"Sizler eserlerisiniz çelik dişliler arasında direnen insanlığın."
***
Esselamu aleykum ve rahmetullah.🌼
Kitabımız 5K'ya ulaştı elhamdulillah. Bugünlere geldiğime inanamıyorum.
Bu kitaba yazdığım şiir panoda boşa gitmesin diye çok fazla düşünmeden başlamıştım. Herhalde çok fazla düşünseydim asla yayınlanmayacaktı.
Allah'a hamd ediyorum. Bu kitap vesilesiyle birçok güzel insanla tanıştım. Az da olsa kalplere dokunmaktı gayem.
Bir yerde müslüman kardeşlerim başta olmak üzere mazlum bir insan zulüm görünce ellerim titrer, kalbim sıkışır, nefes almak bile zor gelir bana. "Niye burada oturuyorum?" derim kendi kendime. "Bir şeyler yapmalıyım."
Ümmeti kalbimde ilk defa bir bayram arifesinde hissettim. Bir resim. Sadece bir resim yüzünden sabaha kadar uyuyamadım. Gördüğüm resim ise şuydu;
"Ölü bir ümmet." diye fısıldadım. Henüz namaz kılmaya yeni başlamış, çoğu vakitleri kaçıran, gerçek amacını yeni yeni kavrayan biriydim. Dini görsellere bakarken çıkmıştı karşıma. (Pinterest ne için üretildi bilmiyorum ama dinimi ve ümmeti anlamama çok faydası oldu.)
İki gün sonra bayramdı. Bayramda klasik bir rutinimiz vardır kuzenlerimle. Birlikte dışarı çıkar, gezer ve yemek yeriz. Alışveriş merkezi evimize uzak olduğu için otobüsle gidiyoruz.
O an aklıma bir fikir geldi. Bir pankarta "Kudüs müslümanlarındır" yazıp sokak sokak gezmek.Tabi böyle bir şey mümkün değildi. Olmadı da. Lakin o an ki öfkem, hırsım ve heyecanım beni böyle bir şeyi düşünmeye itmişti.
Velhasıl kelâm bu davayı benimsediğimden beri sürekli bir şeyler yapabilme isteğiyle yaşadım. Bu kitabı yazmaya başladığımda, az da olsa içim soğudu. Küçükte olsa bir şeyler yapabiliyordum artık. Çevremde beni dinlemeyen, dinlese bile umursamayan insanlar vardı. Ulaşamıyordum onlara lakin burası farklı. Az da olsa birilerine ulaşabiliyorum. Elhamdulillah.
Şimdi bir takım duyurular yapacağım. (Bu bölümü 31 Mayıs'ta yayınlamışım gibi düşünün) Öncelikle günün anlam ve önemi ile ilgili birkaç bir şey söyleyeceğim, biiznillah.
Bugün Mavi Marmara'nın 11. yıldönümü. Farklı dil, ırk, renk ve inançtan birçok insan tek bir amaç için bir araya geldi; dökme kurşun operasyonundan sonra harabeye dönen, ambargolarla günden güne solan şehidler şehri Gazze'ye yardım götürmeye.
Lakin vicdanı ve beyni olmayan canavarlar buna da engel oldu. Uluslararası sularda, gemiye saldırdılar. 10 vatandaşımızı şehid ettiler. Gemiyi rehin aldılar. Zulümde sınır tanımadılar yine.
Yıllar içinde mahkemeler devam etti. Bir takım anlaşmalara varıldı. Elinde mazlum kanı bulunanların elini sıkıldı.
Onlara bildirin ki, şehidlerin kanı paha biçilemez. Satılamaz, satın alınamaz. Sanmayın ki bu hep böyle sürer. Sanmayın ki, müminler hep mazlum kalır. Gözü yaşlı yavruların göz yaşını silecek bir yiğit çıkar bir gün. Gün gelir, Kudüs'ün kapısında boyun eğerken bulurlar kendilerini.
***
Önem arz eden ikinci mesele;
31 Mayıs 1992'de Bosna'nın Prijedor şehrinde Sırplar radyolar üzerinden, Sırp olmayanların pencerelerine beyaz çarşaf asmasını ve sokağa çıkarken beyaz kurdela bağlamasını istedi. Bu yöntemle tespit edilen 3 binden fazla Müslüman Bosnalı, kamplarda Sırplar tarafından şehid edildi.Bosna nazik bir çiçek, benim nezdimde. Ortadoğu deyince şahsen aklıma hep savaş gelir. Lakin Bosna çok farklı. Avrupa'nın ortasında, tüm dünyanın gözü önünde soykırım yapıldı. Belki bilirsiniz, TRT belgeselin ailenin yeni üyesi diye bir programı var. Orada, sunucu Bosna'ya gidip, Boşnakların yanında kalmıştı birkaç gün. Yaşlıların yüzündeki o hüznü görseydiniz. Şahid oldukları acıları hiç unutmamışlar.
Adam sunucuya köyü gezdirirken bir bina gösterdi. "Hepimizi bu binaya soktular. Günlerce burada kaldık." dedi. Bosna henüz çok bilgi sahibi olmadığım bir yer. Lakin yabancı değil. Rabbim hakkıyla öğrenmeyi ve bir gün sizlere de anlayabilmeyi nasip etsin. Allahümme amin.
***
Aslında bugün Mavi Marmara için yazı yazıp paylaşacaktım lakin öngöremediğim sebeplerden ötürü nasip olmadı. Allah izin verirse yazıp paylaşacağım.
Benim için 31 mayısla başlayan ve 8 hazirana kadar süren şehidler haftası başladı. Nefes almakta zorlandığım, kalbimin ağrıdığı ve yüreğimin yandığı günler.
Mavi Marmara'da ki 10 şehidimiz bilhassa Muhammed Furkan Doğan,
1 Haziran 2018'de geri dönüş yürüyüşlerinde, yaralıları tedavi etmek için sınırda hemşirelik yapan Razzan al-Najjar ve 8 Haziran 2019'da şehid olan devrimin bülbülü Abdulbasit Sarut...Ruhumu büyüleyen yiğitler. Rablerine verdikleri sözde duranlar. Canlarını ve mallarını Allah yoluna satanlar.. Rabbim onlardan kabul buyursun, şehadetlerini kabul etsin, bizlere de nasip etsin.
Allahümme amin, amin, ecmain.
***
Sizde sizi en çok etkileyen şehidleri buraya yazın. Bizde öğrenelim.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Yarın Kudüs'te görüşmek üzere, Allah'a emanet olun.🌼
-Nira
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVİN | 🕊️
Storie breviÇiçekli cümleler yazacağım Aylan, Çiçeklerle devrim yapanlara ithafen. Kurşun değil, şiirler salacağım zalimin üstüne, Ben nasıl savaşılır bilmem ki. ☾ *Devin: hareket, kımıldanış. *Yayın tarihi: 2021-2022 *Yazılarımın izinsiz alınmasına rızam yoktu...