❦ 5

918 103 61
                                    

O gün Hyunjin bir değişiklik yapıp kitap okumak için çıkmaya karar verdi balkona. Fakat her sabah olduğu gibi yine buram buram bir sigara kokusu işlemişti ciğerlerine.

"Ben bu çocuğu var ya..."

Elindeki kitabı yere fırlattığı gibi balkon camından dışarı sarktı. Aradığı uzun beden yine sigarasını tüttürüyordu yoldan geçen arabaları izleyerek.

"Kardeşim sen deli misin? Ne diye her gün evimin önünde sigara içiyorsun?! Git diyorum ya, git!"

Felix derin bir nefes verdi, ardından sigarasını ağzından çekip mırıldandı kendi kendine.

"Aha da geldi felaket tellalı..."

"NE? Sen az önce bana ne dedin?! Seni var ya alır-"

Evet, Felix'in kulaklarına dolan ve tüm mahallede yankılanan çığlık, balkondan çok sarktığı için iki metreden az bir mesafeden düşen Hyunjin'den başkasına ait değildi.

Ama gözlemlemesi gerçekten iyi olan Felix, Hyunjin ile ilk karşılaştığı anda onun sarkma huyunun olduğunu fark etmişti.
Felix'in refleksleri de oldukça güçlüydü, Hyunjin camdan kaydığı anda sigarasını yere fırlatıp onu kucaklamıştı.

Yani balkondan düşen Hyunjin'i Felix yakalamıştı.
(ben 7. kattan dussem kimsenin umrunda olmam aq)

Şimdi Hyunjin, çilli bedenin kucağındaydı ve yüzleri gerçekten çok yakındı. Felix'in erkeksi ve hafif sigara kokusundan mest olmuştu. Bedeni, çilli bedenin kucağı arasında çok rahat hissediyordu.

Birkaç saniye yalnızca birbirlerine baktılar, daha doğrusu birbirlerinin dudaklarına odaklanmışlardı.

Hyunjin diliyle dudaklarını yavaşça ıslattığında Felix kendisini tutamadı daha fazla, önündeki yumuşak pembeliklere gömüldü.
Zaten Hyunjin de bunu bekliyormuş gibi boynuna sarılmıştı çilli bedenin.

Felix ellerini, kucağındaki bedenin kalçalarına sabırsızca sardıktan sonra onun sırtını duvara yasladı. İki ince bacağın da kendi beline dolandığını hissetmişti böylece. Aralarındaki temas giderek güçlenirken öpüşmeleri de alevleniyordu.

Uzun bedenin tüm sabrı, küçük olanın inleyip sürtünmeye başlamasıyla yok oldu.
Hyunjin'in dilini kavrayıp daha sert öpmeye başladı.
Fakat bir süre sonra Hyunjin'in nefesi tükenmiş, zorlukla koparmıştı dudaklarını çilli bedenin dudaklarından.
Felix bunu fırsat bilip tatlı kokulu beyaz boyna gömdü dudaklarını, kendi izlerini bırakmaya başladı.

"Ya, y-yavaş ol!" diye sızlanmıştı Hyunjin o sırada.

Fakat birkaç dakika sonra ikisinin de aklına bir gerçek gelmişti: Dışarıdalardı.

"Dur... D-dur, dışarıdayız! Bırak beni!"

En sonunda Felix, öpücük izlerine boğduğu tatlı teni serbest bırakıp eserine bakmıştı hayranlıkla. Kucağındaki ince beden, duvar ve kendisi arasında resmen dağılmıştı.

Çekik gözleri yaşlarla doluydu, dudakları aralık ve şişti, titrek nefesler alıp verirken ince bedeni de titriyordu, tişörtü düşüp sağ omzunu komple açıkta bırakmıştı ve boynu Felix sayesinde hafif kızarıklarla doluydu.

Felix sırıtıp dudaklarını yaladı yavaşça.

"Şu an ne kadar lezzetli göründüğünün farkında mısın, küçük kuzucuk? İstesem seni tek lokmada yutabilirim."

Hyunjin bunları duyduğu anda yavaşça yutkundu.
Hem soğuktan hem korkudan titriyordu artık, yanaklarından sicim gibi süzülmeye başlamıştı. Gözüne ilk başlarda masum gelen bu uzun bedenin dokunuşları hoşuna bir anlığına hoşuna gitmişti fakat o sapık olabilirdi gerçekten de.

Hyunjin kendisini savunamayacağını bildiği için ağlamaya başlamıştı. "Lütfen," diye fısıldadı güçsüzce. "B-bırak gideyim... Y-yalvarırım..."

"Hey sen- Siktir, ağlıyor musun? Şaka yapıyordum! Hay sikeyim-!"

Felix kucağındaki güzel bedenin sırtını nazikçe okşamaya başladı, böyle bir tepkiyi beklemediği için sarsılmıştı.

"Siktir, cidden çok özür dilerim. Öyle demek istememiştim. E halinden mutluydun ama... Sikeyim. Cidden özür dilerim, gerçekten."

İnce beli nazikçe okşarken devam etti cümlelerine. Sesindeki pişmanlık elle tutulur hâldeydi.

"Kötü bir amaçla söylemedim hiçbirini. Özür dilerim, çok üzgünüm..."

Birkaç dakika boyunca Felix, derin ses tonu ve nazik sözcüklerle sakinleştirmeye çalıştı Hyunjin'i.
Sonunda Hyunjin titremeyi bırakmış ve burnunu çekerek ağlamayı kesmişti.

"Üzgünüm," diye son kez mırıldandı çilli beden.

Kendisini berbat hissediyordu, bir daha buraya nasıl gelecekti rahatça?

cig love ❦ hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin