"Yağmurrr..."
"Şey..... ben".
"Ne yaptığını sanıyorsun sen. Ne hakla özel eşyalarını karıştırırsın." Sinirli bir şekilde yanımdaki koltuğa oturdu ve direksiyonu tüm gücüyle kavradı.
"Ver onu bana". Ajandayı ona uzatırken affedilmeyi dileniyordum. "Özrümün hiçbir yararı yok biliyorum ama özür dilerim. Ben sadece CD bulmaya çalışıyordum. Sonra bunu gördüm açmayacaktım fakat merakıma yenildim. Özür dilerim, lütfen affet beni."
Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Aptalım ben aptal, Deniz doğru söylüyordu. İşe yaramaz bir aptaldım. Nasıl böyle bir şeye cürret ederdim. Gerçek zamana dönmemi Ufuk'un iç çekişi neden oldu.
"Tamam... sorun değil".
"Ufuk gerçekten çok özür dilerim".
"Yağmur... tamam dedim."
"Peki o zaman, ben gideyim. Yağmurda yavaşladı zaten."
"Saçmalamayı keste otur oturduğun yerde". Gülümsemeye başladığında rahatlamıştım.
"Beni götürme zorunluluğunda değilsin".
"Zorunlu olduğum için değil istediğim için yapıyorum". Söylediklerini duyunca gülümsememe engel olamamıştım.
Araba ilerlerken camı açtım. Yağmur kokulu havayı içime çekerken dışarıyı seyrediyordum. Telefonumun müzik sesiyle dalgın olan beynim bir anda bütün hücrelerime sinyal göndererek irkilmeme sebep oldu.
"Alo"
"Yağmur ben Güven"
"Güven... iyimisin" Sesi bayağı kötü kötü geliyordu.
"İyi değilim Yağmur, hemde hiç iyi değilim".
"Neler oluyor"?
"Ada kayıp. Daha doğrusu kaçırılmış".
"Ne, nasıl, kim kaçırmış, ne diyosun sen yaa?" Kafam allak bullak olmuştu. En yakın arkadaşım kaçırılmıştı.
"Bir saat sonra deniz fenerinin altında buluşalım".
"Polisi aradınız mı, kaçırıldığını nereden biliyorsunuz?"
"Her şeyi anlatacağım dediğim yere gel."
"Tamam geliyorum." Allahım yardım et. Lütfen ona bir şey olmasın. Lütfen lütfen. az önce zor tuttuğum göz yaşlarım tekrar varlığını belli edince kendimi tuttum çünkü aciz görünmekten nefret ediyordum. Ufuk şaşkınlaşmış sözleriyle bana ne olduğunu soruyordu.
"Kim kimi kaçırmış. Ne oldu?"
"Arkadaşım...Ada kaçırılmış." Kafamı camdan dışarıya iyice uzattım serin hava yüzüme çarparken bedenime giren titremeleri umursamıyordum.
"Ne yapmamız gerekiyor."
"Senin bir şey yapmana gerek yok, sadece beni evime götür." Ufuk'un bu olaya karışmasını istemiyordum.
"Hayır. Seni yanlız bırakam. Daha yeni tanışmış olsakta arkadaşız öyle değil mi?"
"Öyle... ama"
"O zaman seni kötü zamanlarında yanlız bırakamam. Arkadaşlar böyle zamanlarda var. Al bakalım şu suyu iç ve sakin olmaya çalış." Ufuk'un uzattığı şişeyi alıp kapağını açtım. Yavaş yavaş içerken camı kapattım. Ufuk'a minnetardım. Hangi insan yeni tanıştığı birine böyle davranırdı ki. Hele ki bu bensem. İlk başlarda ona bayağı soğuk davransamda o hiç pes etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığım Senmişsin
Novela JuvenilBen yağmur güçlüsoy karanlığın bile alt edemediği kız... Bırak beni seninle gelemem, karanlıktan kopamam ben. Gelebilirsin, bunu yapabilirsin, sen güçlüsün sen karanlığın bile alt edemediği kızsın. Karanlık...alışıktım ona ,benim hiç aydınlığım...