GİZEMLİ YOLCULUĞUN SESİ

15.8K 434 30.4K
                                    

Başlama Tarihi

GİRİŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

GİRİŞ

Karanlığın bedenime uyguladığı zehir zihnimi kuşatırken Tarosan'da ürpertici bir sessizlik hakimdi. Bu kentin en etkileyici özelliği ay ve yıldızlarıydı. Gökyüzü, kentin puslu ve kanlı yüzüne yansıyan umut ışığı gibi kalplere dokunuyordu çoğu zaman ama toprağa serptiği ölü tohumlarının nimetlerini alamayan bir kent hâline gelmişti. Öfkeden beslenen bir kölelik sistemine sahipti. Şehrin en derinlerinde yatan sırlar kölelerin bedenlerine kazınmış birer haritalar çizerken tek gayeleri etrafa korku salmaktı. Vahşetin ve esaretin sisteminde büyük bir role bürünmesinin dışında Efrasto ırkına karşı olan kini ile de biliniyordu.

Efrasto ırkı görünürde bildiğimiz insan suretinde olan bir ırk değildi. Bu ırk zehirden üreyen aynı zamanda lanetin oğullarına sahip bir ırktı. Çok eskilere dayandığı gibi günümüzde yapmış oldukları birçok hatalar yüzünden de lanetlerinin bozulmasına engel olamamışlardı. Görünüşlerinin neye benzediklerine dair hiçbir şey bilinmese de üzerlerindeki lanetten bir an önce kurtulmaları tek gayeleriydi.

Ve benim de tek gayem azat edilmekti... Hem de en kısa zamanda gerçekleşmesini istiyordum bunun...

Yine yorucu bir günün ardından sonra zindanımda dinlenmeye çekilmiştim. Daha doğrusu yaptığım bir hatadan dolayı zindana kapatılmıştım. Zindanın en kuytu köşesine çektiğim bedenim bugün gördüğüm işkencelerimin acısını kulaklarıma dokundurmakla gecikmemişti. Her ne kadar bu eziyetlere beden alışkın olursa olsun ağır geliyordu kalbime. Artık bu kölelik sistemine bir dur diyen olmalıydı.

Karanlıkla beslenen bu zindanda yapabileceğim tek şey uyumaktı sonuçta görebileceğim tek şey rüyalar olabilirdi. Uyumak için gözlerimi kapatınca kulağıma yabancı bir ses uğradı. "Kim var orada?" dedim panikle ama sorumun karşılığını alamadım. Bu sesin sahibi her kimse önceki gece de aynı şekilde bana seslenmişti.

"Kalk," diye kulağıma uğrayan ses kalbimin derinliklerinde gizlenen özgürlük anahtarı gibiydi.

Ya da belalarımın küçük bir başlangıcı...

Kesinlikle buydu.

1. BÖLÜM

GİZEMLİ YOLCULUĞUN SESİ

∞ Zindanların bile çözemediği bir karanlıktaydım. Bu karanlık, özgürlük anahtarımın huzmesi ile aydınlanacaktı elbet. Esaretin zincirlediği bilekler kılıcın paslı yüzüne yansırken, o suret bana aitti. Kurtuluşumun yansımasıydı. Özgürlüğümün temsiliydi.

BÜYÜLÜ KILICIN ESARETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin