Arabadaki ağırlığın nedeni saf bir sessizlik değildi. Anlayamadığı bir duygu yoğunluğu vardı, içten içe baskı yapıyor nefes daraltıyordu.
Yanındaki adam konaktan çıkar çıkmaz kızgın ve düşünceli bir ruh haline bürünüvermişti. Direksiyonu sıkan parmakları ve hızlı nefesi bariz ele veriyordu onu.
Seher için de normalde onunla baş başa olmanın getireceği heyecan yerini öfkeye ve üzüntüye bırakmıştı. Kendiydi aslında derdi. Ya Neslihan haklıysa? diye içi içini yiyordu.
Yaman, bakışlarını yanındaki sevdiği kadına çevirdi. Çenesindeki titremeyi fark etmesi ile kendi siniri yatıştı. Niye üzgündü ? Çok mu uzak kalmıştı mahalleden, sevdiklerinden?
Arabanın sağa çekilmesi ile şaşkınca Yaman'a döndü Seher.
"Burada çok iyi bir aktar var, yaptığın o özel çay için gerekli olanları alalım."
Hatırlıyordu. Reddetmişti onun için ilk yaptığında ama şimdi.
"Olur."
Onunla alışverişi yapmış ve o ödemişti. Fıratların evinin önüne geldiklerinde Seher emniyet kemerini çıkarırken konuştu Yaman.
"Geçmiş olsun dileklerimizi ilet. Nadire hanım iyileşinceye kadar kal, özlemişsindir hem. Yusuf'u merak etme. Yardıma ihtiyaç olunca aramayı da unutma. "
Peşi sıra dökülen cümleleri kafasını sallayarak usulca onayladı Seher. Nadire annesini özlemişti, evet ama buraya gelmek içini biraz da buruk bırakmıştı. Bahçe kapısını kapatırken gözleri kesişti. Arkasını dönüp kapıya ilerlerken adımlarını hızlandırdı.
Aradan geçen saatler sonrasında işlere yoğunlaşmıştı Yaman. Normalde zamanı hızlandıran bir etken iken şuan etkisizdi çalışmak. Tableti sinirle masaya bıraktı.
Rahatsız etmeyecek şekilde onun etrafa yerleştirdiği adamlarından bilgi almıştı, bir sorun yoktu. Ama tek bildiği de bu kadardı.
Odası iyice bunaltıcı gelince kapıya yöneldi. Dışarı attığı adımla gözü hemen odasının karşısındaki kapıya kaymıştı. Buradaymış gibi onu aradı gözleri.
Yan taraftaki odanın da boş olması ile aşağı kata yöneldi. Salonda da göremedi kimseyi.
Artık daha sık gittiği mutfağa girecekti ki duydukları onu durdurdu.
"Görmedin mi bugün teyze? Nasıl kızardı yanakları? Biri var bak kesin, dediydi dersin."
"Sabahtan beri kafamı şişirdin Neslihan. Varsa da Seher senin kadar düşünmüyordur kızım."
Teyzesini duymuyordu Neslihan.
"Mahalleden mi dersin? Tabi mahalleden ya, başka bir yere gittiği mi var sanki kızın? Son zamanlarda özledim mahalleyi deyip duruyordu zaten. Ondan mıydı acaba?"
Kurulan teoriler Adalet'i bezdirmişti. Susturmak zordu bu kızı. "Hadi kızım, kalk. Sen şu ocağı tekrar bir elden geçir, kenarında kir gördüydüm ben."
Mutfakta duydukları onu içeri girmekten vazgeçirmişti.
Son zamanlardaki yoğunluğuna rağmen eve olan her giriş çıkıştan, özellikle ondan haberi vardı. Mahallede iki eve uğruyordu; Kiraz isimli bir arkadaşına ve Nadire annesine. Olabilir miydi öyle biri?
Öğrenmeliydi. Mutfak kapısından uzaklaşırken telefonundan aramayı başlatmıştı bile.
Aramadayken yöneldiği balkonda, yeğeninin ve abisinin oturduğunu farketti. Telefonu kapatarak onlara doğru yürüdü. .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Fanfiction" Seni çok bekledim ben. Hasretim yeni değil. Seni yaşayayım desem, yetmez ki ömrüm." "Seni aramışım ben hep; kokunu, sesini, bakışını... Artık bırakmam. "