Kahvaltı sonrasında vardıkları konakta Yusuf onları kapıda karşılamıştı. Koşarak teyzesine ve amcasına sarılmış, kolundan çekmeye çalışmasıyla amcasının biraz da canını yakmıştı.
Hala odasına gidip ona bakamamıştı Seher. Kanaması oldu mu, ateşi çıktı mı, bir şeyler yiyebildi mi… Ya ilaçları, kesin almayı unuttu.
Teyzesi yokken çizdiği resimlerini ona gösteren Yusuf'a gülümsedi. Geldiklerinden beri heyecan içinde onlar yokken neler yaptığını anlatıyordu.
"Artık uyku vakti geldi ama teyzeciğim, hadi bakalım yatağa."
"Gitmeyeceksiniz yine değil mi?"
Saçlarını okşadı yeğeninin.
"Gitmeyeceğiz teyzeciğim"
Yüzü gülen yeğeninin yanağını okşarken devam etti.
"Gidersek de birlikte gideceğiz, tamam mı?"Kafa sallayıp ayaklandı ve pikeyi açtı Yusuf. Teyzesinin de yardımıyla yatağa yerleşti.
"Peki tatile gidebilir miyiz?"
Yatağa oturup ona istekle bakan bakışlara hüzünle cevap verdi.
"Üzgünüm teyzecim, Amcanın çok işi var. Ama sonra gidebiliriz belki." küçük burnun ucunu sıkarak ayaklandı.
"Tatlı rüyalar" yatakta arkasını dönen yeğeniyle odadan çıktı.
-
Evdeki sessizlik bugün katlanılmaz geldi Seher'e. Konağa durgunluk hakimdi.
Geniş arka balkona çıktığında çiçekleri ile ilgilenen Ziya ve onu izleyen İkbal'i gördü. Bu çifte hayrandı. Aralarındaki saf sevgi görünür, hissedilir cinsteydi. Çok duru çok içten… Gülümseyerek yaklaştı ve sohbetlerine katıldı. Kısa bir zaman sonra balkonun sağında kalan masaya geçerek Neslihan'dan kahve istediler. Ziya Bey ise çiçekleri ile biraz daha vakit geçirmek istemişti.
"Siz nasılsınız İkbal Hanım?"
Bakışı mahcuplaştı. "Sizi yalnız bırakmak hiç uygun bir davr-"
"Ben iyiyim Seher. Sen de yapman gerekeni yaptın ve Yaman ile ilgilendin,güvende tuttun. Sayende Yaman iyi.. Ziya iyi.." kırıklaşan sesi ile başını eğdi. Kısa zaman sonra burun çekiş sesleri ile sessiz birkaç saniye daha geçti. Başını kaldırdığında gözleri yaşla doluydu İkbal'in. Anlayamadı Seher.
Seher sandalyesini yaklaştırarak İkbal'in omzuna dokundu. Sonra kendine çekip sarıldı. Bir süre ağladı sessizce Seher'in omzunda İkbal sonra iç çekişleri başladı. Kendini toparladığını düşündüğünde ayrıldılar ve gözyaşlarını sildi.
"Ben ona bir şey olsaydı ne yapardım? Yokluğundan ölmezsem pişmanlıktan ölürdüm Seher."
Ona şaşkınca bakan genç kadını görünce dökülen yaşını sertçe silip kafa salladı.
"Bilmiyorsun tabi sen""Ben.. Senelerce kocamı zehirlemişim." kırık gülümseme yüzünde yer aldı.
"Ellerimle her gün canından can almışım,soluğundan nefes çalmışım Seher." masa üstünde duran ellerini kapadı ve sıktı. Eklemleri bembeyazdı."Can içimin canını alıyormuşum meğer."
Masa üstünden aldığı peçete ile yüzünü temizlerken devam etti.
"O adamlar.. Seneler önce başlamışlar büyük plana. Önce Ziya sonra sen ve ben. Hatta Yusuf." elindeki peçeteyi buruşturdu.
"Yaman sağ kalacak, dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Fanfiction" Seni çok bekledim ben. Hasretim yeni değil. Seni yaşayayım desem, yetmez ki ömrüm." "Seni aramışım ben hep; kokunu, sesini, bakışını... Artık bırakmam. "