Pizza dilimlerini neredeyse bütün bütün yutacaktı genç kız. Kendisini şaşkın bir ifade ile izleyen gözler umurunda değildi tek düşündüğü şey daha önce bu muhteşem lezzetten nasıl mahrum kaldığıydı. Ah tabii bir de hayvan etinden neden tiksinmediğini çözmeye çalışıyordu. 'Kseko insanlar!' diye mırıldandı içinden.
Kseko, kendi yavrularını bile yiyebilen korkunç bir yaratık türüydü. İnsanlar da kendi yavrularını yiyor olmalıydı. Sahip olduğu bedenin içinde de bir insan yavrusu vardı. Sahi gerçekten var mıydı? Ve o şey neden onun içindeydi de agresif bakışlı o adamın içinde değildi? İnsanlar hem uçamıyordu hem de bir yavru için aylarca bekliyordu. Baska hangi canlı türü gündelik hayıtına devam ederken kuluçka dönemini doldurabilirdi ki? Acizdiler... ve kolayca yenilmeye açıktilar. Ve onları Puja yenecekti. Ve halkının kraliçesi olacaktı. Ve hatta 9 kabilenin lideri olacaktı. Ve... ve...
"Sana diyorum! O midene öğütücü mü kaçtı senin? Tanrım! Bu gidişle XXL beden mankeni olacaksın!"
Gustavo, genç kızın elinden aldığı pizza dilimini tiksintiyle fırlatırken bir yandan homurdanmaya devam ediyordu.
"Barbie bebeğim şişme bebeğe dönüşmeden önce içindeki o yaratıktan kurtulmamız lazım!"
Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi mırıldanmıştı genç kız
"Onu sevmiştim."
"Belli oluyor! Tam olarak bir jumbo boy pizzayı tüketmiş bulunmaktasın! Tekrar ediyorum jumbo boy! Yani ortalama normal kapasiteli üç kişiyi doyurabilecek miktardan bahsediyorum! İşin en aksiyonlu tarafı da şu ki senin öğün miktarlarını düşünürsek tam olarak beş günlük yemeğini beş dakikada tüketmiş bulunmaktasın!"
Bu ikili, atışmalarını bir tenis rekabeti izler gibi izleyen diğer iki kişinin varlığını Dig çenesini tutabildiği ana kadar unutmuşlardı
"Gus, bak dostum bu kız hamile. Yemek yemesi çok normal. Sonuçla Heidi aç kalırsa bebek de kalır ve sağlığı..."
Kafasına yediği şaplak Dig i susturmuştu. Tanrı biliyor ya Tony ,onun dost mu düşman mı olduğu konusunda hala şüphe duyuyordu.
"Ona böyle vurmamalısın."
Genç kızın dudaklarından çıkan kelimeler iki eski dostun şaşkınlıkla birbirine bakmasına neden oldu. Dig yine çenesini tutamayarak
"Heidi annelik hormonları seni nekadar da değiştirmiş. Tanrım resmen seni tanıyamıyorum. Harika bir anne olacaksin." Dig e ikinci darbesini indirmeye hazırlanıyorken kızın gözlerine takıldı Tony nin haylaz gözleri.
Yapma diyordu sanki. Yapamadı ve yapamaması konusunda şaşkındı genc adam.
*
*
"Biliyoruz ki Heidi de Tony de bu çocuğu istemiyorlar. Bizim planı uygularsak iki taraf da temize çıkar."
"Sizin plan Heidi yi karalama planından başka birşey değil Diego."
"Hayır hayır! Bak Gus bunun böyle olmasını biz istemedik olayı basına yansıtan sizdiniz."
Yanı başında tartışan ikilinin sesini duymuyordu bile Tony. Gözleri, ikili koltuğa yavaş yayılan genç kıza odaklanmıştı. Farklıydı bu Heidi. Bir insan bir kaç günde bu kadar değişemezdi. Muhtemelen rol yapıyordu. İyi kız tavırlarıyla, çocuğu doğurmak için onay alacak, sonra ömür boyu kendisini sömürecekti bir kız. Yoksa hamilelik hormonları yüzünden böyle davranacak değildi ya! İşte ulu orta esnemişti. Bir sokak serserisi gibi ağzını kocaman açıp esnemesi, ellerini birleştirip iki bacağının arasına koyması ve o uzun boyuyla minicik koltuğa yatmaya çalışması rol olmalıydı. Gustuvo ve Diego nun hararetli tartışmasına rağmen kızın uykuya daldığını derin nefes alışverişlerinden anlamıştı Tony. Bu hareketler hiç Heidi ye göre değildi. Oscarlık oyun çıkarıyor diye düşündü ta ki Ricardo nun yüksek desibelli sıralı küfürleri, Heidiyi uykusundan sıçratana kadar...
"Ömrüm boyuca gördüğum en sikik kafalı insanlarsınız! Bok beyinli ve sikik kafalısınız! Emeklerimi sikmeye yeminli bok beyinliler!"
Ricardo nun ani girişi yüzünden mi yoksa Heidinin korkması yüzünden mi bilinmez ama teleşla ayağa fırlamıştı Tony.
"Hey hey sakin ol dostum."
"Sakin olayım ha! Tamam!" Deyip bir kaç derin nefes aldı Ricardo ve daha yüksek bir tonla
"Siktir! Sakin o-la-mı-yo_rum! Ve neden biliyor musun? Senin her deliğe girmeden rahat edemeyen aletin yüzünden!"
"Bağırmayı kes! Heidi burada."
Koltukta gittikçe küçülen genç kızı işaret etti.
"Aa merhaba Heidi. Nasilsin?"
Ricardo odaya girerken farketmediği kızı tam bir beyefendi edasıyla selamlamıştı. Onun bu ani değişimine şaşırmayan tek kişi Toninhioydu. Çünkü onun şaşırmakla meşgul olduğu başka konular vardı -Neden bu kızı korumak istemişti?
*
*
"Heidi sakın kameralar karşısında açık verme. Tony e aşıksın ve çok mutlusunuz."
Dedi Ricardo. Aslında çocuğun aldırılmasına karşı olan tek kişiydi fakat sonunda o da pes etmişti. Tüm planı hatasız yerine getirmek zorundalardı. Yoksa yılların emeği heba olacaktı. Heidi ve Tony ilk bebek kontrolleri için hastaneye gideceklerdi. Basına haber uçurulmuştu fakat genç çift herşeyden habersiz gibi davranacaktı.
Genç kız bu kadar dalaverenin neden döndürüldügünü hala anlamamıştı. Tüm bu olanlar sutyen takmak kadar saçmaydı. Karnında bir insan yavrusu olduğundan emin değildi fakat ondan kurtulmayı istiyordu. Nefret ettiği o soydan birini içinde büyütemezdi. Onu öldürtecekti ve ölümüne sebep olduğu bir insan daha zafer hanesine yazılacaktı. Ama yine de şaşkındı. İnsanlar ksekolar gibi yavrularını yemiyosa da kendi elleriyle öldürebiliyorlardı. Caniydiler.
"Müzik açmamı ister misin?"
Toninhio gergındi. Tüm bu karmaşa onun kaldırabileceğinden çok fazlaydı. Üstelik Heidinin bu sessiz hallerine anlam veremiyordu. Gerçi birlikte başbaşa kaldıkları anlar çok azdı. Hatta tam anlamıyla başbaşa kaldırkları tek anda bu bebeğin temelini atmışlardı. Ama çok iyi biliyordu ki şuanda herşeyden şikayetçi olması gerekirken düşüncelere dalmış bir Heidi, kıyamet alameti gibi bir şeydi.
Boğazını temizleyip tekrar sordu genç adam
"Ne tür müzik açayım Heidi?"
Bilmiyordu. Ne tarz müzik dinlerdi? Ya da müzik dinler miydi? Evet müziğin nasıl bir sey olduğu konusunda birşeyler hissediyordu ama neyi severdi ki? Sevmek nasıl bir şeydi ki?
"Farketmez. Sen ne istersen."
'Beni deniyor. Oyun yapıyor. ' diyordu Tonynin içindeki o munzır ses.
*
*
"Arkadaşlar lütfen şuanda doktor kontolümüz var. Çıkışta konuşalım."
Araçtan indiği anda etrafını gazeteci ordusu sarmıştı genç adamın. Durumdan rahatsızmış gibi davranarak genç kizın oturduğu tarafa yöneldi fakat kız hiç hareketlenmemiş aksine araca sinmiş gibi bir izlenim veriyordu. Aracın kapısını açarak elini kıza uzattı genç adam. Heidinin korktuğunu hissetmişti fakat anlam verememişti. Gülümseyerek elini tutmasını işaret etti genç kıza. Sefkatli tavrı gazeticilerin gözünden kaçmamışti ve farkında olmadan yaptığı bu hareket ona çok şey kazandırmıştı. Toninhio Starking 1 Tüm dünya 0 !!!
Kız elini tuttuğu anda tüm vücudundan bir elektrik dalgası geçmişti genç adamın. Öyle ki bu titremenin dısarıdan farkedildiğini bile düşünmüştü. Gözlerini kızdan ve tuttuğu elden ayıramadan ve farkında olmadan hanesine artı puanlar ekleyerek hastaneye kadar yürüdü.
*
"Önce anneyi ultrasona sokalım sonra diğer muayenelerimizi yaparız."
Ultrason için sedyeye uzanan genç kız heyecanlanmıştı çünkü sahip olduğu bedenin sahibi daha önce hiç ultrasona girmemişti.
"İşte ufaklık burada. Bakın bay Starking görebiliyor musunuz?"
" A-aslında gerek yok. Pek de bir şeye benzemiyor zaten."
"O şuanda böyle hareket mi ediyor?" Dedi Heidi. Şaşkındı. Içinde hareket edebilen bir yaratığın varlığını düşünmek çılgıncaydı.
"Evet. İşte burada."
"İnsana benzemiyor ama?"
"Zamanla benzeyecek bayan Stan henüz hamileliğinizin başlarındasınız."
Genç kız yine düşüncelere dalmıştı. O yavrunun nasıl büyüdüğünü görmek istiyordu. Farkında olmadan elini karnına götürdü ve aniden gözünün önünde siyah kıvırcık saçlı zümrüt yeşili gözlü bir kız çocuğu görüntüsü belirdi. Dünyanın en güzel şeyiydi. Çocuk ellerini beni al dercesine Heidiye uzatmiştı ve gülümsüyordu. Genç kadın bir kaçış yolu arıyordu fakat küçük kizın söyledikleriyle donup kaldı
'Beni bırakma anne'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUJA
FantasyMiu ırkının uslanmak bilmeyen prensesi. Ayrıca insan ırkına düşman ve tahtı ele geçirebilirse ilk işi insan ırkını yok etmek olacak. Yüzlerce yıl öncesinde İnsanlar ve Miular arasında antlaşma yapıldı ve iki ırkın birbirlerini görüp zarar vermemele...