"Verdik gitti." dedi abim kısa bir tebrik ardından ise yüzüklerimiz takıldı tabi ben bu yüzüklerden yeni haberdar oluyordum.
Bu aile yüzüğüydü Arlas ailesi'ni temsil ediyordu. Benim sağ yüzük parmağımda ince halka ve üzerince küçük çiçek işlemeleri vardı. Karan 'ın yüzüne bakmak yerine halı desenini ezberlemiştim.
Evet! 3 büyük halka ve etrafı-
Saçmalama iç ses!
"-Asel sen ne diyorsun. Tatlı kızım?" Dilburay hanım bana seslenince dalgınlığımdan kurtuldum.
"efendim. Pardon kusura bakmayın efendim dalmışım." Dilburay hanım şefkatle gülümsedi ben de kuru bir tebessüm ile ona karşılık verdim. Ama pek uzun sürmedi hemen lafına geri döndü yüzünde korunaklı bir ciddiyet vardı.
" yarın Karan'ımla alışverişe çıkarsınız. Kamer de size eşlik eder. " nefesini verdi ve onaylamamı ister gibi yeşil gözlerimin içine baktı bakışlarımı Kamer ve Karan 'ın üstünde gezdirdim.
Kamer sevinçle gülümsüyordu alışverişi sevdiği her halinden belli oluyordu." tamam. "dedim istekli olduğumu belli eder gibi ama her ne kadar istemesemde...
....
Herkes gitmiş ben de odama çekilmiştim. Abimle hiç bu konuyu açmamıştık zaten benim ona olan tavrim ile benle bir süre konuşmazdı.
Saat gece yarısını geçiyordu telefonumu komodinde prize takılı olan şarj kablosuyla kavuşturdum en güzel şeylerden biri olan yatağımın başındaki prizdi evlendiğimde buna sahip olabilecekmiydim?
Sen ne yarım akıllısın?
Sus iç ses seninle muhatap değilim.
Odamın içindeki kapıdan girip tuvaleti kullandım dişlerimi fırçalayıp birkaç yüz maskesi ile yüzümü yıkadığımda dolabımdan ipek şortlu pijama takımımı çıkardım. Kış sezonunda olmamıza rağmen odam sıcaktı ve şortla yatabiliyordum. Yatağıma girip instagram da biraz stalk yapmaya başladım.karanarla.s - evleneceğim adamı fazlası ile incelenmiştim doğum gününden tut kullandığı bez mark-
Abartma ASEL!
Fazlası ile abarttım nerden bileyim adamın bebekken kullandığı bez markasını kafamı iki yana sallayıp kocaman bir kahkaha patlattım. Ama gülmeden edemiyordum koskoca Karan Arlas 'ın bebekken taktığı bezler..
Kapı çalması ile gülüşlerimi sırıtma ile durdurdum. "Abiciğim.? Gelebilirmiyim."
Yüzümü ciddi bir ifade yerkeştirip"gel. " komutunu verdim. Kapı yavaşça açıldı elinde şampanya ve iki tane bardak vardı. Bu onun dilinde özür dinlemekti.
Ahh senin öküz abin..
Biliyorum iç ses..
Bakışlarım o camımın önündeki koltuğa tam karşıma oturana kadar üzerindeydi bu bakışlarımdan aşırı rahatsız olurdu gerginken böyle bakmama dayanamazdı."Asel bakma öyle... lütfen..."
Yalvarıyordu aslında aklımdaki plan onu düğün gününe kadar süründürmek ve düğünden sonra affetmekti ama bu nu biraz daha uzatabilirdim beni bir şampanya ike kandırmaya çalışıyordu.Sen çok canisin!
Evet iç sesim bilmiyormuydun?
Daha neler var bende!!