❦ 2

1.3K 132 44
                                    

Üniversitenin bilmem kaçıncı gününe hazırlanmak için sabahtan erkenden kalkan güzel beden, her sabah olduğu gibi duvarlara kafa ata ata bulmuştu banyoyu.

Çünkü yataktan çıkıp yüzünü yıkayana kadar gözlerini açmazdı, daha fazla uyumuş olurdu böylece— Yani kendi düşüncesi bu yöndeydi.

Yüzünü yıkamaktan vazgeçip kendisini ılık bir duş almaya ikna ettiğinde sabah yediyi geçiyordu. Duşu bittiğinde saçlarını öylesine kuruladı, üstüne ince ve kolsuz bir tişört ve kısa bir şort giydi.

"Hazırlanmadan önce biraz balkona çıkayım," diye mırıldandı kendi kendine.

Saçlarına sardığı havluyu çıkarıp bir kenara attıktan sonra mutfak balkonuna çıkmış, camı açıp başını dışarı uzatmıştı.

Kuşların sesi eşliğinde temiz havayı içine doldurmak için derin bir nefes aldı, ama nefesini alır almaz öksürmeye başlamıştı. Çünkü bir sigara kokusu kaplamıştı etrafı.

"Zalgo aşkına." Mırıldandı sinirle. "Bu ne iğrenç bir koku..."

Homurdanarak kokunun nereden geldiğini anlamak için camdan biraz sarktığında yüzüne sigaranın dumanı da çarpmış, daha da öksürmesine sebep olmuştu bu. Oflayarak dumanı takip etti gözleriyle.

Ve balkonun altında sarışın, genç bir adam gördü.

Oydu sigara içen.

Hyunjin tam ağzını açıp bir şey diyecekken yabancı genç adam başını hafifçe kaldırıp bakmıştı, göz göze gelmişlerdi birkaç saniye içinde. Ve belki de dünyanın en garip bakışmasını yaşamışlardı.

Hyunjin, sigara içeni buradan uzaklaştırmak için kafasından türlü bahaneler uydururken yabancı olan ise karşısına aniden fırlayan küçük bedeni incelemeye başlamıştı.

Sarı renkte ve hâlâ nemli olan saçları, meraklı gözleri, sevimli yüz hatları ve tişörtünün açıkta bıraktığı beyaz teniyle; Felix'in hayatında gördüğü en güzel çocuk olabilirdi balkondan sarkan küçük beden.

Sigarasını iki parmağı arasına alıp dumanını havaya üfledi uzunca uzun olan, tabii tüm duman küçük olanın yüzüne çarpmış ve bu da iyice sinirlenmesine sebep olmuştu.

"Bana baksana sen!" dedi Hyunjin hırçınca. "Hey! Gidip başka yerde iç şu si—"

"Göğüslerin gözüküyor."

"Ha?" 

Hyunjin cümlesi bölündüğü için sinirlenmişti, tabii yabancının dediklerini idrak edince başını eğip baktı göğsüne.
Giydiği tişört fazlasıyla bol olduğu için köprücük kemiklerini ve göğsünü hep açıkta bırakmıştı, e bir de balkondan da sarkıyordu Hyunjin, bu daha da açılmasına sebep olmuştu tişörtün.

Bunu fark ettiği anda suratı kıpkırmızı olmuş, ellerini önünde birleştirip bağırmaya başlamıştı uzun bedene.

"S-sen sapık mısın?! Ne diye b-bakıyorsun, madem açıldı?! Of- Gitsene buradan!"

Felix yalnızca omuz silkip dudakları arasındaki zehri tüketmeye devam etti.
Bu, Hyunjin'i deli etmeye yetmişti. İçeri geçip balkon penceresini sertçe kapattı, homurdana homurdana üstünü değişmeye başladı.

"Aptal bir adam yüzünden moralimi düşürmeyecek ve derslerime gecikmeyeceğim," diye iç geçirdi en sonunda.

Hyunjin farkındaydı ki kendisini uzun ve yorucu bir gün bekliyordu, çünkü güne sinirli başladığında hep öyle devam ettirme huyu vardı.

Felix ise yalnızca ilk defa gördüğü huysuz, güzel bedeni sinir etmeyi ne kadar sevdiğini anlamıştı daha ilk saniyeden.
Yani onun balkonunun altından ayrılmayacaktı, ne olursa olsun.

İşte ikilinin tanışma hikayesi böyle başlamıştı.

cig love ❦ hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin