Umut

1.2K 69 28
                                    

Yanağındaki ağrıya eşlik eden pek çok acı vardı. Önce vücudunun konumunu algıladı, sert ve hareket eden bir zemindeydi. Kıpırdamadan gözlerini aralamaya çalıştı. Ama az bir ışık sızabildi gözlerine. Gözlerini bağlamamış kafasına bir bez parçası geçirmişlerdi demek. Elleri ve ayakları çok sıkı bağlı değildi. Hala arabada ise uzak bir yere götürülüyor olmalıydı. 

"Sabrım kalmadı Tayfun. Para değil intikam istiyorum."

Tanımıyordu İkbal konuşan kişiyi. Yüreğinde filizlenen korkuya hükmetmek ve hızlanan nefesini engellemek istedi. Farkedilmemeliydi. 'şimdi olmaz' dedi, 'dayan, şimdi olmaz' . 

"Sen dediklerimi yaptın mı?" 

"Yaptım abi, karısının ölümünü bahane ederek doktor dozu iyice arttıracak. Bir süredir dozlar arttığı için şüphe çekmeyecek, beklendik bir ölüm olacak. " 

Aylarca içini yiyen intikam planlarının yavaş yavaş gerçekleşmesi tatmin etti Camgöz'ü. Kırımlı'nın elinde alabileceği ne varsa alacaktı, tıpkı ona yaptığı gibi. 

" Abisinin cenazesinde de o teyze ile yeğenin işi bitecek. Kesin iş olacak bu sefer. Kırımlı'ya dokunmayın ama. Onun cezası yaşamak." 

Abisinin cenazesi.. Ziya' dan bahsediyordu bu adam. Kocası, ilk aşkı, her şeyi.. Ya Yusuf ? Seher? 

Boğazına düğümlenen hıçkırıklar acı veriyor, kasılan yanakları ile ses çıkarmamak için çabalıyordu. Kendi canı şuan önemli değildi. Tüm ailesi gidecekti, herkes.

'Böyle olacakmış meğer, sonun buymuş İkbal' 

Kocasına daha çok sarılamadığı, öpemediği anlara yandı o an. Yusuf ile daha çok oynamadığı anlara; Seher ile daha çok sohbet etmediği, dertleşmediği anlara yandı. Bitiyordu yaşam. 

'Varsın böyle olsun sonumuz, ailem yine benimle olacak' 

Buruk tebessüm yüzünde peyda olmuşken yanakları sırılsıklamdı. Yaman'ı düşündü. Ne acılar çektiğini bildiği kardeşi yine ateşlere düşecekti. Yaşayamazdı ki o tek başına. Ölürdü. Hiç kendi için yaşamamış bir insanın elinden ailesi alınırsa nefesi alınırdı. 

Sessizliğin yayıldığı araba az bir zaman sonra durmuş uyandığı anlaşılan İkbal ite kakıla bir yere atılmıştı. Acı veren bir kabullenme ile atıldığı yerde kaldı, ölümü bekliyordu. Tek umudu olan kolyesini aradı boynunda. Buradaydı. Avuçları arasında sıkı sıkı sardı. Umut vardı, henüz umut vardı. 

~

Tüm semtler aranırken İkbal'in GPS bulunan kolyeyi yanına aldığı anlaşıldı. İşleri kolaylaşmıştı. 

"Kolyedeki Gps izine en son dağ yolunda erişilmiş sonra bağlantı kesilmiş. Bir tür mağara yada yer altı arıyor çocuklar. Araba izleri  köy yolu olduğundan dolayı belirsiz ve mobeselerde anayola çıkan bir araba da yok. O yüzden civardaki uzak iki köy de  inceleniyor." 

Gps'in en son gösterdiği yere varmak üzereydi Yaman. Telefonu kapatmak üzereydi ki Nedim devam etti. 

" Bir de Yaman, bir zarf teslim edildi konağa. Küçük bir çocukla gönderilmiş. İçinde eski tip bir telefon bir de fidye istekleri var. "

" Ne istemişler?" sesi değişmemişti. Bu beklendik ama acemi bir hamleydi. 

"Nakit 20 Milyon dolar istiyorlar. Yarın istenilen yer ve saat için bu eski telefondan irtibata geçeceklerini yazmışlar." 

Bu kadarını da beklemiyordu Yaman. Çok hafife almışlardı. 

"Bu fidye işi değil Nedim. Herkes Kırımlı adını bilir. Bilmeyip fidye işine kalkışacak adam da bu ücreti düşünemezdi. İş başka." 

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin