6 - Amacına hizmet et

618 59 7
                                    

"Onu tanıyor musunuz kralım?" diye sordu Gaıus.

Kral başını salladı.

"Çocuk küçükken Arthur'un getirdiği büyücü çocuk."

Arthur şüphe ile çocuğa döndü.

"Neden babama yardım ettin? Camelot'ta büyünün hoş karşılanmadığı mı bilmiyor musun? Burada büyücülere yer yok."

Çocuk cevap vermek için ağzını açtı ama beklemediği bir şey oldu. Kral, Arthur'un kafasına vurdu.

"Ne biçim konuşuyorsun onunla? Arwen bana kendisinin senin ve hizmetçin Merlin'in oğlu olduğunu söyledi. Neden benden gizledin?"

"Büyü baba, büyüyle oldu. Gerçek oğlum değil."

Ama o an Arwen dışında herkesin kafasında şimşekler çaktı. Arthur da aynı yolla olmamış mıydı?

Arthur da bunu fark etmiş olacak ki gülümsedi.

"Eğer senin sorunun yoksa benimde yok. Arwen burada saygıdeğer bir konuk gibi karşılanacak."

Kral başını salladı ve odadan çıkarken konuştu.

"Kendisini iyi hissedince onu benim huzuruma getirin."

Arthur babasını takip etmeden hemen önce Merlin'e dönüp gülümseyerek kaşlarını kaldırdı. Merlin anlamıştı. Çocuk ile konuşmaya başladı.

"Arthur sana zarar vermek istediği için böyle konuşmadı. Babasının krallığı döneminde ikisi de çok kere büyülendi. Öyle olmadığına emin olmak istedi."

Genç çocuk şaşkınca kaşlarını çattı.

"Biliyorum baba. Bir sıkıntı yok."

Merlin bu cevaba gülümsemişti. O da çocuğu şu ana kadar büyücü birinden öte görmemişti ama Merlin'in hayatında sihirden daha gerçek bir şey yoktu. Bu çocuk nasıl olurda onun gerçek çocuğu olmazdı.

Neredeyse Arthur ile olan kaderi için risk almaya bile değerdi.

Elini gencin sırtına koydu ve birkaç kelime fısıldadı.

"Baba sen büyü yaptın!"

"Tabiki de. Güçlerini o salak mankafadan aldığını düşünmedin değil mi?"

Çocuk gülmeye başladı. Merlin onun tatlı yüzüne baktı. Arthur'un bir kopyası olmayı kumral saçlarıyla kaçırsada neşeli yüzü Merlin'i andırıyordu. Sırıtırken eliyle gencin sırtına vurdu.

"Seninle gurur duyuyorum."

Kralın huzuru her zamanki kasvetinin aksine neşeliydi. Sadece Kral, Arthur, Merlin ve Gaıus vardı. Morgana bile çağırılmamıştı.

"Benim hayatımı kurtardın Arwen. Bu karşılıksız kalmayacak. Bundan sonra Arthur'un oğlu olarak tahtın yasal bir varisi olacaksın."

Arthur kaşlarını çattı.

"Baba?"

Aynı zamanda Arwen de aynısını yapmıştı.

"Büyükbaba?"

Bu benzerliği gülse mi ağlasa mı bilemedi Merlin. Arwen konuşmaya devam etti.

"Büyükbaba beni küçükken zindanlardan kurtardın bunun için sana minnettarım ama o gün dediklerinde çok haklıydın. Benim gibi büyücü bir çocuğun krallıkta ya da prensin yanında yeri yok bir gün açığa çıkarsa kralın soyundan birinin büyü gücünün olması nasıl açıklanır?"

Kral cevap vermedi. Verecek bir cevabı yoktu ama Arthur'un soruları vardı.

"Onu sen mi çıkarttın baba?"

Merlin de şok olmuştu. Kral Uther soruyu duymazdan geldi.

"Arwen o zaman Arthur'un oğlu olarak değil de misafirimiz olarak burada kal."

Çocuk gülümsedi.

"Büyükbaba beni affet. Ben sen bana bu kadar iyi davrandığın için seni geri çevirebilecek kadar şımardım. Babam eşyalarımı paketler paketlemez gideceğim."

Merlin'in içini hüzün kapladı. Şenlikli ortam sessizleşmişti. Arwen konuştu.

"Ama büyükbabam benim varlığımı can sıkıcı bulmazsa arada ziyaret etmek isterim."

"Asla." dedi Kral gülerken.

Merlin gidip Arwen'in eşyalarını topladı ve ona birkaç otla birlikte kullansın diye artık sular seller gibi ezberlediği büyü kitabını koydu.

Ama bir sıkıntı vardı. Arwen hiçbir yerde yoktu. Merlin kaldığı yere geri döndü.

"Gaıus onu bulamıyorum."

"Pratik alanına baktın mı?"

"Neden orada olsun ki?"

Merlin şaşkınca sordu ama sonra aklıma geldi.

"Tabii ya." dedi. Arthur da ortalıkta görünmüyordu.

Merlin pratik alanına yaklaştığında kılıç sesleri gökyüzünü dolduruyordu.

Onu gören Arthur kılıcı indirip yanına geldi. Onu takip eden Arwen'in omzuna kolunu dolayıp onu çekti.

"Şuna bak Merlin. Çocuk doğuştan yetenekli. Senin de çocuğun olan birinin kılıçta bu kadar becerikli olacağını kim bilebilirdi."

Arwen zorla prensin kollarından kurtuldu. Birbirlerine el şakaları yapmaya başladılar. Arwen bir yandan kahkahaları arasından konuşuyordu.

"Onu dinleme baba ben gayet memnunum."

Arthur durdu. Merlin'e döndü.

"Her şeyi eksiksiz hazırladın mı?"

Merlin kafasını salladı.

"Emin misin eksik bir şeyin olmadığına."

Merlin şaşkınca arkadan anlamsız kaş göz hareketleri yapan Arthur'a baktı. Sonra konuyu anladı.

"Aslında birkaç eksik var."

"Müthiş! Yani müthiş değil. Neden bir iki gün daha burada kalmıyorsun? Merlin de o zamana kadar hazırlıkları bitirir."

Arwen onların bu haline güldü.

"Babalar özür dilerim. Burada çok gerginim ama sizi sık sık ziyarete geleceğim. Söz veriyorum."

İkiside kafasını salladı. Yola çıkmadan önce burukça çocuğa sarıldılar.

Merlin Küçük PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin