Oyunu kuralına göre oynamıştım ben hep ama neden kaybediyorum. Neden başkaları kazanıyor. Hile yapanlar, kötüler kazanamazdı hani... Annem bana hep 'iyiler daima kazanır kızım yeter ki sabırlı olmayı bil' derdi. Fakat artık sabrım kalmadı ki. Sürekli yenilmek berbat bir şey. Hayata sarılmak istiyorum ama olmuyor. O bana sarılmıyor.
Rüzgar 'dı işte içeride kızı öpen kişi Rüzgar 'dı. Ne sanmıştım ki beni karanlığımdan kurtaracağını mı?
Hayat sürekli tekme atıyor, yumruklarını karın boşluğuma indiriyordu. Nefessiz kalıyordum, yüzümden yaşlar akıyor fakat ağlamak istemiyordum. Deniz mavisi gözler hâlâ beni süzüyordu. Elimde tuttuğum gömleği yerine sinirli bir şekilde koydum.
"Hayırdır cinler tepende dans ediyor. "Diyerek güldü. Pislik ya bide utanmadan dalga geçiyor. Tam cevap verecekken Melek abla bana seslendi. Eyvah! Rüzgar Melek ablayı tanıyor.
"Bir dakika ya... Hayal?" Dedi Rüzgar kaşlarını çatarak. Şaşırdığı her halinden belli oluyordu.
"Geliyorum Melek abla." Diyerek Rüzgar 'ın yanından uzaklaştım. Rüzgar'a tekrar baktım fakat yalnız değildi. Yanında o kız vardı.
----------------------------
"Hayal çok güzel olmuşsun. "Dedi Ezgi sevinçle. Aslında Ezgi çok güzel bir kızdı. Onunda benim gibi saçları yoktu, peruk takıyordu. Fakat hayata karşı mutluydu. Sürekli hayal kuran bir insandı. Hayatını hayallere adardı. Onun böyle yaparak üzüleceğini söylüyordum fakat beni dinlemiyordu.
"Sende çok güzel olmuşsun. "Diyerek gülümsedim. Yanıma gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım.
"Hadi konferans salonuna inelim." Dedi ve koluma girdi. Koluma girilmesinden nefret ederdim. Bu yüzden kolumu çekip ben onun koluna girdim. Bu davranışıma göz devirip yürümeye devam ettik.
Salona indiğimizde davetliler gelmeye başlamıştı. Salon çok şık olmuştu. Şarkı için özel bir sahne hazırlamışlardı. Dans için de başka bir sahne vardı. Bir masa bulup oturduk. 15 dakika sonra falan Nihat Bey yanımıza geldi ve bir sandalye çekip oturdu. Melek abla da gelip yanımda ki sandalyeye oturdu. Çok güzel olmuştu. Yaşını hiç göstermiyor, hatta kendinden küçük olan kişilere taş çıkarıyordu.
"Çok güzel olmuşsun Melek abla." Dedim kulağına fısıldayarak. O da bana dönüp:
"Her zaman ki halim işte. "Dedi.Bu haline göz devirmeden yapamadım.
"Egon batsın Melek abla." Diyerek yapmacık bir şekilde sinirlendim. Melek abla gülüp yanağımı öptü. Hastanenin müdürü gelip konuşma yaptı. Allah'tan çok konuşan bir insan değildi. Konuşmasını hemen bitirip yerine oturdu.
Sahneye bir grup çıktı. Şarkı söylemeye başladılar. Şarkıyı söyleyen kızın sesi inanılmaz derecede güzeldi. Yanında da bir erkek gitar çalıyor ve gereken yerlerde kıza eşlik ediyordu.
Herkes dans etmeye başlamıştı. Nihat Bey, Melek ablayı dansa kaldırmıştı. Vay be Melek ablayı da kaybettik. İç sesimin dediğine gülümsemeden edemedim. Aslında yakışıyorlardı.
"Kendi kendine ne gülüyorsun?" Yanımdan gelen sesle bir an irkildim. Ezgi yerinde yoktu. Sanırım lavaboya gitmişti.
"Sanane." Dedim sinirlenerek. Bana kaşlarını çatarak baktı.
"Sanırım kızgınlığın geçmemiş. "Diyerek elimden tutup beni sahnenin ortasına sürükledi. Elim elektrik çarpmış gibiydi.
"Ne yaptığını sanıyorsun? "Dedim sinirlenerek.
"Dans etmek istiyorum sus!" Diye beni uyardı. Ellerini belime koydu ve kendine çekti. Birbirimize çok yakındık. Dayanamayıp bende ellerimi omzuna koydum. Deniz mavisi gözleri resmen gülümsemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON HAYAL
RomanceZAEL WATTPAD KAPAK TASARIMLARI Hayata dair bütün umudunu yitirmiş bir genç kız... Ta ki mavinin en güzel tonuna sahip olan gözlere tutunacağını bilmeden... Hayal hep yalnız olan bir kızdı. Her zaman içine kapanık umutsuzdu. Hastalığı günden güne ile...