Jimin, Jeongguk'un ailesiyle tanışacağı için çok heyecanlıydı. Bebekleri artık iki aylıktı ve Jimin'in karnı daha çok şişmeden tüm bu düğün ve tanışma işlerini halletmek istemişlerdi.Jimin şimdi tanışma yemeğinde giyilebilecek bir kıyafet seçmeye çalışıyordu. Evde olacakları için hem rahat olmak istiyor hem de Jeongguk'un ailesine güzel gözükmek istiyordu.
Dolabının önünde dikilirken bir eli karnında duruyor, boştaki eli dolabın içini karıştırıyordu. Eline kırmızı bol hırkası çarptığında hızlıca hırkayı kavramış, omzunun üzerine atarak hırkayla uyumlu bir şeyler aramaya devam etmişti. En sonunda siyah, bacaklarını saran bir kot pantolon seçmiş, onu da omzuna atarken burnuna dolan kokuyla yüzünde büyük bir gülümseme belirmişti.
Jeongguk, o yokken kokusunu ararsa diye birkaç tişörtünü, kazağını ve hırkasını ona vermişti. Elini siyah, boğazlı ince kazağa atarak kavramış, tişörtü burnuna bastırarak kazaktan gelen kokuyu ciğerlerine doldurmuştu. Bu sayede Jeongguk'un kazağı giymeye karar vermiş, omzuna attığı kıyafetleri yatağının üzerine bırakmıştı. Kıyafetlerini seçmeden önce rahatlatıcı kokularla dolu bir küvet seansı yaptığından dolayı üzerine giydiği bornozunun kemerini çözmüş, çıplak karnını gülümseyerek birkaç kez okşadıktan sonra pantolonunu bacaklarından geçirmişti. Pantolon beline kadar çıktığında fermuarını çekmiş ve düğmesini iliklemişti. Jeongguk'un kazağını üstüne geçirmiş, burnuna ulaşan kokuyla aşık gibi gülümsemeye devam etmişti. Hırkasını kazağının üzerine giymiş, düğmelerini iliklememişti.
Islandığından dolayı bukleleşen pembe saçlarına ekstra bir işlem uygulamak istemediğinden vişneli dudak nemlendiricisini dolgun dudaklarına sürmüş, dudaklarına hafif bir kırmızı renk vermişti. Jeongguk'un kokusunu bastırmak istemediğinden bir şey sıkmamış, duşa girdiği için çıkarttığı yüzüğü parmağına tekrar takmıştı. Baş parmağıyla yüzüğü okşamış, yüzündeki gülümseme artık yanaklarını acıtmaya başlamıştı. Siyah kol çantasına gerekli eşyalarını koymuş, telefondan saate baktıktan sonra ellerine krem sürmüştü.
Hafif topuklu deri ayakkabılarını ayağına geçirmiş, kol çantasını koluna takmıştı. Telefonunu, hırkanın kolu yüzünden ellerinin birçoğunu kapatan eliyle kavramış, odasından çıkarak alt kata doğru adımlamaya başlamıştı. Anne ve babasını sarmaş dolaş otururken gördüğünde gülümseyerek yanlarına yaklaşmış ve yanaklarına minik birer öpücük bırakmıştı.
"Jeongguk hyung birazdan burada olur, o yüzden ben kapıya doğru ilerliyorum. Gece de büyük ihtimalle hyungta kalırım, beni beklemeyin." dediğinde anne ve babasından bir baş sallaması kazanmıştı.
Kibum ağzını açıp bir şey diyeceği sırada zil sesi tüm evde yankılanmıştı. Jimin heyecanla kapıya doğru adımlamış ve kapıyı Jeongguk için açmıştı. Jeongguk salonda oturan ikiliye kısa bir selam vermiş, Jimin koluna girdiğinde saçlarının arasına minik bir öpücük bırakarak arabasına doğru yürümeye başlamıştı. Arabaya ulaştıklarında Jimin için kapıyı açmış, Jimin koltuğa oturduğunda emniyet kemerini düzgün bir şekilde takıp kendi tarafına geçmişti. Kemerini taktıktan sonra arabanın motorunu çalıştırmış, ailesinin evine doğru sürmeye başlamıştı.
Yol boyunca Jimin'in sorularına cevap vermiş, her kırmızı ışıkta durduklarında Jimin'i veya bebeğini öpmüştü. Ailesinin evinin önünde durduğunda kemerini açarak Jimin'inkini de açmış, arabadan inerek Jimin'in tarafına geçmişti. Kapısını açarak inmesine yardımcı olmuş, heyecanını geçirmek adına birkaç öpücük vermişti.
Zili çaldıklarında Jimin, Jeongguk'un kolunu sıkmış, kapı açıldığında sertçe yutkunmuştu. Annesi onları güler yüzle karşıladığında Jimin bir nebze de olsa heyecanının geçtiğini hissediyordu.
Bir süre salonda oturup birbirlerinden bahsettikten sonra yemeklerini yemek için bahçeye çıkmışlar, sohbetlerine orada devam etmişlerdi. Masada bebek, Jimin ve ikisinin ilişkileri konuşulurken kahkahalar eksilmemiş, Jimin'in gerginliği uçup gitmişti.
Hava karardığı için serinlediğinde Jimin'in üşümemesi için tekrar içeri geçmişler, kahve ve tatlı eşliğinde biraz daha sohbet etmişlerdi. Sonunda Jimin'in uykusu geldiğinde izin alarak evden çıkmışlar, Jeongguk'un evine gitmek için tekrar arabaya binmişlerdi.
Çok da uzun sürmeyen bir yoldan sonra Jeongguk'un evine varmışlar, kendilerini hızlıca yatak odasına atmışlardı. Jimin yorgun olduğu için onu Jeongguk giydirmiş, kendi de giyindikten sonra yatağın içine girmişlerdi. Jeongguk ve Jimin biraz daha konuşmuş, bebeklerini sevmişlerdi. Sonunda Jimin uykuya daldığında Jeongguk bir süre onu izlemiş ve daha sonrasında o da uyuyakalmıştı.
şu sıralar bölümler biraz kısa ve geç geliyor çünkü yorgunluktan ölüyorum. sanırım sınav stresini daha yeni atabiliyorum. uzun ve güzel bir bölümle gönlünüzü alacağıma söz veriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tres vasos de tequila
Werewolfmotorcu alfa jeongguk ve feminen modern dansçı omega jimin üç bardak tekiladan sonra olanları hatırlamamaktadır. ama onlara bu geceyi hatırlatacak şey, yakında ortaya çıkacaktır. alfa jk! omega jm! bu ficte; yaş farkı, cinsellik, feminenlik, küfür...