Siyah hareleri yeşillerime öylesine kilitlenmişti ki, gözleri sanki ruhumu boğazlıyor, görünmez oklar fırlatıyordu. Yutkunamadım, bakışlarına karşın güçlü durmaya çalıştım.Gözleri birer silah olsaydı beni burada, o saniyede öldürdürdü.
"Karanlığa...
@mrskitapseven Yazmayı bırakmaya karar verdiğimde beni yazdığı güzel yorumla (yorumlarla :) ) beni mutlu eden ve düşünmeme, yeniden yazmama teşvik eden, destekleyen güzel okurumaitafen.. Her şey için teşekkürler :)
Not: kalp bilgisayardan nasıl yapılıyor bilmiyorum:)
kitapbloogerrrVe hiç üşenmeden her satır arasında yorumlarıyla beni mutlu eden, destekleyen, yorumlarına yetişemediğim güzel okurum, sana da çok teşekkür ederim..
Yorum yapan ve vote veren diğer sevgili okuyucularıma da çok teşekkür ederim.. :)
İyi ki varsınız..
Keyifli okumlar :)
"Çünkü en zayıf olduğum yerden sınanmış, en hassas olduğum yerden vurulmuşum. Hangi yanımdan yara alsam o yanımdan ağrımışım. Taşıyamamzannettiklerimi taşımış, taşırım zannettiklerimin altında kalmışım. İçimdeki ummanı önce sızdırmış, sonra taşırmışım..." Nazan Bekiroğlu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlık bir ormanda kaybolmuş küçük bir çocuk gibi hissediyorum kendimi. İçimde hezeyan eden tüm duygular benliğimi sarsıyor, ruhumu titretiyordu. O çocuk korkuyordu, hangi yöne gideceğini bilmeyen pusulası bozulmuş, bir geminin kaptanı gibi oradan oraya koşturuyor, ağlıyor ve zihnine sertçe çarpan umutsuzluk cümleleri arasında boğuluyordu. Korku kaçtıkçaçoğalırdı, kaçmak ve saklanmak bir çözüm müydü o zaman? Hayır, kaçmak problemi daha çok büyütür ve karmaşık bir hale getirirdi. O yüzden kaçmadı o çocuk, korksa da karanlığa doğru bir adım attı. Cesaretli olanlar korkmayanlar değil, korkularının üzerlerine gidenlerdi.
Zihnime çarpan ve gözlerimle şahit olduğum gerçeklere ne kadar inanmak istemesem de, ne kadar arkama bakmadan kaçıp gitmek istesem de bu gerçekleri değiştirmeyecek, olan şeyleri yok etmeyecekti. Bana çözüm üretmeyecekti. Kolay olan kaçmaktı, zor olan ise kalıp problemlere çözüm arayarak mücadele edebilmekti.
"Sen ne dediğinin farkında mısın amca?!"
Beni düşüncelerimden sertçe koparan şey o buz adamın gür ve öfkeli sesi olmuştu, bakışlarım onun zifirilerinden çoktan düşmüş ve derin düşüncelerin akımına kapılmıştı ama onun sesi beni düşüncelerimden çekip sıyırmıştı. Gür çıkan sesi bu yüzden irkilmeme sebep olmuştu.