Bölüm 3

47 15 0
                                    

Burak, " Ne bakıyorsun kanka suratıma öyle ? Aç kaldık aaaçç ! "

" Burak kardeşim sakin ol, buluruz elbet bir yol. Şuan da sadece sakin olup, düşünmeliyiz. "

Burak, " Öyle olsun bakalım düşünelim. "

Düşündük, düşündük ve düşündük, saatler geçti, gözlerimiz ağırlaşmaya başladı ve en sonunda da uyuya kaldık. 

               Sabah kalktığımda dudaklarımda bir şey hissetmiştim, böyle tuzlu bir tat, biraz kendime geldikten sonra anladım ki Burak'ın ayak parmakları ağzıma girmiş.

" Iyyyyy ! Burak ben seni var yaa ! Oğlum ayağının ağzımda ne işi var, Allah'ım sen bana sabır ver ! " Söylene söylene kalktık, haliyle ikimizde açtık ve akıllı arkadaşım Burak çakmağı kaybettiği için gece ateşimiz de sönmüştü, sabaha kadar sokak kedisi gibi titreyerek, yattık bir kenarda.

                Açlığı unutmak için boş boş muhabbet etmeye başladık,

Burak, " Merih kanka, bu sene ders çalışmaya karar verebildin mi ? "

" Aklımda şuan sadece okul, ders ve sınav üçlüsü var, başka bir şey düşünmeye pek müsait bir halde değilim malum ! "

Burak, " Kararlısın yani ? "

" Eveeet ! "

Burak, " Şey bu sene bizim sınıfa iki tane yeni kız geliyormuş duydun mu ? "

" Nerden duyayım Burak ? Ne kızından bahsediyorsun ? Kim geliyor ? Neden geliyor ? "

Burak, " Ders çalışacağım diyene bak ! Bu kafayla Türkiye birincisi olursun sen sınavda kesin ! "

" Ya kanka neden öyle diyorsun, yeni arkadaşlarımız geliyor önceden bilgim olsun diye sormuştum sadece hemen dalga geç zaten. "

Burak, " İsimleri şey di galiba, birisi Beste diğeri de Hayal, evet evet isimleri bunlardı. "

" Hmm, Hayal demek buralardan değil sanırım ilk defa duyuyorum. "

Burak, " Merih bırak şimdi sen Hayal' i falan da aç kaldık, ısınmak için ateşimiz de kalmadı geri mi dönsek. "

" Başka çaremiz de kalmadı galiba, desene bir süre annemin ağzından düşmeyeceğim ! Hadi toparlanalım o zaman. "

               Burak'la beraber çadırı ve diğer eşyaları topladık sonrada yola koyulduk. Kamp alanı çıkışında beni çok seven köpekçik vardı.

" Eğer bir daha gelirsen, göstereceğim ben sana havlamayı. Bırak peşimi artık, ne çektim ben senden ? Ne istiyorsun benim kıymetlim den. Kıymetlimisss ! "

               Elime bir taş alıp, tehdit eder gibi bakışlara atıyordum köpeğe karşı, bu sefer pes edip uzaklara doğru koştu ve gözden kayboldu.

               Eve vardığımda, ev boştu belli ki annem işe gitmişti. Babam ise yurt dışında bir şirkette çalışıyordu yılda bir kez belki görüşüyorduk - işleri çok yoğunmuş beyefendinin ! - o yüzden onun yokluğu pekte sorun değil di.

               Son gündü artık tatil bitiyordu ve yarın okullar açılıyordu, son senem di bu sene derslere odaklanmam lazımdı. Cebimde bir titreşim hissettim, telefonuma bir bildirim gelmişti, birisi bloguma bir mesaj bırakmıştı.

" Merhaba Merih, son senemizin çok güzel geçmesi dileğiyle. 

- Masmavi Bir Hayal - "

Kim ki bu maviş şimdi, şimdi de gizli kişiler çıkmıştı başıma.

" Hey Allah'ım ! Ben ders diyorum sen bana masmavi şeyler gönderiyorsun yapma, bu kuluna acı lütfenn ! "

               Merak da etmemiş değildim aslında, kim olsa merak ederdi. Yarınla beraber yeni bir okul macerası bizi bekliyor gibi.

                                                           ****************************************

               Sabah, güneşin altın sarısı o güzel ışığıyla uyandım demek isterdim lakin telefonumun baş ağrıtıcı o alarmıyla uyanmıştım üçüncü kez çalıyordu ilk günden geç kalacaktım neredeyse, yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya gidiyordum gözümü açamıyordum uyku sersemi.

" Ahhhh kafamm ! Of ya, neden ya neden, bu kafamın benden çektiği nedir ? " Yüzümü yıkayıp odama döndüm, güzel sultanım kıyafetlerimi hazırlamış neyse ki, zamanım çok az kalmıştı. Üzerimi hemen giyindim ve atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya mutfağa gitmiştim, güzel kahvaltı sofrası hayal ederken, bir ekmek birde çikolata vardı bugün menümüz de.

" Ah sultanım ah. Yemeklerini şimdiden özledim ! "

               Telefonum çalmaya başladı, uzun uzun çaldı, arayan Burak'tı tabi başka kim olacaktı sanki, " Bal Böceğim " yazacak hali yoktu ya telefonda, hayaller ve gerçekler işte ne yapalım zalim hayat.

Burak, " Aloo! Günaydın böceğim."

" Yanlış numara ! " diyerek kapattım suratına. Tekrar aradı,

Burak, " Lan şerefli kardeşim benim, sen neden yüzüme kapatıyorsun acaba, iltifat edenin yok diye yanında olayım dedim. Bu mu teşekkür etme şeklin senin ! "

" Burak ! Yaramla oynama, yoksa atomlarına parçalarım seni, bilim adamları bile bulamaz seni ! "

Burak, " Tamam ya kızma hemen, hazırlandın mı ? Ben aşağıdayım in hadi bekliyorum. "

" Bekle yiyecek bir şeyler hazırlıyorum bize. "

Burak, " Tamam canım öptüm. "

" Kapat Burak kapat öpeceğim ben seni, sen git ağaçları öp ! "

               Kendime ve Burak'a çikolatalı ekmek yapıyordum ki içimde ki şeytan uyandı ve Burak'ın ekmeğine ek olarak bolca acı sos doldurmuştum, her şey hazırdı kapıyı kilitledim ve ayakkabılarımı giyip aşağıya indim. Burak aç gözlerle beni bekliyordu, yemek lafını duyunca hep böyle oluyordu.

Burak, " Günaydın benim hamarat kankam, hadi yiyelim. "

" Bırak yalaklık yapmayı da yürü hadi okulda yeriz, geç kalacağız. " diyerek yola koyulduk. Bakalım okulun ilk günü nasıl olacak Burak efendi. 


                                                     *******************************************

Size ben den bir şarkı bırakıyorum burayaaa (:


Hayatın Bana Verdikleri - Masmavi Bir HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin