"Bu sefer tek bir kişi gidecek. İyi düşünün. O pırlanta yüzüğü kim dikkatlice alıp yerine değeri çok daha düşük, 4/1'ini karşılamayan bu yüzüğü koyacak?"
"Ben!" dedim hiç düşünmeden.
"Burada biz varız Hayat, gece gece seni oraya gönderemem." diye anında karşı çıktı abim.
"Nedenmiş? Ben yapamaz mıyım!?"
"Ben onu mu diyorum kızım, seni yalnız başına oraya gönderemem diyorum. Tek başına o kadar insanın içinde ne yapacaksın."
"Yüzükleri değiştirip geleceğim." dedim sitemle. "Kusura bakma abi ama, eğer iyi dinlediysen fark etmişsindir bu sefer tek bir kişi gidecek. Daha fazla toplu görünemeyiz. Tanıdığımız ya da bizi tanıyan birisi çıkarsa mahvoluruz. Sen de gitsen tek başına ve evet, gece gece gideceksin. Benim kararım kesin. Gitmek istiyorum. Ayrıca önce amcamdan izin alacağım. Zaten sonrasına da gerek yok."
Ben bile söylediğim laflardan sonra kendime şaşırmıştım. Kabul, ağır olmuş olabilirdi ama o da hak etmişti. Lila veya Aras abi olmazdı. Sonuçta burada para bizim babamız için toplanıyor. Her ne kadar grup olsak da biz dururken onları tehlikeye atamam. İş de ince bir iş olduğu için abim olmaz. Çünkü sinsi sinsi ve saklanarak yapılacak bir iş bu. Ama benim abim artık kime çektiyse 1.85 boyunda.
Amcama döndüm, "İzin veriyorum ama başına bir şey gelirse veya gelecek olursa kulaklıktan direkt haberimiz olacak."
"Tamam." dedim keyifle.
"Evet, o zaman ben sana planı dikkatle anlatayım. Büyük bir parti olacak. Ev sahibi bildiğimiz zengin çocuğu. Annesi ve babası ponçik aşklarını tazelemek için Bodrum'a tatile gittiler. Bu da fırsat bilip bir parti düzenliyor. Hiç öyle davetiye falan yok, kişi sınırı da yok. Dışarıdan isteyen her zengin gelecek."
Cümlesini tamamlayıp çayından bir yudum aldı ve abime döndü.
"Sakın korkma Ömer, isteyen gelecek dediğime bakma. Biz evin çevresinde olacağız ve Hayat, gelin der demez onu almaya gideceğiz. Eğer çok endişelenirsen partiye girip yarım saat ortalığı kolaçan eder, sonra da çıkarsın."
Rahatladığı belli olan abim "Tamam." dedi.
Elindeki yüzüğü masaya bırakan amcam devam etti.
"Bu yüzüğün aynısı gideceğin evde de var. Aralarında tek bir farklılık bile yok. Sadece fiyat farkı var. Eh, onu da onlar fark edemeyecek. Çünkü bu yüzük çok değerli, asla satmıyorlar. Nadir bulunduğu için elinde olmasını istiyor. Bu sebeple de çok kullanmıyor. Anlayacağınız benim nadir taşlardan yüzüğüm var demek için. Bu yüzüğün yeri Bodrum'da tatil yapan aşk kuşlarının odası. Ancak tam konumu belli değil. Odalarında olduğunu bile zor öğrendim. Evet, elimdeki bilgiler bu kadar. Aklında soru işareti olan?"
Lila konuştu, "Hani isteyen zenginler gelecek ya, bunların çoğu birbirini tanıyordur veya görmüştür. Ama Hayat'ı hiç görmediler. Hepsi bir arda olurken bu kız başka yerde durursa dikkat çeker."
Valla helal olsun şu kıza, güzel düşünüyor.
"Tabii ki göremezler." dedi Aras abi. Hepimiz merakla ona baktık. "Çünkü Hayat 5 yıldır yurt dışında kendini dinliyordu. Kimseyle konuşmuyor, yeri bilinmiyordu."
Abim devam etti. "Rahatlayıp kafasını dinleyince de tekrardan ülkesine döndü ve bunu da ilk kez o partide duyurdu."
Lila ekledi. "Partiden sonra da ailesiyle 5 yıldır hiç konuşmadığı için araları bozuldu ve ona yarayan tek yerin yurt dışı olduğuna karar verip buraları terk etti."
Gözlerimi şaşkınlıkla açtım. "Size inanamıyorum! İki dakikada senaryo yazdınız. Gerçekten bravo."
"Eh," dedi yengem. "Serkan'la yan yana bu kadar dururlarsa zaten başka bir şey olması beklenemezdi."
***
Neredeyse bir haftadır ilhamım gelmiyordu ve bölüm de yazamıyordum. Ancak sahalara geri döndüm. Ben yokken buralar değerlenmiş. Oy sayılarımız artmış. Okunmamız artmış. Hepinize teşekkür ediyorum. Yepyeni iki bölüme hazır olun! Bugün atabiliriiim.
YAĞMUR KAVACIK <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
AdventureHayat ve Ömer'in babası yaşanan talihsizliklerden sonra otuz yıllık bir ceza almıştır. Annesi de bundan etkilenip vefat etmiştir. Hayat ve Ömer'de amcasıyla kalmaya başlamıştır. On bir yıldır elleri kolları bağlı olan herkes yavaş yavaş harekete geç...