"hey bay yakışıklı eller yukarı, donlar aşağı bu bir soygundur!"
Jisoo bir hırsızdı, Jungkook ise bankada çalışan bir memur. Hırsız Jisoo, memur Jungkook'u donuna kadar soyacaktı.
"Uyanman için son 10 saniye yoksa bir daha asla uyanamayacaksın!"
"Anne lütfen 10 dakika dah-NE!"
Bir anda gözlerini kocaman açtı ve geri çekildi. Gözlerinden ve titreyen ellerinden korktuğubelliydi. Ya o çokkorkaktı ya da ben çok korkunç görünüyordum sizce hangisi?
"Annen değilim ama belki anneciğin olabilirim hım?" Diye dalga geçiyordu jisoo, karışındaki korkudan titreyen kadınla.
"Lütfen ne istersen yaparım beni öldürme."
"Zaten yapmak zorundasın." Yüzündeki gülümsemesi büyürken konuşmaya devam etti.
"Dediklerimi iyi dinle, en ufak yanlışında seni gebertirim. Anladın mı beni?"
Karşısındaki kadın başını sallamakla yetinmişti. Ağzını açarsa kadının ona bir şey yapmasından korkuyordu. O ne derse yapacaktı, çünkü Jennie yaşamak istiyordu.
Jisoo korkak insanlardan nefret ederdi, çünkü korkaklar her zaman kolay lokmaydı Jisoo için.
Şimdiki zaman (23:47)
Yorgunluktangeberiyorum, tümgün boyunca şu aptal dosyalarıdüzenlemiştim neyseki geriye 37 dosya kalmıştı. 107 tanesini bitirmiştim.
Jennie ile gün boyu hiç konuşmamıştık. Öğlearasında bile yüzüme bakmamıştı. Bende sinirlendim ve pek umursamamaya karar verdim.
İşlerimi halletmiştim, eşyalarımı toplayıp, bankadan çıktım. Saat gece yarısınıçoktan geçiyordu. Jennie içinendişelenmedimdeğil ama geri dönsemde benimle gelmeyi kabul etmeyeceğineemindim. İnadı inattır.
Arabamı çalıştırdım, eve yaklaşık 15 dakika sonra ulaştım. Hızlaüzerimideğiştirdim. Duş almak istiyordum ama hem yorgundum hem de bu aralar saçma olaylardan dolayı biraz tedirgindim, bu yüzden duşu erteledim.
Kendimi yatağa attım. Cidden çok rahat yatağım var, köpekler gibi çalışıp para kazanıyorum. Bir zahmet en rahatından bir yatakalayım kendime, değil mi?
Üzerimeçıkan bir şey ile uykum bölündü ama gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Öncetavşanınolduğunusandım ama bu küçükbirşeydeğildi.