Taehyung da karnını okşuyordu. Jimin gözlerini kapatarak Taemin'e sokuldu. Burnunu, omeganın karnındaki koku bezlerine sürterek kokusunu almaya çalıştı.

Hoseok, kaşlarını çatarak komodinin üzerindeki tişörte baktı. "Hey, o tişört kimin? Bizden birinin öyle bir tişörtü olduğunu sanmıyorum."

Jimin neyden bahsettiğini anlayarak iç çekti. "Jeongguk göndermiş. Atıştırmalıkları da alan oymuş." diye fısıldadı.

Jongin başını salladı. "Ona biz söyledik, ikisinin de daha iyi hissedebileceğini düşündüğümüz için. Ama Jimin tişörtü kabul etmek istemedi."

Hoseok hımlarken, Taemin araya girdi. "Neden kabul etmedin Min?"

"Alışmak istemiyorum." diye mırıldandı minik omega.

"Aslında, yuva yapacağını öğrendiğinde kabul etmeyeceğin için arkada durmak istedi. Sonra Seokjin hyung konuştu ve bunları gönderdi onun sayesinde. Tişörtü yeni almış, bu yüzden tam olarak onun gibi kokmuyormuş. Seokjin hyung bunun daha iyi olacağını söyledi." dedi Jongin.

Taehyung, omeganın karnını okşamaya devam ederken "Bence biraz da olsa kabul edip seninle ilgilenmesine izin vermelisin, Minnie. Bak, şimdiden seninle ilgileneceğini göstermiş."

Jimin hımlayarak Taemin hyunguna sokulmaya devam etti. "Şu anlık sadece kokunuzu hissetmek istiyorum." diyerek doğruldu.

Hepsi dört bir yanını kaplayarak onu sarmaladı ve kokularını yavaşça üzerine bırakmaya başladılar. Jimin keyifle mırıldansa da yeterli olmadığını biliyordu. Jimin'in alfanın kokusuna ihtiyacı vardı ve tişört yakınında durdukça onu zorluyordu. Komodine yakın olan Jongin, yavaşça tişörte uzandı ve Jimin'e yaklaştırdı. Jimin istemsizce tişörtü kavradı ve göğsüne bastırdı.

Jimin, elindeki tişörtü göğsüne bastırmaya devam ederek atıştırmalıklardan yiyordu. Gece iyice geç olduğunda beş omega yuvanın içinde uyuyakalmıştı. Hoseok'un uyurken hatırladığı tek şey, Jimin'in alfanın tişörtünü burnuna bastırarak uyuması olmuştu.


tamtlı bir bölüm oldu. babacık jk, annecik jim için çabalıyor🥺

tres vasos de tequilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin