cennetteki güllerden
bile daha güzel kokan sevgilime;içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. hem de hiçbir şey. sanırım tahminimden de fazla kırıldım ben sınav sonuçlarına. evim çok dağınıklaştı, her yerde içki şişeleri ve abur cubur paketleri... kapım tıklanıyor, zilim çalınıyor ama ben kendimi yatağımdan dışarı atamıyorum. aynaya her baktığımda göz altlarımın daha da siyahlaştığını görüyorum; yüzümü yıkasam da çıkmıyor bu siyahlıklar. bu satırları da senin gül cemâlin gözümün önünde canlandığı için yazıyorum. eğer aklıma gelmeseydin, eğer sana delicesine tutulmasaydım, şimdiye ölmüştüm sanırım.
hatırlar mısın, ilk kavgamda ne çok kızmıştın bana. değişeceğimi söylememe rağmen ben gidip bir grup insanı dövmüştüm... serçe parmağını uzatmıştın, yemin etmemi istemiştin benden; her kavga girişiminde beni hatırla diye. bugün yine seni hatırladım sopamı elime alınca, seni düşledim. ama bulunduğum hâlden utandım; yüzümü yıkamaya gittim, üstüme daha güzel şeyler geçirdim, parfüm sıktım. en güzel ayakkabımı da giyiverdim. sonra yine yattım yatağa, elini tekrardan tutabildiğim günlerin hayallerini düşledim. hatıralarımızı getirdim gözümün önüne. pes etmemeliydim, senin için yaşama tutunmalıydım.
birbirimizi riske atıp buluştuğumuz o gece; evet, o özel gece... seni kucağıma almıştım. hayat enerjisiyle dolup taşan bir ağacın altında, havanın soğuğuna aldırmadan birbirimize sarılmıştık ya hani, o geceyi tekrar tekrar oynattım zihnimde. ellerini tutmuştum sen üşüdüm deyince, sarıp sarmalamıştım seni.
seni ne kadar da çok sevdiğimi fark ettim şimdi...
shun'um, cennetim, hayatım... hele bir geçsin şu günler, hele bir kazanayım sınavı; kurtuluşumuz yakındır. ben senin sayende buluyorum doğruları, senin sayende durabiliyorum ayakta. seni kurtaracağım o dedikoducu mahalleden, ameliyat ettireceğim seni, sarılacağım sana. artık üşümeyeceğiz, sıcak evimizde, sıcak kahvelerimizi yudumlarken göz göze geleceğiz. gün sayıyorum, hatta takvimde işaretleme bile yaptım.
bekle beni bir tanem, bir gün güneşini bekleyen o gün batımı gözlerine güneş olacağım.
-not: sizi gerçekten çok seviyorum... ve lütfen kusuruma bakmayınız bir hafta mektubu geciktirdiğim için.-
[ ▪ ]
güneş'ime, aren'ime;
o kadar mutluyum ki mektup gönderdiğin için... tanrı'ya şükürler olsun. çok korkmuştum aren, iki hafta sensiz kaldım ben; senin sözlerin olmadan iki hafta geçirdim. eski mektuplarını okudum tekrar tekrar, postacının yolunu gözledim; mahalledekiler de yaymasın mı bir dedikodu, kaidou sevdiğini bekliyor diye! bıktım bu yerden, insanlarından da, havasından da.
aren'im, neden kendine dikkat etmiyorsun? sınav her şey değil ya? o iki hafta boyunca kendine yaşattıkların için kendinden özür dilemelisin, gerçi mutluyum... o günleri atlatabilmişsin.
yanında olamadım, bu yüzden özür dilemesi gereken benim.. hayallerinde sana sarılmak yerine, gerçekten sana sarılabilmek isterdim. ama tutmuyor bacaklarım, ilerlemiyor bu lanet olası bacaklar. kaç kez denedim kalkıp yürümeyi bir bilsen. ağladım hatta, yalvardım, aren'i görmek istiyorum diye.
reddettiler, çünkü paramız yokmuş ve gereksiz harcama yapamazmışız. ne sinirlendim ama... sen gereksiz değilsin ki. sen benim için en kıymetli kişisin.
seni bekliyor olacağım aren'im, o sınavı kazandığında.
-not: ben de seni seviyorum.
not 2: beni bu süslü kelimelere alıştırdın ya... başka bir şey demiyorum.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk üzerine • areshun
Fanfic70'li yıllarda birbirine âşık olan çift zamanın getirdiği zorluklarla yüzleşmektedir. bu nedenle aren, shun'a her hafta bir mektup gönderir. [ 1621 | 30922 ]