-5-

39 5 0
                                    

Ölüm gibi yakın mısın bana?

Deniz mavisi gözleri hâlâ aklımı başımdan alıyordu. Fakat aklım başımda değildi. Hiçbir zamanda olmamıştı sanırım. Kapımın açılmasıyla bu düşüncelerden uzaklaştım. Melek Abla gülerek yanıma geldi. Elinde ilaçlar vardı.

"Nasılsınız bakalım küçük hanım? "Diye sordu.

"Eh işte her zaman nasılsam bugün de öyleyim. "Dedim sıkıntılıkla. Haklıydım çünkü bugünü diğer günlerden ayıran bir özellik yoktu.

"İlaçlarını verdikten sonra bahçeye çıkabilirsin kuzum." Diyip alnımı öptü.

"Teşekkür ederim ablaların kraliçesi." Dedim gülerek. İlaçlarımı verdikten sonra serumu çıkardı.

"Hadi bakalım. Sen gidebilir misin ben mi getireyim? "Diye sordu.

"Sanırım yalnız gitsem iyi olacak." Dedim ve yataktan kalkıp oturur pozisyonuna geçtim. Hastane terliğini giyip ayağa kalktım.

"Tamam kuzum. Ama yarım saat tamam mı? "Sorusunu başımla onayladım.

----------------

Ipod'umu yanıma almıştım. Güzel bir Cem Adrian şarkısı açıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Kuşlar özgürce uçuyordu. Bir an onların yerinde olmak istedim. Kanatlarımın olduğunu ve bu lanet yerden sonsuza dek kurtulduğumu düşündüm. Hayat buydu işte ne hayal edersen tam tersini yaşatıyordu. Adım gibiydi... Adım hayal hayatım hayal kırıklığıydı. Belki de bu yüzden hayal kurmayı fazla sevmiyordum.

Yanımda bir gölge hissettiğim de bu düşüncelerimden uzaklaştım. Nihat Bey gelmişti. Bir şey demeden gökyüzüne baktı.

"Anneni ve babanı özlüyorsun değil mi? "Dedi. Haklıydı onları çok özlüyordum. "Evet. Onları çok özlüyorum. "Diye fısıldadım.

"Bende karımı özlüyorum. "Diyip bana baktı. Gözleri dolmuştu.

"N'oldu ki karınıza?" Diye sordum.

"9 yıl önce kaybettim. Vuruldu benim yüzümden hemde. Bir hastamı kurtaramadığım için hastanın yakınları karımı vurdular. Elimden geleni yapmıştım. Ama olmadı. "Dedi ve sustu. Aslında susması bir çok şeyi anlatıyordu.

"Ben özür dilerim bilmiyordum. "Dedim üzgünce. Sözüme karşılık bana uzun uzun baktı.

"Ortada özür dilenecek bir şey yok. Hadi artık odana git yeterince dışarıda kaldın bugün. "Dediğine karşılık olarak başımı 'evet' anlamında salladım.

------------------

Mavi gözlerini gözlerime kenetlemişti. Sanki beni ona çeken şey gözleriydi. Evet Rüzgar gelmişti. Ama benim için değildi hastanede toplantı gibi bir şey vardı. Fakat sürekli bana bakıyordu. Sonunda dayanamayıp n'oldu dercesine göz kırptım. Bu hareketime karşılık gülümsedi.

"Sizi neden buraya topladığımızı merak ediyor olmalısınız..." Hastanenin baş hekimi konuşmaya başladığında gözlerimi Rüzgar'dan çekip söylenenlere odaklandım.

"...hastanemizde büyük bir parti yapmayı düşünüyoruz. Yarın saat 20.00'da konferans salonunda olacak parti. Bugün alışverişe gitmenize izin veriyoruz ancak yanınızda hemşerilerimizde olacak." Diyip konuşmayı sonlandırdı.

Melek abla yanıma gelip gülümsedi.

"Küçük hanım benimle alışverişe gelmeyi kabul ediyor musun?" Dediğine karşılık gözlerimi devirdim.

"Valla neden olmasın ablaların gülü. "Diye dalga geçtim. Bana sanki vebalıymışım gibi baktı.

----------

"Hayalll bu nasıl. "Diye bağırdı Melek abla. Elinde ki elbiseyi havaya kaldırarak gösterdi. Aslında güzel bir elbiseydi. Arkasında küçük küçük papyonlar vardı. Önüde straplezdi ama dantel detayları onu daha şirin gösteriyordu.

"Bilmem olabilir deneyeyim bakalım. "Dedim ve kabinlere yöneldim. Nerede bu kabinler offf. Görevliye kabinlerin yerini sordum.

Boş kabin bulmak için kapıları tek tek tıkladım. Sonunda boş bir kabin bulduğumda içeri girdim ve kapıyı kilitledim. Bu ne ya. Yan tarafta ki kabinden tuhaf tuhaf sesler geliyordu. Banane diyip üstüme elbiseyi giydim. Gayet güzel olmuştu. Koyu lacivert ten rengimi ortaya çıkarmıştı.

Kabinden çıkıp yan kabine doğru baktım. Kapısı aralıktı. Merakıma yenik düşüp içeri doğru baktım. Gözlerim açıldıkça açılıyordu. Bir erkek kızı duvara yaslamış öpüyordu. Bir an kıza tecavüz ediyor falan sandım ama kızda halinden memnundu.

Kabinlerin oradan ayrılıp Melek ablanın yanına gittim. Daha fazla orada kalsaydım kusabilirdim. Zaten öpüşme vs. Şeyler bana iğrenç gelirdi. O ne öyle ıyy.

"Vay Hayal hanım sizde ne cevherler varmışta bizim haberimiz yokmuş." Dedi Melek abla.

"Çok teşekkür ederim ablamm." Diyerek boynuna atladım. O da bana sarıldı.

"Dur bir kaç kıyafete daha bakalım. "Dedi ve yanımdan ayrıldı. Ben de kıyafetlere tekrar göz gezdirdim. Peruğumun ucunu elimle düzeltip gömlek bölümlerine baktım. Gömleklere zaafım vardı sanırım.

Yanımda bir gölge hissettidiğimde yüzümü o tarafa döndürdüm. Masmavi gözler bana gülerek bakıyordu. Rüzgar'ın ne işi vardı burada?

SON HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin