•
Mersah, muhafızlarını geri çekmeyip adımlarını Ronza'ya doğru yaklaştırdı. Gözlerindeki öfke lanetin bir getirisi ile sınansa da intikam için yemin etmiş gibi görünüyordu. Kral Ronza'nın büyülü kılıcı ben de arıyorum demesi ile zaten niyetini ortaya çoktan dökmüştü. Lanet ile kaplanan krallığın hiçbir zaman eskiye dönmemesi için büyülü kılıcı yok etme isteğini açık etmişti. "Gerçekten kendi söylediklerine inanıyor musun?" diye sordu Mersah. "Bir gün karanlık bizim için değerli olanı verdiğinde sen bizi uzaktan izleyerek can vereceksin."
"Yapmadığım bir şey için sorumlu tutulmam, sizin gibi zorba bir ırka yakışırdı. Bu gezegende sadece sizler yoksunuz. Bunları bilerek yaşamanı öneririm."
Öfkeden parmaklarını avucuna alıp sıkıyordu. "O büyülü kılıcı bulduğumda laneti senin üzerine yıkmak için sabırsızlanıyorum."
"Kim bilir... Belki de aynı noktada tekrar sohbet etme olanağımız olur. Aynı şekilde, Astantra Krallığı'nın kurtarıcısıyla-" dediğinde muhafız ensesine dirseğiyle vurup sesini kesti. Dizleri yere değince muhafızlara karşı tedirginliğini gizleyemedi. Efrasto Krallığı hakkında okuduğum en önemli bilgilerden biri ise lanetin üzerlerinde yarattığı zayıflıktı. Efrasto Krallığı lanetten sonra güçlerinin bir çoğunu yitirmiş durumda kalmıştı. Astantra Krallığı'nı çoktan haritadan silme şerefine ulaşabilirlerdi fakat en büyük engelleri demek ki büyülü kılıçta gizliydi.
"Gidelim," dedi Mersah. Efrasto ırkına verilen emir ile geri çekilmelerine çok şaşırdım. Mersah'ın buraya gelme amacının büyülü kılıcı sormaktan daha çok bana başka bir şeymiş gibi geldi. "Tekrar aynı noktada olacağız. Ama bu sefer elimde büyülü kılıç ile geleceğimi sakın unutma."
"Peki bekliyorum," dedi gülümseyerek. "Aynı noktada kimlerle olacağımızı merakla bekliyorum."
Sarayın dışına doğru ilerleyen atlar arkasında korkulu gözleri bıraktı ıssızca. Gözcü kulelerinde olan okçular Efrasto ırkının gittiğinden emin olurken muhafızlar yakmış oldukları meşalelerle sarayın çevresini kontrol ediyordu. Efrasto ırkının üzerimize saldığı korku yüzünden tedirginliğimize gecenin zifiri karanlığı da eşlik etmişti zaten. Buradan gitmelerine rağmen bir yerlerden çıkacaklarmış hissi tüm saray sakinlerinin çevresini sarmalamıştı.
Sonuçta yere gömülen bir ırktan bahsediyorduk.
"Hadi artık gidelim buradan Ares," diye uyardı Ernam. "Şimdi ortalığı biz de ateşe vermeyelim. Bizi burada görürlerse bitirirler."
"Tamam, gidelim."
Kalabalığın arasından sıyrıldığımız gibi mutfağa doğru ilerledik. Muhafızlardan biri yanıma gelince beni kalacağım zindana doğru ittiriyordu. Tutukluların bulunduğu kata çıkarıldım ama Desina'yı ortalıklarda göremedim. Parmaklıklar ardına geçtim ve duvara yasladığım bedenimin ağırlığı ile yere doğru çömeldim. İçeride dolanan kara böceklerin, kirli samanların olduğu bu yer berbat bir kokuya sahipti. Duvarlardaki örümcek ağlarının büyüklüğü meşalelerin verdiği kızıllıkla yerlere resmedilmiş gölgeler çiziyordu. Dört duvar arasında gözlerimi sımsıkı kapattım sanki bir daha açmak istemiyormuş gibi. Aklımda beliren beyaz suret gözlerimin önünden hiç gitmeyince zihnimin soluksuz nefesini işitiyordum. Bu duygunun nedeni sırlarla dolu beyaz surette gizliydi. Beyazlığının arkasında dolanan karamsar ruhu etrafa zehir saçarken bana farklı duygular hissettirmesi tuhaftı. Sırlara karışan kadının gerçek yüzünü bilmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ KILICIN ESARETİ
Fantasy2023 Watty Yarı Finalisti Karanlık ruhların etkisi altına girmiş bir diyarda hükümlerin değil, kan ve kaosun konuşulduğu bir yerdi Astantra Krallığı. Krallıkta halkın ve kölelerin uğradıkları zulümlerin sonu yoktu ve Ares onlardan yalnızca biriydi...