2:3

5 1 0
                                    

Medyada: Ella İda
Aurora - Warrior

Keyifli okumalar ^^

——————————————

Bu gece dolunay vardı. Sanki, gururla gökyüzünün tam ortasında göz kırpıyordu. Fakat ormanı, ışığıyla ne kadar aydınlatabiliyorsa o kadar aydınlıktı! Göz gözü görmüyordu neredeyse. Zifir karanlık denebilirdi hatta.

Soğuk havanın esmesiyle iyice üşümüştüm. Saat gece yarısını çoktan geçmişti bile ve biz hala yolu bulamamıştık. Yaklaşık iki saattir ormanda Gumgum'ı arıyorduk. Daha doğrusu Gumgum'ı bıraktığımız yeri arıyorduk.

"Hay ama ben senin! kim koydu şunu buraya ya. Koca taşın burada işi ne." Nora gözlerini devirdi Sara'ya. Bense arkadaşımın bu haline gülüyordum.

"Hani ormandayız ya tatlım. Doğa,ağaçlar,böcekler filan." 

"Iyy bana böcek demeyinn." Sara'nın yüzü tiksintiyle buruşurken, yanıma büyük adımlarla hızla geldi.

"Nora bulamadın mı Gumgum'ı?" " Hayır. Nedense bir şey onunla iletişime girmemi engelliyor."  Hepimiz çok yorulmuştuk. Akademiye gidip sıcacık yatağıma girip deliksiz bir uykuya dalmak istiyordum.

Nora'nın kolunu sıvazladım. " Önemli değil kendini suçlama buluruz bir şeyler şimdi." Dudakları hafifçe kıvrılarak mahçupça gülümsedi. Gözleri samimiyetle 'teşekkür ederim' dercesine parıldıyordu.

"Kızlar siz de duydunuz mu?" Nora'yla aynı anda konuşmuştuk.

 "Neyi?"

 "Neyi" 

Sara, parmağını susun demek için dudağının üstüne kapattı. Çalıların arasından hışırtılar yükseliyordu. Tedirginlikle bakıştık. Sara gergince geriye doğru bir kaç adımla çalıdan uzaklaşmıştı.

"Ben ne olduğuna bakıcam.  Arkamda durun." Kafamızı sallayarak Nora'yı onayladık.

Nora yavaş adımlarla çalıya yaklaşıyordu. Görebilmek adına Nora'nın arkasından sağ tarafa doğru eğilmiştim. Sara'ysa sol tarafa doğru eğilmişti. Nora yavaşça çalıyı yana doğru itti. 

Kırmızının her tonunu barındıran Purlina vardı karşımızda. Ağzım açık karşımızda ki olan üstü varlığa bakıyorduk. Sırtında ki kırmızı işlenmiş ucuna doğru sivrileşen yakut, ateş saçıyordu. Çalının bir kısmı ateşinden nasibini almış gibi külleri rüzgara karışıp gitmişti.

 Gözlerimi alamıyordum güzelliğinden. Yelesi kızıl ve sarı tonları arasından dans ediyordu. Uzun kuyruğu ejderha kuyruğuna benziyordu. Vücudunun her yerinde yazıya benzer desenler vardı. Bu ona daha da mistik hava katıyordu sanki.

Keskin bakışlarını üzerimize dikmiş bizden gelecek olan saldırıyı bekliyordu. Hırlamaya benzer sesle geriye doğru gerindi. Dişlerini göstererek öfkeli ve sık nefesler alarak bakıyordu. 

"Sakin ol küçük dostum. Sana zarar vermek istemiyoruz. Sadece yarana bakmama izin ver." Gözlerim yeni fark ettiğim yarasına kaydı. Çok derin olmasa da kesilmişe benziyordu. Yerde ki kan birikintisinden çok kan kaybettiğini anlaşılıyordu.

Nora içtenlikle Purlina'ya bakıyordu. Kızıl Purlina pes etmiş olacak ki yavaşça kendini yere bıraktı. Nora, Purlina'nın başını yavaşça kaldırıp dizlerinin üzerine koydu. Ne yaptığını biliyordu sanırım.

 Gözlerinin içlerine bakıyorlardı. Etrafta altın parıltılar uçuşmaya başladı. Nora ve Purlina'nın etrafında dönmeye başladı bu altın toz. Toz iyice etraflarını kaplayıp altın bir küre oluşturup, hapsetmişti ikisini de.  Küre bir anda patlayıp tozlar etrafa dağıldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dönüşüm - Uyanış IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin