27.Bölüm 🌕

42 4 0
                                    


Camın önüne oturarak kahvemi yudumlarken dışarıda yağan damla damla karın keyfini çıkarıyordum.
Bir de uyuyan bir Poyrazın...
Öylece bebek gibi koltuğa sıvışarak uykuya dalmıştı.

Bir saatten fazladır ondan ayırmıyordum gözlerimi.
Dağ evine geleli iki gün olmuştu ve bu süre zarfında anca kafamın dinlendiğini ve çoğu şeyden arındığımı hissedebiliyordum .

Onunla zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak kadar güzel geçiyordu günlerim. En başında arkadaş gibiydik çokça dertleşiyor çokça sohbet ediyorduk birbirimizi anlamak iyi geliyordu doğrusu.

Tek sıkıntı Poyrazın babası olmuştu. Habire arıyor ve Poyrazı görmek istediğini söylüyordu. Çağırdığı akşam yemeğine bizzat gitmemiştik Poyraz ve ben daha fazla rahatsız edilmemek adına ikimiz de telefonlarımızı kapadık.

En rahatıydı şuan .

Buraya gelmeden önce paranormal olaylarla ilgili bir sürü kitap almıştım içlerinde bir tanesi daha fazla dikkatimi çekiyordu.

' Gözleri kapa '

Kitabın kapağında uzun bir süre oyalanırken okumaya başladım merakla. Belki kafama göre bir şey bulabilirdim .
Poyrazın hâlâ uyuyor olması üzerine rahatca sayfaları çevirerek göz gezdirmeye başladım .

İlk sayfalarda dikkatimi fazla çeken bir şey yoktu. Merak ediyordum benim gibi olan başka kişiler var mıydı, nasıl farketmişti mesela ya da buna bir neden mi olmuştu?

Gözlerim kalın yazılara ilişince elimi orada gezdirdim .

Bu gücün bir sınırı yok . Belirli nedenlede gelse bile merakta olan tek soru şu. 'Ne zaman bitecek?'
Üzülerek söylemeliyim ki sizinle mezara kadar gelebilcek bir durum bu .
Sizi fazla denli rahatsız edebilir ama şunu bilmelisiniz ki kontrolü tamamen elden bırakan insanlar var.

Hiçbir şekilde kendini durduramayan hatta .

Öncelikle her daim kendinizi sakin tutmalısınız. Kıyamet kopartacak derecede her yeri felakete sürüklerseniz canınızdan olma riskiniz çok yüksek...

" Ne yapıyorsun?"
Poyrazın sesi kulaklarıma doluşurken kitabı kapatarak bakışlarımı ona çevirip gülümsedim . " Hiç kitap okuyorum ."

Eliyle yanına gelmemi işaret edince ayaklanarak ona doğru ilerledim .
Bu sefer başını dizime koyarak bakışlarını benden kısa süre dahi olsa çekmedi.

O kadar uyumasına rağmen gözleri yorgun bakıyordu neydi bunun sebebi?

" İyi misin sen?"
Yavaşça saçlarını okşamaya başlayınca rahatladığını hissettim .
Kâbus mu görmüştü ya da kötü düşünceler mi onu boğuyordu bilmiyorum .

" İyiyim sadece başım ağrıyor. "
Gözleri kapalı bir şekilde konuşurken alnını yavaşça ovalamaya başladım .
Boşta kalan elimi de tutuyordu sıkıca .
" Geceleri neden uyuyamıyorsun Güneş?" Sorusu üzerine kaşlarım havalanırken düşünceler sardı beynimi. Ben onu uyuyor sanıyorken o bizzat her şeye şahit mi oluyordu .

SALKIM | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin