"Bunu yapamazsın! Arthur!"
"Ne yapayım peki? Ölüm haberini mi bekleyeyim?"
"Yaralısın. Bu şekilde at sürebileceğini mi düşünüyorsun?"
"Senin baban savaş alanında olsaydı ne yapardın Merlin?"
"Gidip yardım ederdim ama gidemezsin Arthur."
Arthur gidemeyeceğini biliyordu. Masada duran meyveleri sertçe yere attı. Sonra masaya oturup beklemeye başladı. Haberci yarım saat sonra gelmişti.
"Ordularımız katledilmiş. Her yere baktık ama krala ait bir iz bulamadık."
Arthur sertçe masaya vurdu.
"Tekrar bakın! 10 kişilik 3 grup halinde ormanı didik didik edin. Gidin şimdi."
Onun kızgın halini gören Merlin yatıştırmak için onunla konuşmayı denedi.
"Eğer kaybolan tek kişi baban ise en azından hayattadır. Muhtemelen pazarlık için onu yanlarında tutuyorlardır."
"Neye bedel olarak Merlin?! Ne isterler haberin var mı bir kralın hayatı için?"
Merlin cevap vermedi. Sessizce Arthur'un pişman bir şekilde ona bakmasını bekledi. Bu olunca önüne gelip eğildi.
"Öyle bir durumda onu kurtaracağız."
Arthur güldü. Az da olsa keyfi yerine gelmiş görünüyordu. Konuştu.
"Ne yapmayı planlıyorsun Merlin? Düşmanım ayakkabısını mı cilalayacaksın?"
Merlin odadan çıkarken fısıldadı.
"Senin hayatını kaç defa kurtardığımı bir bilsen."
Kral çevresindeki kan havuzuna baktı. Gökyüzü bile sanki savaşı kıskanırcasına kırmızıya boyanmıştı.
Derin bir nefes aldı. Eğer sonu böyle olacaksa, böyle olacaktı.
Kılıcını çekip ona doğru koşan atlılarla göz göze geldi. Gitmeden en azından birkaç tanesini daha yanında götürebilmeyi umuyordu.
Ama yabancı sözcükler göğü doldururken yıldırımlar çakmaya başladı. Bu artık hem sinirleri hem de vucüdu aşırı yıpranmış kral için son nokta olmuştu. Yavaşça kendini karanlığa bıraktı.
Gözünü açtığında sarı loş ışık onu karşıladı. Yattığı yer sallanıp duruyordu. Çok geçmeden bir at arabasının içinde olduğunu fark etti. Ortamı inceledi. Bu bir tüccarın aracıydı.
Yere vuran at nallarının tok sesi eko ile yer değiştirince Kral Uther bir mağaraya vardıklarını anladı. Yağmurun sesi de uzakta kalmıştı.
Uther bir kere daha dışarıyı dinledi. Arabacı şimdi arabadan inmiş ona doğru adımlar atmaya başlamıştı. Perde açıldığında karşısında beyaz teni, ıslak kumral saçları ve gülümsediğinde kaybolan yeşil gözleriyle genç bir çocuk vardı.
Krala "Günaydın" dedi ve anlamadığı birkaç kelime fısıldadı. Kral üzerine çöken ağırlık ile birkez daha gözlerini tamamen kapattı.
Ta ki beyni bunun bir büyü olduğunu fark edene kadar. Ama kalktığında ortam tamamen değişmiş, genişlemişti.
Uther kalkmadan kolunun yanında bir ağırlık hissetti.
"Arthur."
"Baba uyanmışsın. Gaıus o uyandı."
Uther bir yandan ayağa kalkmaya çalışırken diğer yandan konuşuyordu.
"Ne oldu bana? Neden odamda değilim de buradayım?"
Gaıus cevapladı.
"Aldığımız haberlere göre birlikleriniz pusuya düşürülmüş, içerden bir casus olabileceğinden şüphelendik biz de siz tam olarak iyileşmeden saraydaki varlığınızı duyurmak istemedik.
Gaıus tüm olayı anlatmış gibi gözükse de ikisinin de gizlediği bir şey vardı. İkisi de pusuyu kuranın, Morgana olduğuna emindi. Ama kralın biricik evlatlığını suçlayacak konumları yoktu.
"Peki buraya nasıl geldim?"
Bu sefer cevap veren Arthur olmuştu.
"Seni genç bir tüccar bulup getirmiş. Bize geldiğinde bayıldı. Ateşi vardı. Senin zehirini iyileştirmeyi ve tüm gece yağmurda at sürmüş. Gaıus ona güç toplaması için yatıştırıcı iksir verdi. O zamandan beri uyuyor."
Uther herkesi geri çekti ama bunu yaparken çok güç kaybetmişti. Arthur'a yaslandı.
"Büyücü o. Savaş alanında büyü yaparken gördüm."
Gaıus ve Merlin hızlıca birbirlerine baktılar. Gaıus konuştu.
"Efendim, sizi yaralayan kılıç zehirliydi. Hayal görmüş olmayasınız."
"Ne gördüğünü biliyorum ben Gaıus uyandırın onu."
Gaıus Merlin'e baktı tekrardan. Merlin'in tek umudu kralın onu hemen oracıkta öldürmek istememesiydi.
Merlin oldukça genç görünen adamı dürttü.
Genç adamın kaşları huzursuzlukla çatıldı. Kısa süre sonra gözlerini açtı ve heyecanla zıpladı.
"Baba!"
Merlin'e bakıyordu. Kılıçlarının yarısını çıkarmış kral baba-oğulun bakışları da Merlin'e döndü ama duruma ilk uyanan kral olmuştu.
"Arwen?"
Arwen isimli genç çocuk gülümsedi.
"Büyükbaba."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin Küçük Prens
FanfictionBir cadı Gwen'i ona yardım etmesi için büyüler. Arthur ve sadık hizmetkârı Merlin'in, Gwen'i kurtarmaya geleceğinden habersizdir. Pişman olan kadın Gwen'i bırakır ve Arthur'a bir armağan sunar. Büyülü bir armağandır bu ama işler pek istediği gibi...