07

363 48 4
                                    

Hinata geldiği hastaneye girip hemşireye küçük bebeğin adını söylemiş ve onun önderliğinde ilerliyordu.

Kalbi deli gibi hızlı atarken aklından geçen senaryoları bir kenara itmeye çalışıyordu. Küçük bir bebeğin ateşlenip hastaneye kaldırılmasına her zaman şahit olmuyordu tabi.

"Teşekkürler" hemşireye teşekkürünü sunup odaya girdiğinde koltukta oturan Kageyama'ya dönmüştü bakışları. Dirseklerini dizlerine yaslamış ve ellerini siyah saçlarına geçirmişti.

"Ben" Kageyama'nın dudaklarından titrekçe dökülen şeyden sonra kapıyı kapattı ve küçük bedene döndü Hinata. "Ben iyi bir baba değilim" turuncu saçlı olan, Kageyama'nın başına dikildi.

"Ne oldu?" ifadesizce sorduğu sorudan sonra gözlerini buluşturdu Kageyama. O her zaman ışıldayan mavi gözleri yoktu artık. "Sen gittikten sonra ağlamaya başladı ve ne yapsam yapayım susmadı. Bir saatin ardından ateşi yükseldi ve sanırım bayıldı"

Hinata nefesini dışarı verip bir şey demeden küçük bedene döndü ve yatağın ucuna oturdu. Kageyama'ya kızgındı. Her ne kadar zor durumda olsa bile ona yumuşak davranmak istemiyordu çünkü bunu hakettiğini düşünüyordu.

"Doktorlar ne dedi?" Hinata, Arin'in küçücük elini tuttu ve bir öpücük bıraktı üstüne. "Biraz daha geç kalsaydım havale geçirebilirmiş" Hinata dudaklarını birbirine bastırdı sadece.

"Baba olacak son kişi bile değilsin, bunu biliyorsun değil mi?" Kageyama kafa salladı. "Kim bilir bir ayda başka neler oldu. Bana neden en başında haber vermedin?" Kageyama, Hinata'nın net çıkan sesi ile omuz silkti.

"Güzel bir ilişkin ve mutlu bir hayatın olduğunu biliyordum. Seni ararsam eğer saçma bir neden olduğunu düşünüp geri çevirirsin diye düşündüm. Ayrıca o çocukla mutluluğunuza engel olmak istemedim"

"Aptal herif burada bir bebekten bahsediyoruz" Kageyama nefesini dışarı verdi ve ellerini saçlarına daldırdı tekrardan.

"Bu bebek, beni terk etmene neden olan kişiden, değil mi?" Hinata ayaklanan bedeni izlemeye devam ederken Kageyama bir şey demeden odadan çıkmıştı.

Kageyama'nın bu yüzden ayrıldığını biliyordu. Onsuz geçirdiği tüm zamanları unutmuş sayılmazdı. Aptallık ettiğini hissediyordu ama içinde bir yerlerde onu sevdiğini deli gibi haykıran biri vardı sanki.

Dolan gözlerini engellemeye çalışırken küçük bedenin yanına uzandı Hinata. Eli, küçük kızın azıcık da olsa saçlarına ulaşmış ve mırıldanmaya başlamıştı.

"Baban aptalın teki Arin. Eğer beni terk edip gitmeseydi, ne bunlar yaşanırdı ne de acı çekerdim. Aptallık mı ediyorum bilmiyorum. Şu an hiçbir şeyi bilmiyorum. Seninle üç gündür birlikteyiz henüz fakat sana baktıkça kalbim acıyor gibi hissediyorum. Kimseye kızgın değilim, baban dışında"

Gözyaşlarını usulca serbest bırakıp gözlerini kapattı Hinata. "Babanı unutmak için çalışırken karşıma seninle çıkması komik ama aynı zamanda da üzücü. Keşke güzel bir aileye sahip olsaydın. Keşke Kageyama aptalı en başından olaylara el koysaydı. Ne benim canım yanar ne de sen böyle olurdun"

Hinata mırıldanarak söylediği şeyin ardından dudaklarını birbirine bastırdı. Şu an yaşadığı duyguları kestiremiyor o yüzden sadece ağlamayı istiyordu.





-
Hinata'nın duygularını anlatamadım o yüzden çok erken ve karma karışık durdu

Neyse telafi edeceğiz bir şekilde.

Mi amor -KagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin