Hasret

1.1K 71 101
                                    

Gözleri Seher'de takılı kalan Yaman, kadın ile Yaşar Bey'in konuşmaları kulağına uzaktan birer tını gibi gelmekteydi. Kadının kırmızı yanaklarına, titreyen parlak yeşillerine ve ara ara ona olan kısacık bakışlarındaki gülümsemelerindeydi. Onun kadınıydı artık. Kabul etmişti değil mi? Seviyorum dememişti ama varım demişti. Seninle olan bir yola, seninle anılmaya sana dair olmaya ve seni almaya varım dmişti işte, ötesi mühim miydi sanki?

Seher'in ona dönüp diğer elini de koluna dolamasıyla düşüncelerinden ayıldı. Seher'in sorgular bakışlarına gözlerini kapayıp açarak cevap verdi. Bu bakış ' iyiyim, doğru karar ve sonra konuşacağız' gibi pek çok cevabı barındırıyordu içinde. Kesin olan tek şey çiftin mutluluğuydu. Öyle ki karşılarındaki yaşlı adama da bulaşmıştı ve adam aşkın güzelliğine bizzat tanık oluyordu. Gençlik başkaydı yahu.

"Yine görüşmek üzere Kırımlı, düğün öncesi bardak tokuştururuz artık" dedi  gözü henüz karşısındaki adamı gören Yaman'a. 

Yaman, bir kere daha hatırlatılan konu ile başını eğerek onayladı. Fena büyük laf etmişti gerçekten. 

Seher'e de hoşça kal diyerek içeri yöneldi Yaşar Bey, anlaşılan bu yeni çift kuytuya çekilmişken yakalamıştı onları. Bir an önce yalnız bırakmayı seçti o da.

Ayrılan adamın geniş kapıdan içeri girmesine birkaç adım kala ellerini yavaşça ayırdı Yaman'dan Seher. Anın büyüsüne kapılarak cesurca bir davranışta bulunmuştu. Ayrılan ellerini Yaman avuçladı ve uzaklaşma çabasındaki Seher'e yaklaştı. Adamın gözlerindeki ışıltının sebebinin kendi olduğunu artık biliyordu Seher. İnanması her ne kadar zor olsa da biliyordu. Aksi olsa o cümleleri sarf edecek biri değildi adam.  Yaman'ın net bir insan olduğunu en başta anlamıştı. Dili henüz davranışlarına eşlik etmese de onu anlıyordu artık Seher. Yaman'da onun için yanıyordu. Yine de Seher'in çocuksu yüreği fazlasını istiyordu. Sevgi hiç ondan saklanmamış ve Seher de saklamak zorunda kalmamıştı. Ondandır ki duymaya ihtiyacı vardı Seher'in. Kabullenmeliydi ki şımarık yetişmişti bu konuda. Ve Yaman henüz hiçbir şey görmüş değildi.

"Emin misin?" dedi Yaman. Neşesinin yüzüne işlememesi mümkün değildi. Kadının bir an dalan gözleri yüzüne çevrildi ve Seher kafasını salladı ağırca. 

"Başka bir açıklama her şeyi daha kötü yapabilirdi" dedi aklına geleni kaçış olarak kullanarak. Gözünü kaçırmadan Yaman'a baktı. İnkar etmesini diledi. Ona sarf ettiği kelimelerin gerçek nedenini söylemesini umuyordu. 

Adamın yüzü karadı yine. Durgunluk çöktü kahvelerine ve kaldı kısa bir süre.

Seher yalan söylediğini biliyordu içten içe. Yaman herkesi susturabilirdi. Ona dair ondan habersiz bir haber söz konusu olmazdı. Hakkında daha önce atılan sahte manşetlerin saatler içerisinde kaldırıldığını biliyordu zira. 

Konuşmanın istendik gitmeyeceğini anladı ve olası bir çekişmeyi başlatmamak adına ekledi.

" Yüzük artık bizi mi temsil ediyor?" dedi Seher, havaya kaldırdığı eline bir bakış atmıştı konuşurken.

'Biz?' 

Yüzükte kalan bakışları büyüdü. Seher orta yol bulmak ne demek bilmiyordu gerçekten. 

Seher'in havadaki elini tutarak tekrar avucuna aldı Yaman. Baş parmağı ile okşadı zümrüt rengi taşı ve daha parlak olan zümrütlere döndü

"Bizi temsil ediyor. " dedi gözleri hala yüzükteyken. Kafasını kaldırarak Seher'e baktı sessizce. Gözlerinin ona dönmesi için kısa bir süre tanıdı kadına. Ve istediği olduğunda karşısındaki kadına iyice yaklaşarak kulağına eğildi.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin