7

476 31 105
                                    


Berkan'ın yanımızdan ayrılmadan önce söylediği şeyle şaşkınlıktan veda bile edememiştim. Doğru duyduğuma emin olmak için birkaç saniye düşündüm. Çok anlamsızdı ama evet, emindim.

"Ne demek oluyor şimdi bu?"

"Duydun." dedi basitçe. Gözlerini telefonun ekranın ayırmaya tenezzül etmedi. Bu tavırları beni cidden sinir ediyordu.

"Beni sevgilin olarak mı tanıttın?"

"Evet."

"Nasıl 'evet'?" hayretle sordum.

Sonunda elindeki telefonu bırakıp yüzüme baktı. "Değil miyiz?"

Cevabının evet olduğu şüphe götürmez bir soruymuş gibi bir tonda konuştu.

"Değiliz." dedim onu taklit ederek ancak aslında şu an neyi tartıştığımızı bile algılamakta güçlük çekiyordum. Çok saçmaydı. Bunun bir şaka olduğunu itiraf etmesini bekliyordum. Daha önce aramızdaki ilişki söz konusu bile olmamışken şimdi böyle bir şeyi konuştuğumuza inanmak zordu.

"Öyleyiz."

Şaka yapmadığını da böylece kanıtlamış oldu. Bunun anlamını idrak ettiğimde kalbim tekledi, göğsümü yarıp geçmesinden korktum.

Üzerimdeki bakışlarının verdiği ağırlığa daha fazla dayanamayıp masada yatan anahtarı aldım ve yerimden kalktım "Gitmek istiyorum ben." Çıkışa doğru ilerlerken kafamın içi öyle sesliydi ki arkamdan bir şey söylemiş miydi veya peşimden geliyor muydu bilmiyordum.

Sanki arabada beni dingin bir sessizlik bekliyormuş gibi kendimi hızla içeri attım. Ancak öyle bir şey olmamıştı tabii, düşüncelerimle boğuşmaya devam ettim.

Bana karşı duyguları vardı, öyle mi? Çok garip hissediyordum, adını asla koyamayacağım, tarif edemeyeceğim bir girdaptı.

Bin bir çeşit duygu bedenimi esir almış, galip gelmek için birbirleriyle savaş halindelerdi. Sağlıklı düşünmeme bir türlü izin vermiyorlardı. Özellikle sarışın adamın bana olan hislerinin onu bana kelepçeleyeceği, benden sıkılıp uzaklaşmasını engelleyeceği fikrinin içime saçtığı huzur tohumu... Evet, onu uzunca bir süre daha hayatımda tutmak istiyordum. Bu artık inkar etmediğim bir gerçekti. İsmail'e, yokluğunda büyük bir boşluğa düşecek kadar alışmıştım.

Aynı şekilde benim de onun kalbinde özel bir yere sahip olduğumu biliyordum. Aramızdaki bağ sıradan bir arkadaşlıkla denk tutulacak cinsten değildi. Ancak bu kadarı aklıma gelmemişti. Bu bağa romantik ilişki damgası vurmak için fazla erkendi. Daha birbirimizi doğru düzgün tanımıyorduk bile.

Ayrıca her şeyi bir saniyeliğine geride bırakalım, haberim yokken beni arkadaşına sevgilisi diye tanıtmak da neyin nesiydi?

İsmail yanımdaki yerini aldığında ne kadar süre düşüncelerimle yalnız kaldığımı bilmiyordum, belki bir dakika belki onlarca kat fazlası.

"Bana sormadan bir başkasına beni erkek arkadaşın olarak tanıtamazsın. Neden yaptın bunu?" diyerek asıl konuya döndüm. Ona karşı ilk defa bu kadar sert çıkmış olmama aldırmadı bile.

"Onun da bakışlarından hoşlanmadım. Zaten arkadaşım olduğu için biliyorum, yavşağın tekidir. Senden uzak durması için-"

"Yine de böyle bir şey yapmaya hakkın yok."

Derin bir nefes aldı. Muhtemelen sözünü kesmeye cesaret edilmesine pek alışık değildi. Yine de laf etmedi.

"Senin için erken olabileceği düşündüğüm için hiç dile getirmemiştim. Ancak gözümün önünde başka heriflerin sana asılmasına izin veremeyeceğim için böyle bir hamle yapmak zorunda kaldım."

THE WOODS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin