Burak'la okulun bahçesine gelmiş ve o heyecan verici kalabalıkla karşılaşmıştık. Maalesef heyecanımız beş dakika bile sürmeden okul müdürümüz Akif hocayı gördükten sonra içimize kaçmıştı, iç sesim Muhtar -ulan Akiff! Bitirdin okul hayatımızı bitirdin!- diye sitem etti, ilk defa Muhtara katılmıştım. Akif hoca herkese içtimaya geçin diye bağırarak düzene sokmaya çalışıyor ama kimse tek bir kılını oynatmıyordu. Burak "Okul değil askeriye sanki Akif hoca meslekleri karıştırmış belli belli başka açıklaması olamaz, biraz sonra sağ baştan say, uygun adım marş gibi sözlerde etmeye başlarsa şaşmam." Akif hoca okulumuzun en disiplinli ve bir o kadar da sevilmeyen hocasıydı diğer hocalar bile sevmezdi onu her şeyin fazlası zarardı, nitekim bunun canlı örneği Akif hocaydı disiplin olayını fazla abartmıştı sanki. Babası emekli askermiş, zamanında ondan çekmiş birazda bize çektirmek istedi sanırım. Muhtar ulusa seslenmek istemiş olmalı ki içimde ki sesi durdurmaya gücüm yetmemişti - lan senin çektiğin acıyı biz niye çekiyoruz Akif hocaa Akif hocaa rüyanda seni içtima diye kovalasınlar inşallah! - art arda ikinci kez haklı konuşmuştu Muhtar, artık engel olmayacağım, sanırım iç sesim benden daha çabuk olgunlaşıyor, olaya bak.
Akif hocanın bitmek bilmeyen çabaları sonucu, bu işkenceden bir an önce kurtulmak için sıraya geçtik ve bir ömür sürebilecek konuşmasını dinlemek üzere kendimizi hazırladık. Burak " İşin yoksa gel bunu yarım saat dinle şimdi. " diyerek sitem etti, haklıydı da. Ama inanılmayacak bir şekilde sadece bir dakika süren bir konuşma yaparak iyi dersler dileklerini sunmuş ve herkesin şok geçirmesine sebep olmuştu Akif hoca. Burak " Her zaman insanları nasıl ters köşe yapıyor bu adam ya, nasıl olabilir gerçekten? Ders mi alsam acaba? Daha iyi bir üstat bulamam bence, Merih ben bu adamdan ders almaya kararlıyım canım benim! " diyerek sınıfa yürüme eşliğinde hiç susmadan konuşmaya başlamıştı, Muhtar - Merih, bu çocuğun çenesi gene yerlerde geziyor kaç kurtar kendini kaç yavrum kaç! - haksız değildi Muhtar aslında, bir şekilde bu çeneden kurtulmam lazımdı hemen sıradan çıkıp kantine doğru yöneldim ve kantine adımımı atar atmaz hava da ki o güzel mi güzel parfüm kokusuna maruz kaldım. Muhtar -Allah'ım tam şuan sırası, durdur bütün zamanı ne olursun!- "diyerek lafı ağzımdan almıştı sonuçta benim bir parçamdı şaşırılacak bir olay yoktu. Sırada beklerken tanımadığım kızın arkasında -dışarıdan tam da bir sapık gibi gözüküyordum kesin- o güzel kokunun her bir zerresini burnumun derinliklerine hapsetmek için çabalıyordum. Tanıyor muyum diye sorguladım kendimi, biraz yana çekilip yüzüne bakmaya çalıştım ama kafası başka yöne doğru yöneldi, biraz daha kendimi zorlayıp yana kaydım ve o kusursuz yüz hatlarında kayboldum birden bire. Muhtar - Bugün ki haberimiz bu yıl sınavda üstün bir başarı sergileyen Merih' i tebrik ediyoruz, şaka şaka gül diye. Sen bu kafay...- Daha fazla sinirimi bozmamak üzere susturma kararı aldım Muhtarı. Kendime gelmeye çalışırken fark ettim ki sıradan dışarı çıkmış bulunuyordum. " of ya bekledim o kadar şimdi en arkaya geçilir mi! " diye sitem ettim. Çok yüksek sesle düşünmüştüm sanırım, o güzel kokulu kız bana bakıp " istersen önüme geçebilirsin benim acelem yok. " diyerek gülümsüyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibi ritmini arttırmış, halaya durmuştu. Sesim titreyerek " Teşekkür ederim ama hiç gerek yok. " diyerek teklifini kibarca reddetmiştim ki canım arkadaşım gelip " Oooo çok teşekkür ederiz güzel bayaan! " diyerek kızın önüne atladı. Yerin dibine girmek bu olsa gerek, o utançla kendimi kantinden dışarı atıp bir hışımla çıktım. Burak yetmezmiş gibi arkamdan bağırıyor susmuyordu " Balımmm! Nereye gidiyorsun bir şeyler ısmarlasana bee, bir kuruş param yok valla, Merihhh! " diyerek sırtımda taşıdığım utancım a ek olarak dağ gibi bir utanç daha eklemişti canım arkadaşım. Merdivenleri hızlıca çıkıp dört katlı okulumuzun ikinci katında ki koridorda ki son sınıfa doğru hızlı adımlarla ilerledim ve sınıfın en güzel köşesi olan en arka cam kenarında ki sıraya doğru gidip oturdum. Okulun bir kaç saati o kadar kötü başlamıştı ki ilerleyen saatlerde acaba daha neler olacak diye düşünmekten kendimi alamadım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatın Bana Verdikleri - Masmavi Bir Hayal
Novela JuvenilTek suçum hayatın bana verdiklerini görememek...