Gelecekten Kesit;
"Eğer buradan bir an önce kaçmazsak yakalanacağız'' Diye bağırdı Meriç. Çıkış kapısına doğru koşuyorduk. Elimizdeki çantalar oldukça ağır olduğundan koşmamızı yavaşlatıyordu .Ve o an kulaklarımı çınlatan iki el sıkılan silah sesi...
Derin'e sabahtan beri 20. kıyafeti denetiyordum. En sonunda dayanamamış olacak ki hayatımda hiç duymadığım bir küfür savurdu. Kahkaha atıp eline uzun kırmızı ve yırtmaçlı bir elbise tutuşturdum. Elbiseye yüzüne ekşiterek baktığında, gözlerimi devirip elbiseyi omzuna attım. Arkasından iterek yürümesini sağladım. Zorla da olsa tuvalete girdiğinde;
"Lan Gökhan bu elbisenin önü nerede!"
"Yemişler kızım. Ben nerden bileyim, dekolte o dekolte"
"Ben bunu giymem ulan!" dedi sinirle.
"Kızım sen çıksana şu kabinden, bir bende göreyim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir şey demeyecek misin?" dedi gülerek. Aniden Meriç odaya daldı. Boku yedin Gökhan. Harbiden. Bari helva değil de limon dağıtsınlar cenazemde.
"Elbiseni kim yırttı Derin?" dedi bana sinirle bakarak. Aniden ellerimi gözlerime götürdüm,
"Ben görmediiiim!" dedim çocuksu bir tavırla. Meriç'in dalgınlığından yararlanarak bir boşluk bulduğum gibi kaçmaya çalıştım. Birden tişörtümün arkasından tutup beni kendine çekmeye çalıştı. Sikerim belanı o tişört benden pahalı.
"Nereye amına koyduğum?"
"Abi bende tam Derin'i AVM'ye götürecektim. Bir peruk bakayım bari" Nasıl da toparladım ama offff be!
"Ben gelmiyorum ulan alışverişe falan!" dedi Derin aniden. Meriç sırıtarak;
"Böyle konularda seçme hakkın yok. Üstündeki elbiseyi giymene izin veremem." dedi.
"20 Kıyafet denedim bir tanesini giyerim."
"Sen hiç bir tanesini beğenmeyince iade ettim. Ayrıca itiraz istemiyorum küçük hanım" dedim ve Derin'in yanına giderek saçlarını karıştırdım.
"Pekala, hadi gidelim." Dediği anda kızıl bir peruk çıkardım ve kafasına geçirdim. Soru sorar gibi bakış attığında;
"Babanlar seni arıyor. Bu güvenliğin için "Derincik" dedim. Onaylar gibi başını salladı, kızıl peruğu kafasına güzelce oturacak şekilde geçirdi.
AVM'YEGİTTİKLERİNDE
Derin'in saçındaki peruğu gördükçe gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Derin ise birini arar gibi etrafa bakınıp duruyordu. Avm çok kalabalıktı gelen geçen görünmüyor, insanlar sürekli telefonlarına bakıp anlamsız bir kalabalık oluşturuyordu. Lan hiç mi sosyalleşme olmaz. Az orjinal olun relax olun ne bu acele! Burnuma gelen bir koku vardı. Kesin Kebap! Alsak mı napsak ya. Midem zaten gurulduyor felaket.
O sıra Derin'e peşimden gelmesini söyleyip aceleci yürüyüşle kebapçıya koştum. Harbi çok kilo almışım yürüyen yağ torbasıyım!
DERİN'İN ANLATIMIYLA
Gökhan'ın arkasından sürüklenirken çaktırmadan geriye doğru gitmeye başladım. Melis neredeydi acaba? Buluşma mekanımız bir dövmeciydi. Hızlıca oraya doğru gitmeye başladım. Tabelası neon olan, fireyall yazılı bir dövmeciyle karşılaştım. Koca AVM'de tek bir dövmeci vardı. Hızlıca dövmeciye girdim. Bir oda odanın içerisinde ise 2 kişi vardı. Biri genç 18-19 yaşlarında gözüken Turuncu saçlı bir kızdı. Üstünde beyaz boğazlı crop, kısa kırmızı bir hırka ve kırmızı bir tayt vardı. Diğeri ise kızın koluna birşeyler çiziyor, yaratıcılığını sergiliyordu.
"Selam acaba Melis diye bir kızı tanıyor musunuz?"
"Derin ben. Dün gece konuştuk ve mekanı burası olarak seçmiştin."
"Haa sen şu vasıfsız Batın'ın kızısın. Hoşgeldin o zaman" dedi ve elini uzattı. Gözümü devirerek uzattığı eli sıktım.
"Hoş buldum. Hızlıca konuya değinsek?"
"Baban ve Halil soylu için büyük bir tehditim. Bir çok uyuşturucu elime geçirdim ve bir çok silahlarını yaptığım ve kurguladığım planlar ile aldım. Ortaklıklarını belirli bütçeler ile alıyor irtibatlarını olabildiğince aşşağıya çekiyordum. O sırada Baban batarken Halil Soylu ile tanıştı. Kısa bir anlaşma imzaladılar. Anlaşmada seni Boray'a alacak, Babanda Halil sayesinde olduğu pis lağımdan çıkacaktı. Sen ise aptal gibi Bora'yı kabul ettin ve işleri kolaylaştırdın. Çocuk oyuncağı gibi parmağında oynatılmak kötü olsa gerek" dedi ve şeytansı bir gülüş attı.
Ufak bir çığlık ile gözlerimi sıkıca kapattım. Sen şimdi naneyi yedin kızım! Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Gökhan gözlerini kocaman açmış bir bana bir Melis'e bakıyordu.
"KİM LAN BU KIZIL KAFA! SANA MI APTAL DİYOR KİMSİN LAN SEN HAYIRDIR OĞLUM PROBLEMİN Mİ VAR GEL ÇÖZELİM" Melis ve ben yerde kahkahalara boğuluyorduk
"NE GÜLÜYORSUNUZ OĞLUM BEN BURDA CİDDİ CİDDİ SORUYORUM ELİM AYAĞIM TİTRİYOR ÇOK GERİLDİM SİZ GELMİŞSİNİZ GÜLÜYORSUNUZ MERİÇ BENİ SİKİCEK KAYBOLDUN SANDI GEL KIZ BURAYA!" Gülerek Gökhan'ın yanına gittim ve sarıldık. Tekrar Melis'e bakarak
"Kimsin lan sen Kızıl"
"Bir çarpsam uçacaksın ne konuşuyorsun?" Diye tersledi Melis.
"Oğlum bak düzgün konuş benle" Derin bir nefes verdim. Melis anlamış olacak ki;
"Teklifim var" dedi. Gökhan araya girerek,
"Önce tanısak seni bir? Derin ile olayın ne ve ne konuşuyordunuz?"
"Melis Karaca ben. Halil Soylu ve Batın Uluca'nın baş düşmanlarındanım. Bu kadarı yeter. Teklifim ise yanınızda bulunmam ve gücümüzü birleştirmek."
"Derin ile alakanız ne ve nereden irtibat kurdunuz?"
"Derin bana dün gece Halil Soylunun telefonundan ulaştı. Buluşmak ve olayları öğrenmek istedi."
Gökhan'ın şüpheci ve keskin bakışları altında maruz kaldım. En sonunda olayı açıklamaya başladım..
Sizce Derin Doğru bir adım mı attı?
Sizce aralarına yeni biri mi katılacak?
Uzun bir zaman, uzun bir ara vermiş olduk farkındayım. Ben Yaren, ve buda kısa bir açıklama. Bazı sebeplerden dolayı ayrılık yaşadık. Bundan sonra aramızda Ayşe olmayacak. Girip devam ettirebilir, bazı yanlışlarada istiyorsa el atabilir. Bundan sonra Elif ve ben bu işi eğlencesine devam ettireceğimizi umuyoruz. Sizde umarım eğlenirsiniz tabii. Seviliyorsunuz <3