Medeniyetten Men Edilen || Wanda Maximoff

01 | Duygularını Kontrol Edemediği İçin

Mükemmel dengeyi bulduğu anda burnu kaşınmıştı. Tam uykuya dalacağı anın hemen öncesinde kulağının kenarına sinek konmuş ve ısırmıştı. Bastığı fayansın ıslak olduğunu fark etmek için çok geç kalmıştı.

Wanda Maximoff, rahatsız olmuştu ve aklına gelen tüm o örneklere rağmen, o an duyduğu rahatsızlığı betimleyebilecek başka hiçbir benzer rahatsızlık bulamıyordu.

Sevdiği yiyeceklerin üzerini karıncalar işgal etmişti. En sevdiği oyuncağı bahçede oynayan diğer çocuklar tarafından çalınmıştı. En sevdiği dondurmayı almak için biriktirdiği parayı düşürmüştü. Hepsi rahatsız ediciydi ama hiçbiri, huzurla yaşamak için kurduğu yuvasının Avengers tarafından işgal edilmesi kadar rahatsız edici değildi.

Vision da insan görünümünü bir kenara bıraktı ve süzülerek Wanda'nın yanına geldi. Meydanın ortasına park edilen okul otobüsünün içinden çıktı Avengers ekibi. Wanda, karşısına dizilen altı insanın altısına da baktı sırayla. Dostlarını görmek, hissettiğini unuttuğu bazı duyguların uyanmasına neden oldu. Altısının arasından gözü Steve'e takıldı, yine bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Her zaman çalışırdı, çoğu zaman işe de yarardı ama o an değil.

Wanda'nın kulakları duyacağı her şeye kapalıydı. Zihinlerine girmeden bile tahmin edebiliyordu onların birazdan söyleyeceklerini. Onlarca yıl olmasa da birlikte uzun yılları atlatmışlardı. Onlar hakkında tahminde bulunmak için artık güçlerini kullanmasına gerek yoktu.

"Tüm bunları, sen mi yaptın?" dedi Natasha etrafına bakarak.

Vision soluna dönüp sevgilisine baktı. Wanda'nın Natasha'ya olan bakışına dikkat etti. Android, şüpheye düşen zihninin bekçisi olan gözlerini Natasha'ya doğru çevirdi. "Tam olarak ne demek istedin?" diye sordu android.

Elini kaldırdı Wanda. Elini kaldırmasıyla karşısındaki altı çift gözde beliren gerginliği fark etti. Ondan korkuyorlardı. Elinde hiçbir şey tutmuyordu ama bir silah tutuyormuş gibi dikkatle bakıyorlardı.

"Bir şey yok Vis," dedi Wanda, gözlerini Avengers'tan ayırmaksızın. "Seni kandırmaya çalışıyorlar sadece."

Zırhın içindeki Tony güldü. "Güzel hikaye ama bu noktada çalışmaz."

"Buradan gitmenizi talep ediyorum," dedi Wanda tüm ciddiyetiyle.

"Üzgünüm Wanda," dedi altısının arasından öne çıkmış olan Steve. "Şimdi, tam da burada konuşmamız lazım. Yaptıkların insanları etkiliyor."

"Üstelik bu yaptığın hiç de legal değil," diye araya girdi Tony Stark.

"Wanda... ne yapıyor?" dedi Vision. Androidin gözleri Steve ile Wanda arasında gidip geldi.

Daha fazlasını duymak istemiyordu Wanda. Sağ elini yumruk yapıp ileriye savurdu ve Steve geriye doğru uçtu. Otobüsün üstünden fırlayarak geçen adam yolun ilerisine, geldikleri sırada otobüsün geçtiği yolun üzerinden uçtu.

"Bunu yapmana gerek yoktu," dedi Vision, tüm vücuduyla Wanda'ya dönerek. Sesindeki sorgulayıcı ton, Wanda için kara tahtaya yapılan bir çiziktirme gibi rahatsız ediciydi.

"Seni kandırmalarına izin veremem," dedi kadın. "Buraya beni senden ayırmaya geldiler, bunu istemiyorum. Bir kez daha yanından ayrılmak istemiyorum."

"Kanmayacağıma eminim." Wanda'nın yükselen sesine karşın Vision'ın sesi oldukça stabildi. "İddia ettiğin gibi yalan söylüyorlarsa da onlara inanmam için sebep yoktur ama senin yaptığın baskının oranını değerlendirdiğimde..." diyordu ki android, Wanda kafasını çevirip sevgilisine baktı ve kadının o bakışı üzerine, lafını yarıda bıraktı sentetik android.