8 - Büyüye hizmet et

539 52 4
                                    

"Arthur endişelenme yetişeceğiz."

Arthur savaşta Mordred'tan ölümcül bir darbe almıştı. Zehir bütün vucüduna yayılmıştı çoktan. Ama yine de Merlin dediğine tüm kalbiyle inanıyordu. Başka çaresi var mıydı?

"Merlin dur lütfen,daha fazla at binebileceğimi sanmıyorum."

Merlin onu dinlemedi. Daha doğrusu dinlemek istemedi. Yaklaşan at arabası dikkatini çekti.

Arthur'un da baktığını fark edince ona seslendi.

"Endişelenme, Ben hallederim."

At arabası gelip önlerinde durdu. Atları süren genç çocuk hızlıca indi. Kapşonundan yüzü açığa çıktı. Sarı saçları önüne yapışmış, kaşları endişeyle çatılmıştı.

"Baba hadi!"

"Arwen!"

Birlikte Arthur'u arabaya bindirdiler. Arwen önce arabaya sonra da Arthur'a küçük bir büyü yaptı. Merlin ona bakınca açıklamaya başladı.

"Nereye gittiğini biliyorum. Atlara büyü yaptım. Babama yaptığım büyü de onu zehirden kurtarmaz ama kan akışını hızlandırarak zehirin birazını atmasını sağlar."

Bu cevap üzerine Merlin'in gözlerinden yaşlar döküldü. Bu kadar ağır bir yükü tek başına taşımak zorunda değildi. Biri buradaydı ve bu kişi birinden öte onun oğluydu.

Onun bu halini görünce Arwen konuştu.

"Endişelenme baba. Onu yetiştireceğiz."

Merlin gözyaşları akarken gülümsedi.

"Teşekkürler Arwen."

Arwen güldü.

"Baba ben senin oğlunum. Hiç babalar oğullarına teşekkür eder mi?"

Vardıklarında Arthur'u hızlıca indirdiler nefesi çok zayıftı Merlin onu suya soktu. Vucütlarının yarısından fazlası gölün içindeydi. Merlin batmasın diye bütün gücüyle Arthur'a sarılıyordu. Ama aynı şekilde iki elin de onu kavradığını hissedince gözyaşları bir kere daha attı.

Kafasını genç kralın omzuna gömdü ve ağlamaya başladı.

Tüccar arabasında yol alıyorlardı. Arthur hastalık yüzünden yorgun düşmüş, uyumaktaydı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Dedemin yanına. Eminim babamı görmek ister, oradan sonra da Camelot'a geçeriz. Sorun olur mu?"

Merlin kafasını hayır anlamında salladı. Kamp için durduklarında Merlin onun zırhını ve terden ıslanmış kıyafetlerini çıkarmış, Arwen'in verdiği temiz kıyafetleri giydirmişti.

Arwen Merlin'in bu rahat davranışlarına şaşkınlıkla bakıyordu.

"Onunlayken nasıl bu kadar rahat davranabiliyorsun?"

"Sen de aynı şekilde davranıyorsun."

"Tabiki baba çünkü onu ailem olarak görüyorum. Sanırım senin için de aynısı geçerli."

Merlin gülümsedi.

"Sanırım."

Arthur sonunda ayılmıştı.

"Arwen?"

"Baba."

Arthur ona sarıldı. Vucüdu hala kendine gelememişti. O yüzden ateşin yanında uzanıyordu.

Kamp yapılan alanda Arthur dinleniyor, Merlin ise Arwen'in yemek yapmak için kullanacağı eşyaları toplamasına yardım ediyordu. Arwen fısıldadı.

"Büyücü olduğunu öğrendi değil mi?"

Merlin güldü ama gözlerinde hüznün izi vardı.

"O kadar belli mi?"

"Evet." dedi Arwen. "Onunla yüzleşmeye korktuğun için tırım tırım ondan kaçıyorsun. Çok belli oluyor."

"Ne diyeceğimi bilmiyorum. Belki zaman en iyisidir."

Arwen kafasını sallasada yemekten sonra bir kere daha Merlin'in yanına konuşmaya geldi

"Baba zamana bırakacağını söylediğinde, zamana bırakmanın ona sana laf edene ladar kötü davranmak olduğunu fark etmemiştim özür dilerim. Farketseydim kesinlikle karşı çıkardım."

"Kötü davranmıyorum ki."

"Doğru kötü davranmıyorsun sadece o konuşmaya dahi olduğu an susuyorsun."

"Bu kötü davranmak sayılır mı?"

"Baba?"

"Tamam tamam haklısın. Hadi uyu artık."

Sonraki sabah Merlin kahvaltı ateşi için biraz kuru ot toplamaya çıktı. Arthur ona seslendi.

"Ben de geliyorum."

Merlin'in nedense tam o anda eli ayağına dolanmış, yere düşmüştü. Kalkarken Arthur'a döndü.

"Yaraların daha iyileşmedi Arthur."

"Emin ol Merlin senin sağlam halin benim yaralı halimle dahi boy ölçüşemez."

Sonra tatsızca ekledi.

"Yada ben yıllarca buna kandım."

Merlin bu laf sokuşa soğukça omuz silkti ve kral geride kalırken ormanın içine yöneldi. Ama daha iki adım atmıştı ki aynı köke ikinci kere takılıp tekrar düştü.

"Biraz daha dikkatli olamaz mısın? Gaius senin hakkında bu dünyada yürümüş en güçlü büyücü olduğunu söyledi ama sen iki ayağının üstünde bile yürüyemiyorsun."

"En azından ben tekrar tekrar zehirlenmiyorum senin gibi."

Arthur iki elini açtı.

"Ne alaka Merlin?"

Bir süre sonra tekrar yola çıktılar. Yarım günlük yol sonunda at arabası yavaşlamıştı. Merlin Arthur'a fısıldadı.

"Baban seni yatarken görmese iyi olur. Kalkabilecek misin?"

Arthur kafasını salladı ve derin bir nefes alıp doğruldu. Araba durdu. Merlin genç kralın arabadan inmesine yardım ediyordu. Ama  birden onu bıraktı.

Genç kral az daha yere düşüyordu. Zar zor dengesini sağladı.

"Merlin!"

Ama Merlin onu duymadı. Uther'in arkasında duran kadına ve çevresindeki tanıdık manzaraya bakıyordu.

"Anne?"

Merlin Küçük PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin