Gelecekten Kesit;
"Eğer buradan bir an önce kaçmazsak yakalanacağız'' Diye bağırdı Meriç. Çıkış kapısına doğru koşuyorduk. Elimizdeki çantalar oldukça ağır olduğundan koşmamızı yavaşlatıyordu .Ve o an kulaklarımı çınlatan iki el sıkılan silah sesi...
Rahatsız edici çığlıklar, Nefret dolu bakışlar, İşkenceler, Tacizler.. Nerede olduğumu bilmiyordum. Bomboş bir oda, Sadece bir sandalye ve üzerinde bağlı bir şekilde oturan ben.. ağzım bağlı olduğu için bağıramıyordum. Üzerimde bembeyaz bir elbise ve kan lekeleri.. Tam o sırada kapı açılıyor; Yüzünde simsiyah kar maskesi olan bir adam giriyor. Ağzımı çözüyor, Çığlık atıyorum ama umursamıyor. Elimi ayağımı çözüyor hızlıca, ama kalkamıyorum. Kalkmayı deniyorum ama yürüyemiyorum sanki. Bir şey beni tutuyor. Çığlık atıyor, Ağlıyorum.. O anda boğuk bir ses ''Derin uyan!'' diyor. Ne yani uyuyor muyum? Her şey bir rüya mı? Öyleyse neden uyanamıyorum? Birden odaya babam giriyor. ''Gelme!'' diye haykırıyorum ama duymuyor. Yanıma gelip saçlarımı okşayarak ''Güzel kızım, Senin bundan kurtuluşun yok'' Diyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Anlayamıyorum. Zor duyulan diğer bir ses; ''Abi, ağlayarak sayıklıyor uyandıramıyorum!'' diyor. Sonra annem geliyor, kolları ile sıkı sıkı sarıyor beni. ''Anne kurtar beni'' diyorum ağlayarak. Annem ''Seni ben bile kurtaramam kızım. Üzgünüm'' Diyerek yok oluyor. Daha çok ağlıyorum ki bu sefer Bora geliyor. ''Derin'im dayan bir tanem'' diyor. Neden dayanmam gerekiyor ki? Ama hiçbir şey diyemiyorum. Bora'da yok oluyor. Tam o anda nefes nefese gözlerimi açtım. Karşımda endişe ile bana bakan 2 çift göz ile karşılaştım. Yatakta oturdum, ellerimi kulaklarıma götürerek kendimi defalarca ''Kabustu, kabustu, kabustu'' diyerek rahatlatmaya çalıştım. Meriç yanıma oturdu, ellerimi tutarak;
''Sadece kabustu, korkma geçti.'' dedi.
Bir anda kolum Meriç'in boynuna dolandı ve ağlamaya başladım. Bir kaç saniye bekledi ve ellerini belime doladı. Kafasını saçlarıma eğerek derin bir nefes aldı ve 20 saniye boyunca sarıldık ardından geri çekildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bana bir bardak su uzattı. Suyu aldım ve hızlıca içtim. Gökhan'da yanıma geldi ve;
''Seni kaçırdık ama hala nedenini bilmiyorsun.''
''Neden bu kadar rahatsın?'' diye sordu Meriç.
Haklıydı. Neden bu kadar rahattım ki?
''Defalarca kaçırıldım ve defalarca kurtarıldım. İnsan belli bir yerden sonra sormayı bırakıyor.'' Diye cevap verdim.