Isınma hareketleri, bahçede 15 tur koşu, 150 şınav ve 150 mekik işlemlerinin hepsini tamamlamış; şimdi de Ateş ile beraber sahada karşılıklı basketbol oynuyorduk.
Bugün cumartesiydi ve Ateş'le beraber antrenmandaydık. Özel olarak çalışacağımız günlerden biriydi bugün. Okul açık olmadığından parkın ilerisindeki basketbol sahasına gelmiştik.
Burada Ateş'le daha önce buluşmuşluğum olmuştu. Paketimi verme bahanesiyle çağırmış ve bir de üstüne basketbol oynatmıştı!
Ayrıca kabul etmeliyim ki Ateş düşündüğümden çok daha fazla hırslı çıkmıştı. Yaptığı programı hafifletmeyi bırakın doğru düzgün soluklanmama bile izin vermiyordu. Yaptığım tüm hareketleri benimle birlikte yapmasına rağmen bana mısın demiyordu. İnsan biraz yorulup dinlenmek ister ama yok.
Sol elimle yerde sektirdiğim top bendeydi. Ateş arkamdaydı ve sağ elimle de bariyel yaparak topa ulaşmasını engellemeye çalışıyordum.
Ateş'in bana daha çok yaklaşarak topa atak yapmasıyla topu hızla sağ elime geçirip ileriye doğru bir tam tur dönerek Ateş'den uzaklaştım biraz. Sonra ileriye doğru koşmaya başladım ama Ateş benden daha hızlı davranarak potayla önüme geçti. Şimdi karşı karşıya kalmıştık ve ben olduğum mesafeden topu potadan nasıl geçireceğimi düşünüyordum.
Düşünmeyi bırakıp potaya doğru ilerlemeye başladım. Potaya iyice yaklaşırsam ve Ateş'in dikkatini bir şekilde dağıtırsam basket atabilirdim.
"Basket atacağım, biliyorsun, değil mi?" dedim kendimden emin bir şekilde.
"Sen buradan beni aşıp basket at, ben götümü veririm." dedi gözlerini toptan ayırmazken.
"Bak, götün üzerine iddiaya girme. Pişman olursun."
Kahkahası kulaklarıma ulaştığında dikkatimi toptan çekip Ateş'e odakladım. Çok güzel gülüyordu vicdansız ve ben nedense her seferinde gülüşünü kaçırmamaya özen gösteriyordum.
Dilini dudakları üzerinde dolaştırıp zaten hafif pembemsi olan dudaklarını ıslatınca yutkundum. Gerçekten çok güzel dudakları vardı. Bir kere öpebilmek için her şeyimden vazgeçebilirdim.
"Bizim sözümüz senettir aslan parçası. Rahat ol." Şakayla karışık dediğine doğru düzgün odaklanamadım bile. Hala tüm dikkatim dudaklarındaydı. Hipnoz olmuş gibiydim.
Ondan sonra olaylar nasıl gelişti ben bile anlamadım şahsen. Ateş o anlık boşluğumdan faydalanıp topu hızlıca kaptı elimden. Daldığım rüyadan anında sıyrılıp topu Ateş'in elinden kapmak için hamlede bulundum ama Ateş yaptığım ataktan ustaca sıyrılıp beni aşmış, bir de üzerine karşı potaya doğru koşup basket atmıştı.
Seslice nefesimi verip kendimi yere attım. Elimle yüzümü kapatıp kendimi toparlamaya çalıştım. Hayır, Ateş'den hoşlanmıyordum. Böyle bir şey mümkün değildi. Sadece yakışıklı çocuktu bu kadar. Evet, bu kadar olmalıydı.
"Bu durumda sen mi götünü veriyorsun?" Ateş'in alaylı sesiyle elimi yüzümden çekip başımın üzerinde dikilen bedenine baktım.
"Ben öyle bir şey demedim. İnatla götünün üzerine bahis oynayan sendin."
"Kabul etmelisin ki güzel bir götüm var." dedi kendini beğenmiş bir tavırla.
"Görmeden bilemeyeceğim. Bence arkanı dönmelisin." dedim sırıtarak. Ateş beni ikiletmeden arkasını döndüğünde zaten daha önceden birçok kez dikizlediğim kasasına baktım.
Ateş tekrar yüzünü bana çevirdiğinde ona odaklandım. "Yanii idare eder."
Ben öylece yerde uzanmışken Ateş'in de üzerime doğru eğilmesiyle öylece kalakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Prens | bxb
Random[Tamamlandı] Ateş: Bugün öyle arkadaşlarınla iddiaya falan mı girdiniz? Derin: Ha sen etekle okula gelmemden bahsediyorsun? Ateş: Evet. Derin: Saçma iddialara falan girmedik. Etek giymeyi seviyorum sadece. Derin: Oje sürmeyi sevdiğim gibi. Deri...