3. Bölüm: Ayna
___
" Ben sevmeyi sevdiğim adamın sevgisizliğinden öğrenmiştim."
___
Beni içine çeken karanlığa alıştığım sırada gözlerimdeki karıncalanmayla birlikte gözlerimi araladım. Bu karanlığın içine çekiliş ve aydınlığa uyanış her günkünden farklıydı. Derin uykudan uyanmış değildim. Buna uyku bile denemezdi ama bize olan şey uyanmaktı.
Kulaklarıma yavaş yavaş gelen rüzgâr çanı sesiyle irkildim. Rüzgâr çanı sesinin aksine rüzgârı hiç hissetmemiştim. Etrafıma bakındığımda rüzgârın varlığını kanıtlayabilecek kıpırdayan herhangi bir yaprak bile yoktu. Yüzümdeki sersemlemiş ifadeyle gelen sesi dinliyordum.
"Abis halkı, ben kurucunuz Axalion. Bugünden itibaren hepiniz koyduğum kurallara uymak zorundasınız. Hareketleriniz ve görevleriniz sonucunda ceza ve ödüllere sahip olacaksınız."
Herkes pür dikkat sesi dinliyordu. Sesin dağıldığı megafon benzeri bir şey yoktu. Etrafıma baktığımda sesin kaynağını aramaya çalışsam da sesin aslında benim zihnimden geldiğini fark etmiştim. Abis şehri hepimiz zihnindeydi.
"Şimdi gördüğünüz orta alanda bulunan küre görev bölgeniz Mokita alanıdır. Mokita alanına benim iznim dışında kimse adım atamayacaktır. Bulunduğunuz alandan Mokita'nın ters istikametindeki yol sizin Abis şehrinde kalacağınız evleriniz. Evler grup üyelerinin beklentilerine göre var oldu. Evlerin hizasında bulunan çemberin arkasındaki yollar ortak alanlara ait. Ortak alanları keşfetmekte özgürsünüz. Abis halkı Duhas'a hoşgeldiniz. Bir kazanan olana kadar iyi oyunlar."
Aynı Rüzgâr çanının sesiyle Axalion'un konuşması sonlanmıştı. Ben dâhil herkes etrafı merak ve heyecanla inceliyordu. Sanki oynadığım oyunlardan birinin içindeki kahramanmış gibi hissediyordum. Muhtemelen onlardan biriydim de. Kafamı kaldırıp baktığımda gökyüzü mavi tonlarındaydı. Güneşi görmemi beklediğim yerde ise onun yerine gezegenlerden başka biri vardı. Uzayla ilgili fazla bilgi sahibi olmadığım için gözlerimi kısıp hangisi olduğunu hatırlamaya çalıştım. Kulağımın dibinde hissettiğim nefesle arkadan bana yaklaşan Atlas'ı fark etmiştim.
"Venüs... Gördüğün gezegenin adı..." diyerek aklımdaki soru işaretini cevapladı.
Biraz geri çekilerek ona baktığımda onun da gözlerinde heyecan duygusunu görmüştüm ama bizimkinden farklı duygular gördüğüme de emindim. Tatmin, gurur... Belki de benim kuruntumdu. Emin değildim ama babasıyla olan bakışmasının ardından böyle hissetmesi garip olurdu sanırım
Atlas duruşunu düzeltip diğer grup üyelerine baktığında ben de onunla birlikte onlara döndüm. Rigel gözleri parıl parıl parlayan şekilde bize bakıyordu. "Burası anlatılamayacak kadar güzel. Bu nasıl mümkün olabilir?"
Çoruh kolunu onun omzuna atıp kendine doğru çekerken sırıttı. "Hadi minik portakal eve de bakalım."
Onun taktığı lakapla kaşları çatılan Rigel Çoruh'a onun kolunun altından durumdan memnun olmadığını belirten bakışlar atmıştı. Çoruh onun bu bakışını önemsemeden onunla birlikte bizim için yapıldığı söylenen eve doğru ilerlediler. Ben Atlas'a baktığımda kafasıyla gitmem için işaret vermişti. Evin yolu bordo taşlarla kaplıydı. Yan tarafındaki çimenlerle uyum içinde olması hoşuma gitmişti. Evimiz çok uzakta değildi. Bir kaç dakika yürümenin ardından girişine ulaşmıştık.
İki katlı simsiyah bir evdi. Kocaman boydan boya camlara sahipti. Üstünde terası bulunuyordu ve terası sanırım ışıklıydı. Gündüz olduğu için bundan pek emin olamıyordum ancak oradan az çok görünen parıltılar beni bu düşünceye itmişti. Çatının tam ortasından Grup 7 tabelası mavi neon ışıklarla yazıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHAS
Ciencia FicciónYedi yirmi dört yayınlanacak bir bilinçaltı oyunu DUHAS. Abis şehrine girmeye hazır mısın? Kimse oyunun ne zaman biteceğini bilmiyor. Oyuncular oyuna girdikleri an tüm sakladıkları gözler önüne serilecek. Zaman kavramı yeniden yaratılacak. Oyundan k...