Bu düşüncelerin içinde kitapları tekrar yerine koydum ve elbisemi düzelterek ayağa kalktım. İşimi sağlama almak için ayağa kalkınca tekrar kitaplığa baktım ve düzgün olduğuna kanaat getirince mutlulukla dönecekken kapı açıldı!
***
Ellerimle lacivert elbisemin uzun eteklerini sıkarken hiç olmadığım kadar tedirgindim. Şimdiye kadar güzel giden her şey benim yüzümden bozulabilirdi! Tüm olumsuzlukları aklımdan geçirirken gerginlik seviyem de arttı. Odanın ortasında suçlu suçlu duruyordum. Kapı yavaşça tamamen açıldı ve bir çift mavi göz etrafa bakmaya başladı. Oh, en azından tanımadığım birisiydi!
Mavi gözler beni görünce durdu ve bakmaya devam ederken kapıyı iyice açıp içeri girdi. İnanamıyorum! Gerçekten inanamıyorum ya! Ben bunu tanıyordum. Bu mavi gözler Deniz'indi. Konuşmayı zorlukla yapan, lafları ağzının içinde geveleyen Deniz'in gözleriydi. Anlaşılan dışarının karanlığından siyah sanmıştım gözlerini. Ama şu an bunları düşünmenin sırası değildi.
Bakışlar üzerimde odaklanmış, beni baştan aşağı süzerken eteklerimi bırakıp elimi yumruk yapmıştım. Sonuçta elbise kiralıktı, başına bir şey gelmesin değil mi?
Mavi gözler bakışlarını gözlerime kilitleyince tüm vücudum titremeye başladı. Kim bilir neler olacaktı.. Elimi sıkarken tırnaklarımı farkında olmadan geçirmiştim. Acıyla gözlerimi kapattım. Belki de bakışlardan kaçmak için...
Gözlerimi yeniden açınca sorarcasına bir bakış yakaladım. Ardından yumuşak sesi duyuldu.
"Bir şey mi arıyorsunuz?"
"I-ıı, şey..." diye geveledim. "Lavaboyu arıyordum da. Kimse de bir şey demedi. Ben de buraya girmişim, kitaplar ilgimi çekti."
Gülümsedi. "Okumayı sever misiniz?"
"Çok..."
"Bende. Buradaki çoğu kitabı da severek okudum. İsterseniz bakabilirsiniz?"
Vereceğim cevap konusunda çok kararsız kaldım ama bir kere kitaplar ilgimi çekiyor demiş bulundum. Zaten dikkat çekmememiz gerekiyordu. Hayır dersem kaçar gibi gidecektim ve bir şüphe olacaktı. Kısa süre burada durmaktan zarar gelmezdi. Hem kitapları gerçekten de seviyordum.
"Olabilir." dedim.
Kapıyı örttü ve en baştaki kitaplıktan bir kaç tane kitap çıkarttı. Onların hakkında sohbete başladık. Konuştuk, konuştuk, konuştuk... Açık söyleyeyim keyifliydi onunla sohbet etmek ama abimler endişelenmiş olabilirdi.
"Çok teşekkür ederim, keyifli bir sohbetti. Ama artık kalkayım, sevgilim beni bekliyor." dedim.
Sessizce histerik bir gülüş çıktı dudaklarından. Anlamadım ancak bende azıcık gülümsedim ve topuklu ayakkabılarımın sesi eşliğinde önce odadan daha sonra da evden çıkıp bahçedeki masamıza gittim.
Lila ve Aras abi dans ediyordu. Ben de abimin yanına geçince sinirle bana baktı. Tam konuşmaya başlayacağı sırada İpek geldi ve "A-aa, oturmaya mı geldiniz, haydi dansa." dedi.
Ellerim abimin omzunda, onun elleri belimde müziğe uygun dans etmeye başladık. Kadına ikimiz de gülümsedikten sonra abim bana döndü. Kulağıma yaklaşıp, "Neredesin sen Hayat! Yarım saat olacak kızım, farkında değil misin?! Sana bir şey oldu, yakalandın diye yüreğimiz ağzımıza geldi."
"Sorma," dedim geçiştirerek. "Senin mi benim mi yüreğim ağzıma geldi."
Yakalandığımı hiç söylemedim. Gerçi tam da yakalanmamıştım ama detaylara gerek yoktu. Kalan paradan da bahsetmedim. Artık orası kırmızı noktaydı. Daha fazla zorlamanın anlamı olmayacaktı.
"Aldım parayı. Gidebiliriz." dedim.
"Tamam o zaman, hadi." dedi ve koluna girdim. Ev sahiplerine de görüşürüz dedikten sonra kapıdan çıktık. Arabanın olduğu sokağa doğru yürürken abim, "Kurtulduğunu sanma Hayat hanım. Neler oldu anlat bakalım."
Kitapların arasında kasayı bulamadığımı, sonra şifreyi çözemediğimi filan anlattım. Pek inanmış gibi durmuyordu ancak bir şey demedi. Zaten arabanın yanına da gelmiştik. Sırayla bindik.
"Ne yaptınız?" dedi yengem heyecanla.
Çantamı kaldırıp salladım ve, "Şu an elimde 5 tomar para vaaar!" dedim ve planlarımızı, işleyişlerini anlattım.
"Helal olsun be size!" dedi amcam.
"İyi fikirmiş sırayla bakmak."
"İlk Lila gitti, onun fikriydi." dedim ben de. Hemen ardından amcam ve yengemin aynı anda sesi duyuldu.
"Annesinin kızı."
"Babasının kızı."
***
Yaklaşık yarım 45 dakika sonra Aras abi ve Lila'da yanımıza geldi ve eve döndük. Elbiselerimizi çıkartıp özümüze, en rahat halimize döndük. Pijamalarımızı giydik! Elbiseleri de paketine tekrardan koyduk. Yarın sabah aldığımız yere götürürdük.
Beraber salona geldik ve masaya oturduk. Saat çok geçti ama biz akşam yemeğimizi yeni yiyorduk. Makarna ile doldurduğumuz tabaklarımızı kucağımıza alarak iştahla yemeye başladık.
"Okullarınız yakında açılır. İki üç ay kaldı." diye lafı açtı amcam.
Ben edebiyat okuyordum ve üçüncü sınıftaydım. Lila da puanını tutturabildiği pastacılığı okuyordu. İlk başta gitmek istememişti ancak zamanla çok tatlı bir iş demişti. Bu yıl ikinci sınıftaydı. Aras abi bilgisayar mühendisliği 3. sınıfta, abim de puanını zor tutturduğu için iç mimarlıkta 2. sınıfta dondurmuştu.
"Evet." dedim. "Bu yılda kalsın. Seneye."
"Bence de." diye destekledi Aras abi. "Önce işimizi halledelim sonra da okulumuzu bitiririz."
"Söz verin ama." dedi yengem. "Hepinizin elinde diplomasını göreceğim. Mezuniyet için kıyafet seçeceğiz."
"Biz de takım." dedi amcam.
"Sonra kutlama yemeğine çıkacağız."
"Hepinizin bize sözü olsun, mesleğinizi elinize alacaksınız."
"Söz." dedik hepimiz bir ağızdan.
"Eveet, şimdi gelelim paraya." diyen amcam masanın ortasına 5 tomarı koydu.
"Toplam 100.000 TL var burada. "
Hepimiz sevinçle birbirimize baktık.
"Durun durun. Bu kadar erken sevinmeyin. Daha kasadaki parayı söylemedim." dedi ve bekledi gerilim olsun diye.
"Kasamızdaa, tam tamına 614.000 TL var. "
"İnanamıyorum!" diye bağırdım.
"Be-ben hiç bu kadar düşünememiştim. Bir ay içinde harika para topladık."
"Abimi kurtaracağız." dedi amcam.
"Belki de seneye bu zamanlar yanımızda babam da olur." dedim iyice hayallere dalarak.
Düşündüklerimin hayalde kalmayacağını desteklemek istermiş gibi, "Olacak." dedi.
***
İnanılmaz hızda bölüm attığımı düşünüyorum. Haftada artık 2 bölümü garantiledik. Ah bir de oy ve yorum sayılarımız bölüm yazdığım kadar hızlı olsa!
Bu arada diğer hikayem KIZ KARDEŞLER'E de bakarsanız çookm mutlu olurum. Ona da son hız bölümler geliyoor.
Hepinizi çok seviyorum. Oy verip yorum atanlara da teşekkürlerimi sunuyorum. Ksksksk
YAĞMUR KAVACIK <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
مغامرةHayat ve Ömer'in babası yaşanan talihsizliklerden sonra otuz yıllık bir ceza almıştır. Annesi de bundan etkilenip vefat etmiştir. Hayat ve Ömer'de amcasıyla kalmaya başlamıştır. On bir yıldır elleri kolları bağlı olan herkes yavaş yavaş harekete geç...