bu bölümde cinsellik ve sizi triggerlandırabilecek bazı unsurlar var lütfen rahatsız hissediyorsanız atlayın
Ben ise bakışlarının öldürücülüğünden korkmak için şu an fazla öfkeliydim. Arkamı dönüp sinirli adımlarla uzaklaştım.
.
.
Ancak daha salondan çıkamadan bileğimden hışımla çekilmemle İsmail'le yüz yüze gelmiştim.
"Bir daha sakın böyle bir şey söyleme." Kararmış gözlerini benimkilerden ayırmadan tısladı. Belimin iki yanından tutup hareket etmemi engelledi. Nereye konacağını bilmeyen ellerim çaresizce onun yapılı göğsünü bulmuştu.
"Sen de beni istiyorsun, biliyorum." Boğuk sesiyle kulağımın dibinde mırıldandı.
"Hayır." dedim meydan okurcasına.
Belimdeki ellerinin yardımıyla gövdelerimizi birbirine yapıştırdı. Alt tarafta hissettiğim şeyle irkildim. Geri çekilmeye çalışıp alt taraflarımı dürten sertliğin temasını kesmeye uğraşsam da beni yerime çivileyen kolları yüzünden hareket edemiyordum.
"Bırak." Göğsünden ittirdim ama bir duvar gibi aynı yerini koruyordu.
"O kapıdan çıkmayacaksın." Şartını söyledi.
Ama gururum pazarlık yapmama müsaade etmiyordu. "Çıkacağım."
Bir saniye sonra kendimi havada buldum. Beni bir tüy gibi kaldırıp kollarına almıştı.
"İsmail, indir çabuk beni!" Odanın birinin kapısından geçene kadar bacaklarımı savurup kucağında debelendim. Ancak bana mısın demiyordu.
Vücudumu sert olmayan ama pek kibar da sayılamayacak şekilde odanın ortasındaki büyük yatağa bıraktı.
Vakit kaybetmeden sırtımı siyah çarşafın yüzeyinden ayırdım ancak tamamen kalkmama izin vermeden beni geri ittiren güçle kendimi yine boylu boyunca yatarken buldum.
İsmail yanımda, bana dönük, bir dirseğinin yardımıyla gövdesi kısmen doğrulmuş şekilde uzanıyordu.
İşte acımasız ve güzelliğine karşı konulamaz bir tuzak yine ismimi çağırıyor, beni süratle kendine çekiyordu. O bu derece yakınımdayken ne kadar güçsüzleştiğimi en iyi bugün öğrenmiştim. Beni kontrolden çıkaran şey neydi, bilmiyorum. Gözleri, dudakları, sesi, dokunuşları, nefesi... Kokusu, diye düşündüm, etrafımdaki havayı sarıp sarmalayan, içime çektiğimde başımı döndüren erkeksi kokusu beni delirtmiş olabilir.
Kafasını üzerime eğip alnıma düşen saçlarımı düzeltti. "Seni yatağımda görmeyi ne kadar çok istiyordum, bilemezsin." dedikten sonra burnunu boynuma gömüp derin bir nefes aldı.
"İsmail çekil." dedim uyarıcı bir tonda. Onu kendimden uzaklaştırmak için ellerimle omuzlarına tüm gücümle baskı uyguladım, ancak çabalarım yine boşuna verilmiş bir uğraş olarak kaldı, bir milim bile yerinden kıpırdatamadım.
Aramızda çırpınan ellerimi, tek eliyle bileklerimden yakalayıp kafamın üstüne çiviledi. Diğer eli göğsümden karnıma doğru yavaşça süzülürken dudaklarını kulağıma dayadı.
"Yanıp tutuşuyorsun benim için Batuhan. Hem de ilk gördüğün andan beri. Kabul et artık."
Duyduğum kışkırtıcı kelimelerle vücudumdaki bütün kanın hızla penisime toplandığını hissettim, bağlı olduğu damarlar bir kalp gibi atmaya başladı.
Haklı olmasından nefret etmiştim.
İstemeden dizlerimi birbirine sürtüyor, uyluklarımın arasına sıkıştırdığım sertliğime muhtaç olduğu ilgiyi vermeye çalışıyordum.
