En Ağır Sayha: O,

70 19 18
                                    

" Ey müslümanlar!
Yorulmuş atlar gibisiniz.
Yorulmuş ama hiç koşmamış..."

Şehid Şeyh Abdullah Azzam

Bugün yanıma geldi Aylan.

Öyle birdenbire karşıma çıktı.

Şaşırmaktan ziyade sevindim.

O gelmişti Aylan.

Hayallerimi süsleyen...

Lakin beklediğim gibi gelmemişti.

Değişmiş gördüm onu.

Ulaşılması daha da zor olmuştu.

"Görüyorum, her gün dua ediyorsun, sana gelmem için."

Gözlerine baktım.

"Evet."

"Sana gelmem için ne yapıyorsun peki? Ben bir şey göremiyorum."

Gözlerinde merhametten eser yoktu Aylan.

"Sıcak yatağında, refah içinde yaşamında, şükretmen gereken binlerce şey arasında, benim sana gelmem için ne yapıyorsun?"

Yaklaştı.

Öyle ki beni saracak ve bırakmayacak sandım.

Gerçekten, bana geldi sandım.

Aptallık.

O ise beni aşağılamaya gelmişti.

"Beni hak edecek ne yaptın? Ne feda ettin bu uğurda?"

Utanç, karanlığın dünyayı sarması misali sardı bedenimi.

"Yalancısın sen. 'Davam uğruna her şeyi feda ederim' diyorsun. 'Allah'ım, senin yoluna canım feda.' diyorsun. Lakin olduğun yerde küçük bir çocuk gibi sızlanmaktan başka hiçbir şey yapmıyorsun."

Acımasız bakışlarını üzerime dikti.

"Kabul et Şam. Sen bir korkaksın!"

"Hayır!"

Bağırdım. Kabul etmek istemedim.

"Gerçekler acıdır Şam. Bu dava, uğruna her saniyeni feda etmeyi gerektirir. Ölüm tutkunu olmalısın ki, sana hayat bahşedilsin. Her şeyden geçmelisin ki, sana Rabbi'nin rızası kalsın. Her şeyi göze almalısın ki; sana geleyim."

Dizlerimin üzerine çöktüm.

Başımı ellerim arasına aldım.

Titremeye başladım.

"Vallahi değişeceğim. Seni hak etmek için her şeyi yapacağım. Allah'ın rızasını kazanmak için her şeyi yapacağım. Hayatımdan vazgeçeceğim.
Lütfen, beni bırakma..."

Elimi ona doğru uzattım. Beni düştüğüm kuyudan çıkarsın istedim.

Bana acıyan gözlerle baktı.

Vallahi canım o kadar çok yandı ki, Aylan.

Dünyanın bütün kelimeleri toplansa, yine de acımı ifade edemez, sandım.

"Açlıktan ölen çocuklar, işkenceden morarmış bedenler, ırzına geçilmiş kadınlar, sonuna kadar direnen mücahidler ve bu uğurda canını feda eden yiğitler üzerine and olsun ki;
sen, gerçekten ziyandasın."

Uzaklaşmaya başladı.

Ağladım.

"Gitme." diyemedim.

Hangi yüzle derdim ki Aylan?

Hıçkırıklara boğuldum.

Durmadı.

Nefesim kesildi.

Durmadı.

Kalbim, duracak sandım.

Arkasına bile bakmadı.

O bana asla gelmeyecek, Aylan.

Ben onu hak etmiyorum.

Onun adı, Şehadet Aylan.

O, benim sevgilim...

Benim gibi korkaklar şehadeti ister.

Lakin onu kazanmak için hiçbir çaba göstermez.

Haklıydı Aylan.

Asra yemin olsun ki zararda, ziyandayım.

Bu mücahid, elbette ki "Gölgelerin Savaşçısı" Komutan Abdullah Galib Bergusi'dir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu mücahid, elbette ki "Gölgelerin Savaşçısı" Komutan Abdullah Galib Bergusi'dir.

(Yoldaki Mühendis kitabından)

#HayranlıkDuyduklarım

-Nira

DEVİN | 🕊️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin