&12.Bölüm -Final-

220 22 39
                                    

15 .06.2021
İyi okumlar...

*** 1 ay sonra

Testi çevirdiğimde öylece kala kaldım.

"Aaa!" Yerimde sevinçle zıpladım çığlık atarak. Ardından titreyen elimle tezgaha tutundum. Tamam tamam. Hamile kadınlar hoplamaz. Aman Allah'ım bir çocuğum olacak. Kız mı, erkek mi?

"Aaa." Dedim yine bağırdım kendime engel olamayarak elimi ağzıma kapattım.

Tamam sakin. Sakin ya!

Herkesin öğrenmesine gerek yoktu hele.

Şuayb.

Şuayb!

Etrafı toplayıp bütün kanıtları çantama atıp salonun kapısından geçerken babamın her zamanki yerine yerleştiğini görmüştüm.

"Hayırlı sabahlar." Dedim içimde engelleyemediğim neşeyle. O da ufak bir tebessümle karşılık verdi. Salonun öbür kapısına bakıp tesbihiyle orayı işaret ederek konuştu.

"Bugün boya yapacağız biliyorsun. Uyandır şu hıyarı. Davar gibi yatacağına boyaları hazırlamaya başlasın." Dediğinde gülümsemem buruklaştı.

"Biliyorsun baba haftalardır ilk izin günü biraz uyusun. Hatta bugün ona hiç dokunmasak iyi olur ama yine yardım etmek isteyecektir." Dediğimde dediklerimin üzerinde durmayıp üzerime kısa bir bakış attı.

"Neredeydin sen? Saat daha on, nereye gittin?" Dediğinde omuz silktim.

"Biraz hava aldım. Bir de lazım olan şeyler vardı, onları almaya gittim." Dediğimde onaylayıp önüne döndü. Salondan çıkıp odamıza girdiğimde Şuayb uyanmış dağınık görüntüsüyle öylece tavanı izliyordu. Şişmiş ve kısık gözlerinden yeni uyandığı belliydi.

Bana çevirdi kısık gözlerini. Ardından kafasını ve bedenini. Yanağının altına elini yaslayıp beni inceledi.

"Neredeydin?" Dedi uyku mahrumu sesiyle. Dünden beri beşinci kez kustuğumda içimdeki şüpheyle ilk nefesi ezanede almıştım ve haksızda değildim hani. Gülümseyerek çantamı öbür koltuğa bıraktım. Ona yaklaşarak önüne diz çöktüm. Yanağına saçılmış saçlarını geri itip sakallı yanağını kavradım.

"Ben bir şey öğrendim." Dedim keyifle gülerek. Balon gibi olan gözlerini kırpıştırdı bir kaç kere.

"Ne öğrendin hanım?" Dedi yorgunluğun bütününü sesinde taşıyan adam. O an gece on ikide gelip sabah gitmek için beşte çıktığı işini getirdi aklıma. Ardından çıkan minik tartışma aklıma düştü. Bütün neşem ağzı açık kalmış, içi hava dolu bir balon gibi hızla söndü. Ben şimdi bebeği söylesem ihtimali için kendini paraladığı çocuk için ne yapardı. Bunaldım. Söylemek istemedim o an ama yine kendim sorguladım ona söylemezsem kime söyleyeceğimi. Kalmak için hareketlensemde beni seyreden adamın kaşları çatılırken elimi tutup beni engelledi. Yerinden doğrulup oturarak ayaklarını yere sarkıttı. Beni yanına çekip oturttu. Halâ bana bakarken pantolonun yukarı sıyrılmış paçasını düzeltti yorgunca.

"Bana ne olduğunu söyler misin Kelebeğim?" Dedi nazikçe. Siyah bakışlarına dağınık saçlarına baktım.

"Bizim bir çocuğumuz olacak." Dedim isteksizce. Onun çocuğunu ondan mı sakınacağım? Kafasını salladı beni onaylarcasına. Tepkisizliğine şaştım kaldım.

"Allah nasip ederse olucak hanımım. Ben ne için çabalıyorum. Lütfen böyle yapma. Bu her zaman böyle olmayacak. Sadece biraz sabıra ihtiyacım var. Helalinden kazanıyım biraz para çıkacağım işten." Dediğinde kendini işi için savunmaya hazırladığını fark ettim. Ne dediğimi anlamamıştı bile.

Kuklacının Kelebeği (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin